Gölgeler arasındaki tarafım haklı olduğunun bilincinde bir kez daha bana lafını sokup beni düşünce selinin içine bırakıp kaybolmuştu.Saçlarımı hafifçe arkaya vurup yeni gelen çocuğa dönmemle birlikte onun da bakışlarının üzerimde olduğunu anlamam bir oldu.
Gelir gelmez başıma bir ton bela açması yetmezmiş gibi bir de sırama oturmuş beni bir kez daha Larenle burun buruna getirerek canımı sıkmıştı.
Manasız gözlerle ona bakıp ne var anlamında kafamı salladım ve önüme döndüm. Hala bana baktığının farkındaydım ama onunla konuşma niyetinde değildim. Herhalde onun için bir de tanışma merasimi düzenleyeceğimi ya da boynuna atlayacağımı düşünmüyordu. Düşünüyorsa da tamamen düşünceyle kalacaktı ne yazık ki .
İnsanlarla tanışmaktan hoşlanan biri değildim. Samimiyetsiz samimiyetlikler bana göre değildi.
•••
Dersler sonunda bitmiş, eve gidip bir nefes alacağımı düşünmüştüm. Gün boyu Laren ve tıpkı Laren gibi cici arkadaşlarının bana tiksinen gözlerle bakışlarına maruz kalmıştım.
Normalde bu durum zoruma gitmez hatta iki yıldır alışmış olduğum için takmazdım bile. Fakat bu sefer her zamankinin aksine bakışlarındaki o alevi fark ediyordum.
Bugün düştüğü durumdan beni sorumlu tutacağından ne kadar emin olsam da tam tersinin olması için çok dua etmiştim.
Bu size basit bir kız kavgası olarak gelebilir ama bu kızlar hiç de hafife alınacak türden kızlar değildi. Ve ben gölgeler arasındaki tarafımın gün yüzüne çıkmasından endişeleniyordum.
Onlardan korktuğum için değil, kendimden korktuğum içindi bu endişem.
Okuldan Adelyta ile çıkarken şaşkınca etrafına bakınıp en sonunda bana döndü:
- Eee nerde seninki?
Boş gözlerle Adelyta'ya bakınca açıklama gereği duydu:
- Şoförü diyorum kızım ne bu dalgınlık.
Hem yürüyüp hem konuşurken Laren ve tayfasının peşimizde olduğunu fark ettim. Adelyta'ya çaktırmamak adına derin bir nefes alıp konuştum:
- Bir kaç işim vardı onun için çıkışta beni almaya gelmemesini söyledim.
diyerek biricik arkadaşıma yalan söylemek zorunda kaldım.
Mirandus yani şoförüm dersteyken mesaj atmıştı: 'Bugünlük tek dönmeniz gerekiyor, sabah ki olay yüzünden arabada hafif bir aksaklık söz konusu.'
Şu an bu durum beni ne kadar zora soksa da -Larenle uğraşmak benim için ölümden beter çünkü- Adelyta'ya, kız kardeşim gibi gördüğüm tek arkadaşıma bir şey olmasına katlanamazdım. Hele ki benim yüzümden olacaksa asla kendimi affedemezdim. Sanırım babamdan bana miras kalan özelliklerden bir tanesi de buydu. Sevdiklerini canı pahasına korumak...
- Ne işin var diye sormuyorum patron, yarın görüşürüz.
diyerek sarıldı.
Adelyta zor olsa da beni anlamaya çalışan, gerçekten seven tek arkadaşımdı. Bu yüzden bende ona fazlasıyla değer veriyordum ve ikimizde birbirimize verdiğimiz değerin farkındaydık.
Adelyta'dan ayrıldıktan hemen sonra kimsenin olmayacağını düşündüğüm bir sokağa girdim. Tam da tahmin ettiğim gibi çok geçmeden önümü kestiler.
Laren'in yüzündeki o sinsi gülüşten anladığım kadarıyla aklından ne kadar saf olduğumla ilgili düşünceler geçiriyordu. Onlara göre ben sakince evime giderken birden önüme çıkmışlardı ve benim şu an korkudan titremem gerekiyordu.
Yüzümdeki kendinden emin ifademi silip yerine telaşlı bir ifade koyarak kafamı yavaşça yere eğdim.
Belanın beni içine çektiği bu dünyada masum rolü yapmak emin olun masum olmamaktan daha zordu benim için.
Kafamı eğdiğim yerden kaldırmadım ve sordukları hiç bir soruya cevap vermedim. Karşılarında resmen robot gibi durmuştum. En ufak bir tepki vermemi bekliyorlardı kavgayı çıkarmak için. Ama zaten buraya gelmelerindeki asıl amaç kavga değil miydi? Benden beklemelerine gerek yoktu, zaten olacaktı.
Tepkisiz kalmama daha fazla dayanamayarak Laren ilk adımı atıp yanıma geldiği gibi ellerini saçlarımın arasına sokup beni kendine doğru çekti.
Tepki vermemek için kendimi zor tutuyordum ama başarıyordum. Bu duruma daha da sinirlenerek karnıma attığı tekmeyle geriye doğru sendeledim. Kuş kadar kızdan böylesine sert bir tekme şaşırtıcıydı doğrusu.
Tam ayağa kalkacağım sırada peş peşe tekmeler yememle birlikte ve artık kendimden geçmiş olmamın verdiği rahatlıkla dayanamayarak yere düşeceğim sırada belimde hissettiğim kollar beni son anda kurtardı. Bir dakika? Bu dokunuş? Bu his?
Belimde hissettiğim kolların soğukluğu yabancı olduğu kadar bir o kadar da tanıdık gelmişti. Yine aynı soğukluğun verdiği yakıcı sıcaklıkla kavrulurken aldığım baş döndürücü kokuyla kendimden geçmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN KRALİÇESİ:İKİ HAYAT
Misterio / SuspensoBir beden iki hayat. Aynı anda iki farklı kişi olmak zorundaydı ama bunu yaparken duygularını birbirine karıştırmamalıydı. Bir tarafı o kadar görünmez, silikken diğer tarafı ben buradayım diye haykırıyordu. ••• Bellatrix, mafya dünyasının gözdesi o...