༄ Özledim

2K 127 21
                                        


Jimin yalnız başına kafeteryada oturmuş aldığı yemeği zoraki yiyordu. Jungkook bir ders öncesinden işi çıktığı için gitmiş gitmeden de yemeğini yemesi için onu uyarmıştı.

Bir ısırık daha alıp kalktı masadan. Daha fazla yerse kusacaktı. Neden bu kadar yemek almıştı ki?

Lavaboya gidip elini yukadı. Makyajını tazeliyip çıktı. Koridor boyu ilerlerken karşıdan ona doğru gelen üç çocukla adımlarını yavaşlattı. 'Selam.' 'Selam.' Jungkook, jiminin eğer şimdi bu çocuklarla konuştuğunu görseydi olacakları az çok tahmin ediyordu. En iyisi lafı fazla uzatmadan yanlarından gitmesi onun için daha iyi olurdu.

'Bir şey mi oldu?' 'Sadece gelip tanışmak istedik güzelim.' Jimin kaşlarını çatarak onları reddetmisti ama ortada duran çocuk gitmesine izin vermeyerek kolundan tuttu onun. 'Sadece tanışmak istedik. Nereye böyle?' 'Istemiyorum çek elini.' Jimin bağırınca cocuk elini çekmiş ve iki elini havada kaldırmıştı. 'Sakin ol çektim. Anlaşılan jungkooktan korkuyorsun. Yoksa senin gibi bir sürtük ufacık dokunmadan bile haz alırdı.'

Duyduğu cümle ile afallamış daha hazmedemeden yenisini işitmişti. 'Seni iyi yetiştirmiş. E tabi buldu güzelliği kaçırır mı?' 'Ne diyorsun sen be? Düzgün konuş!' 'Konuşmazsam ne olur? Sevgilin gelsin hadi.' Kolundan tutup Jimin'i kendine çekti. 'Gelsin hadi ayırsın bizi.' Jimin onu kendinden itmeye çalıştı ama gittikçe geri geliyordu. 'Piç herif.' 'Aa yakışmıyor o güzel ağızına böyle sözler. Daha yararlı şeyler için kullanmak ister misin?'

'Minho! Çek o siktiğimin elini!'

Arkasından çekilen Minho yediği yumruk ile yeri bulurken hızla ayağa kalktı. 'Sen kimsin de karışıyorsun?' 'Sen kimsin pezevenk? Uza hadi!' Minho yakasını düzeltip bir jimin'e bir de esmer çocuğa bakıp arkadaşlarıyla birlikte yanlarından gitti. Jimin ağlamamak için zor duruyordu. Onu kurtaran çocuğu tanıyordu jungkook'un arkadaşıydı ama tam olarak tanışmamışlardı.

'Iyi misin?' 'Iyiyim. Sağol yardımın için... eh şey...' 'Taehyung. Önemli değil hem. Jungkook gitmeden sana gözkulak olmamı söylemişti. Valla hiç lafını çekemezdim.' Jimin hafiften gülümsemiş bu esmer çocuğu sevmişti. 'O nereye gitti?' 'Ailesi ile ilgiymiş bana da sadece bunu dedi.'

'Bugün daha gelmeyecek mi?' 'Sanmam. Yetişebilirse çıkışta seni alamaya geleceğini söyledi.' Daha üç ders vardı. Jimin jungkook'un bu gitmelerinden hiç hoşlanmıyordu. Ne olurdu onu da göturseydi yanında. Burada onsuz durmak çok sıkıcıydı. 'Neyse ben gideyim. Sende dikkat et olur mu?' 'Tamam teşekkürler.' Taehyung gittikten sonra sınıfa çıktı Jimin. Son derse kadar buradan kalmak istemiyordu.

...

Jimin'in çıkış vakti gözleri bahçede jungkook'u arıyordu. Geleceğini söylemişti Taehyung ama o hala ortaklıkta gözükmüyordu. Kafasını yere eğip gözünden bir damla yaş akmasına izin verdi.

Okuldan çıkmış sahil yoluna geçmişti. Yavaşça ve göz yaşlarını akıtarak yürüyordu. Birden elindeki telefon çaldı ve ekranda kookie'm yazısı gözüktü. Ona olan sinirini bir kenara atıp aramayı cevapladı.

Jk= Sevgilim? Neredesin?

Jm= Asıl sen neredesin? Tüm gün seni bekleyip durdum.

Jk= Özür dilerim aslında Tae'ye söylemiştim işimi. Sana demedi mi?

Jm= Dedi. Aynı zamanda çıkışta geleceğini de dedi. Ama sen yoksun.

Jk= Minik bebeğim beni mi özlemiş. Şuan eve gidiyorum. Sende eve geçince yanıma gel.

Jm= Tamam geleceğim.

Telefonu kapattıktan sonra Jimin hemen taksi çevirip eve gelmişti. Jungkook'un arabası görünürde yoktu bu yüzden üzerini değiştirmek için evine girdi. Ilk makyajını sildi. Ardından şort ile tişört giyip aşağıya indi.

ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin