Jimin sabah uyandığında yanında jungkook yoktu. Küçük ayaklarını yataktan sarkıtıp gerindi. Sonra içeriye doğru jungkook diye bağırdı. Ses gelmeyince kaşlarını çatıp indi yataktan.
Koridor boyu ilerlerken hala sesleniyordu. Merdivenlerden inerken salona doğru bir göz attı. Orada da yoktu. 'Kookie.'
Ses yoktu. Mutfağa da bakmış ama görememişti onu. Evde değil. Burada onu yalnız bırakıp nereye gitmiş olabilir ki? Jimin çamaşır kurutma makinesinden iç çamaşırını alıp üzerine giydi. Sonrasında jungkookun tişörtünü çıkarıp elbisesini taktı üzerine. Geri aşağıya inerken dış kapıdan giren jungkook'u görünce koşarak boynuna sarıldı. 'Neredeydin?'
'Evde yiyecek bir sey yokmuş markete uğradım canım. Ne zaman uyandın sen?'
'Bir kaç dakika önce. Göremeyince endişelendim.' 'Ozledin mi beni?' 'Hm hm.' Jungkook mis kokan boyna öpücük kondurup geri çekildi. 'Elimdekileri mutfağa bırakayım geliyorum. '
Jimin koltuğa geçti jungkook yanına gelince kucağına çekmişti onu. 'Bugün sana çok mutlu olacağın bir şey göstereceğim.' 'Ne? Ne göstereceksin?' 'Sürpriz. Söyleyemem.' 'Sürprizlere bayılırım!' Jimin sevinçle zıplarken altındaki bedeni unutmuştu. 'Be-bebeğim.' 'Ah özür dilerim kook.' derken jungkookun sertleşmiş penisine dokundu. 'Önemli d-değil.'
Jungkook sertlesmisti. Miniği farketmeden olmuştu. Zaten ne zaman ona dokunsa bu hale gelmiyor muydu? 'Kahvaltı hazırlayalım mı?' 'Olur~' Hala kucağındayken mutfağa geçtiler. Jimin'i masaya oturtup poşetteki yiyecekleri çıkardı. Hepsini yerine yerleştirdikten sonra kendisini izleyen Jimin'in yanına gitti. Uslu bir bebek gibi oturuyordu orda.
Dudağını uzatınca yaklaşıp öpücük kondurdu. 'Hmm~' 'Mızmızlanıyor musun?' 'Yine istiyorum~' Jungkook elini masaya yaslayıp üzerine doğru eğildi. 'O zaman beni öp.' Kollarını boynuna dolayıp kendine çekti onu ve dudaklarına sertce yapıştı. Gittikçe daha da derinleşen öpücük jungkook'un geri çekilmesiyle bitti. Jimin o gidince dudaklarını büzmüş mızmız bebekler gibi ellerini uzatmış sarılmak istemişti. 'Hadi ama sevgilim. Kahvaltı edelim ilk.' Hala dudak büzmeye devam edince jungkook onu kucağına almış tezgahın üzerine oturmasını sağlamıştı. Ayaklarını sallayan Jimin jungkook'un yemek hazırlayışını izledi. Arada ağzına salata ya da peynir veriyordu.
Sonunda sofra hazır olunca yine kucağına almış sandalyeye otutturmuştu. 'Böyle taşınmak hoşuma gitti.' 'Gider tabi.' Jimin kıkırdayıp çatalını eline aldı tabaklarını doldurup yemeye başladılar. 'Kahvaltıdan sonra seni evine bırakayım olur mu?' 'Hani sürpriz vardı?' 'Üstünü değiştirdikten sonra gideceğiz zaten pek de uzak değil.' 'Merak ettim şimdi.' 'Çok seveceksin bebeğim.'
Kahvaltılarını eden çift mutfağı toplamadan evden ayrıldı. Bugün hava biraz serin olduğu için Jimin üzerinde elbiseyle üşümüştü. Jungkook farkedip hırkasını çıkardı. Sonra yola dikkat ederek Jimin'in omzuna koydu. 'Teşekkür ederim.' 'Üşüme yeterki.' 'Sen?' 'Ben iyiyim sorun yok. Hem hava soğuk değil ki?' 'Elbiseden dolayı üşüdüm bir an.' 'Geldik zaten eve.' Arabayı park edip eve girdiler.
Jimin merdivenlerden yukarı çıkarken jungkook daha önce geldiği ama inceleme şansı bulamadığı eve göz gezdirdi. 'Buraları hep değiştireceğim.' 'Nasıl yani?' Odasının kapısını açtığında Jungkook da ardından ağzı bi karış açık girdi. 'B-burası...' 'Benim odam. Nasıl buldun? Çok şeker değil mi?' 'Çok... pembe... Ve güzel kokuyor.' 'Ben gibi kokuyor.' Jungkook geniş odaya bakakalmıştı böyle bir şey beklemiyordu. Makyaj masasına ardından prenses şeklindeki yatağına baktı. 'Gel.' Jimin elini tutup onu giysi odasına getirdi. Ikinci bir şok daha yaşıyordu jungkook. Jimin'in kıyafetleri... 'Güzelmiş.' demekle yetindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋ
De TodoKadın gibi giyinen ve kendini kadın gibi hissettirmek için erkeklerle yatan Park Jimin ve zengin züppe Jeon Jungkook ... 'J-jungkook. Dur lütfen.' 'Ben istediğimi almadan asla durmam.' 'İstediğin ne? Benden tiksinmiyor musun?' 'Şuan sadece benim o...
