Hey, herkese merhaba! =D Kısa bir aradan sonra tekrar ben. Bu aralar bölüm yazmaya fırsatım olmuyor, bir sürü ödevim var. Ama yazdığımda daha uzun yazmaya gayret edeceğim. Velhasıl kelam bölüm için oy ve yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar. ^—^
Multi'de fotoğraf İlke. Şarkı ise sesine, tarzına, müziğine aşık olduğum adamın şarkısı. Bölümde geçiyor koyayım dedim. Umarım seversiniz. =)
İlke'den...
Ertesi gün sabah kalktığımda saatin erken olduğunu fark ettim. Ama bende ki de huy işte, uyandığım zaman bir daha uyuyamam ki. Ben de ablama mesaj atmaya karar verdim.
"Uyanık mısın?" Yaklaşık iki, üç dakika sonra cevap gelmişti.
"Evet ablacım, ne oldu? Bir sorunun mu var?"
"Yok hayır ablacım, sadece erken uyandım biraz, sana mesaj atayım dedim."
"Ha, yani erken uyanmasan arayıp sormayacaksın."
"Ya abla öyle olmadığını biliyorsun."
"Biliyorum ablacım, ee nasıl gidiyor okul?"
"İyidir abla, alışıyorum işte, senin işin nasıl gidiyor?"
"Gayet iyi bi'tanem. Verdikleri işleri kolayca ve hızlıca yapıyorum. Bu da onların gözüne girmemi sağlıyor."
"Eh tabii, kimin ablasısın. Ablaların en bi'tanesi. Daha iyisini yapabileceğine eminim."
"Sağol canımın içi. Ha bu arada hesabına para yatırdım İlke'cim."
"Ya abla ne gerek vardı?"
"Öyle deme ablacım. Hem bu ay fazla maaş aldım, sana da katkım olsun biraz."
Ablam her zaman düşünceli bir abla olmuştur. Her zaman, her yerde, her şeyde hep kendinden önce beni düşünürdü, annem ve babam bile beni bu kadar düşünmezken ablam beni hep korur kollardı. O açık mavi gözleri bana hep şefkatle, merhametle, sevgiyle bakardı. Bizim hiç ciddi kavgalarımız olmadı. Basit abla-kardeş kavgalarıydı bizimkisi. Her ne kadar babamın kavgalarından bizim kavgalarımıza vakit kalmıyor olsa da... Hemen düşüncelerimden kurtulup içimdeki minnet duygusuyla mesajına cevap verdim.
"Teşekkür ederim abla."
"Her zaman kardeşim."
Böylece konuşmamız bitmişti. Saate baktığımda Erva'nın yanmasına az kaldığını gördüm. Kısa bir duş alıp altıma kot pantolon, üstüme amerika bayraklı tişört ve kolej ceketimi giydim. Son olarak pembe konverslerimi giyerek saçımı yaptım. Erva da bu sırada uyanmıştı. O da aynı şekilde hazırlandıktan sonra çantasını karıştırarak içinden siyah küçük ince karalama defteri gibi bir şey çıkardı. Daha sonra bana doğru dönerek elindeki defteri bana doğru uzattı. Ne olduğunu merak etmiştim ve bunu onunla paylaşmaktan çekinmedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 Yıllık Teneffüs -Tamamlandı-
ChickLitSen hiç gerçek aşkını 4 sene bekledin mi? Tam o an ki cesaretle ona açıldığında onun gitmek zorunda olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kaldın mı? Peki, tam onu unutmaya başlamışken, onun aşkını kalbinin en derinine gömmeye başlamışken onun karşına çıkt...