ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋ

༄ Kadın gibi hissetmek için

'Ahhh!'

Kucağındaki bedeni banyodan çıkaran jungkook kendine ait yatak odasına götürüp geniş yere sırt üstünde yatırmıştı. Şimdi ise boynuna hickeylerini bırakıyordu.

'J-jungkook. Neden?'

Jungkook'un altında kıvranan Jimin hala neden onu öptüğünü anlamamıştı. Bedeninden nefret ettiği söylediği sözlerden belliydi. Ama yinede acelesi varmış gibi şuan boynunu ısırıp emiyordu. Canını acıtıyor hiç nazik davranmıyordu. 'Yavaşla biraz. Duymuyor musun?'

'Senden nefret ediyorum.'

Jimin jungkook'un söylediğine şeye dikkat kesildi. Nefret ediyorsa neden dokunuyordu o zaman? Omzundan itmeye çalıştı ama milim oynamıyordu.

'Çekil! Ahh ısırma!'

'Nefret ediyorum senden! Nefret!'

Jungkook'un gözü dönmüştü sanki. Altındaki bedene acıması yoktu. Tüm hırsını ondan çıkarıyor gibiydi.

Minik ellerini hala omzundan çekmemişti Jimin. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Jungkook çok sertti. Üzeride çıplaktı sadece altında iç çamaşırı duruyordu. 'L-lütfen.'

Jungkook ağlayan sesi duyduğunda hızla kafasını kaldırmış gözlerine bakmıştı. Kararan gözleri yeni yeni aydınlanırken boğazına naptığına baktı. Şimdiden mosmor olmuş ısırdığı için hafif kan sızdırmıştı. Beyaz boyna napmıştı öyle. Biraz geri çekilip kolundan tutup oturur pozisyonuna getirdi onu. Hala ağlıyor yüzüne bakamıyordu.

'Bana bak.' Ne dinliyor ne de bir tepki veriyordu. Yüzü yere eğik hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordu.

Eli boynuna gitti akan kanı başparmağı ile silince Jimin inlemişti. Ayağa kalktı ve mutfağa gitti. Islattığı bezle geri dönüp yavaşça boynunda gezdirdi. 'A-acıyor yapma.' Jimin elini tutmuş durmasını sağlamıştı. 'Temizleyelim krem süreceğim.' 'Ben yaparım lütfen dışarıya çık.'

Jungkook durdu bir süre sonrada onaylayıp ayağa kalktı. Çekmeceden aldığı kremi önüne yatağa doğru attı. 'Dolaptan istediğin kıyafeti giy. Sonrada içeriye gel.'

Odadan çıktıktan ve kapıyı örttükten sonra dizlerini kendine çekip ağlamaya başladı Jimin tekrar. Canı çok yanıyor jungkook'un bunu yaptığına inanamıyordu. O gerçekten farklı biriydi. Çok çabuk sinirleniyor etrafa zarar veriyordu. Eğer burdan kurtulursam bir daha onunla yan yana gelmeyeceğim dedi içinden.

Bezle silme işlemine devam etti. Ardından aynanın karşısına geçip kremi yedirdi mor hickeylerin üzerinde. Berbat görünüyordu. Sağ tarafı daha kötüydü. Hala kan sızıyordu. Sol tarafında morluklar azdı. Yinede çok kötüydü. Böyle nasıl dışarıya çıkacaktı. Kremi iyice yedirdikten sonra dolabı açıp göz gezdirdi Jimin kıyafetlerde. Eline kısa kollu siyah bir tişört almıştı ki içeriden kırılma sesi geldi. Yine neye zarar veriyordu bu çocuk. Jimin korkar olmuştu. Bir an önce evine gitmek bu beladan kurtulmak istiyordu. Bugün yaşadıkları çok fazla gelmişti ona.

Hızla uzun tişörtü geçirdi üzerine dizlerinde duran etekleri elbise gibi gözükmesini sağlamıştı zaten. Altına bir şey giyme ihtiyacı duymadan hala bir şeyler kıran jungkook'un yanına gitti.

Ses mutfaktandı. Kapının girişinden baktı içeriye. Belkide ondan fazla tabak yerdeydi. Jungkook neredeydi peki? Salona baktı orada da yoktu. Evde değildi. Dış kapıyı açıp etrafa baktı. Arabanın içindeydi. Çıplak ayaklarını önemsemeden koşar adımlarla gitti ve kapıyı açıp içine bindi.

'Senin sorunun ne? Neden böylesin?' 'Seni alakadar etmez.' 'Eder bana da zarar verdin çünkü.'

Jungkook derin nefes alıp ellerini saçlarından geçirdi. Konuşmak istemiyordu. Hastalığından ona bahsetmeyi hiç istemiyordu. Sustu sadece tavana baktı. Jimin de cevap alamayacağını anlayınca susmuştu. Dizlerini kendine çekip tişörtünün içine sokmuş üşümesini engellemişti.