Jimin ve Jungkook müdürün çağırması ile dersten ayrılmış birlikte koridorda ilerliyorlardı. Jungkook çok fazla stresliydi. Büyük ihtimalle babası oradaydı. Yoksa müdür ikinci kez onları çağırmazdı.
'Jungkook iyi misin?'
'Sanırım babam orada. Seni görmesini istemiyorum!'
'Belkide değildir.'
'Olmasa neden bizi çağırsınlarki? Sikeyim boyle işi!' Jungkook sinirlerine hakim olamıyor tekrardan elleri titrerken hızla nefes alıp veriyordu. Eğer babası jimin'i görse ve sevgilisi olduğunu bilse iyi şeyler yapmazdı. Ondan önce Jungkook davranırdı ama. Annesi her şeyi öğrenir ve boşanırlardı. Sonrası malum zaten.
Jimin'e zarar gelirse asla kendini affetmezdi. Ona zarar vereceğine ölür gerekirse öldürürdü.
'Geldik.' Müdürün kapısının önünde durup içeriyi dinledi jungkook. Ses yoktu. Konuşmuyorlardı. 'Girelim.' Kapıyı açan Jungkook'un içeriye baktiginda gördüğü gözler hiç de istemediği kişiye aitti. Içinden küfür edip bir adım attı. 'Hoşgeldiniz çocuklar.'
Jimin de girince babasının gozleri direk ona kaydı. Bu bedeni tanıyordu. Geçmiş bir bir gözlerinin önünde akarken yutkundu. Oğlunun bu çocukla ne işi olabilirdi.
'Oturun.' Jungkook babasının karşısına Jimin de onun yanına geçti. 'Evet baban ile biz konuştuk jungkook. Senin sinirsel hastalıkların olduğunu ve ilaç kullandığını söyledi. Herhangi bir rahatsızlığın olduğu için sana ceza vermeyecegiz ama bu yaptığın hiç iyi bir şey değil özellikle okulda. Arkadaşın-'
'O benim arkadaşım değil!'
'Minho'nun durumu öğrendiğimiz üzere iyimiş bu yüzden bu olayı burada kapatıyoruz. Tabi tekrarlamayacağına dair söz verirsen.'
Jungkook Jimin'e baktı ardından ona bakan babasına. 'Söz. O itle daha işim olmaz zaten.' 'Düzgün konuş jungkook.' Babası sesini yükseltip onu uyarınca ayağa kalktı gitmek için. 'Diyecek bir şeyiniz yoksa çıkacağız.' 'Senin olayla pek bir alakan olmasada Jimin yinede dediklerimi aklının bir köşesinde tut. Tamam mı?' 'Tamam.'
Jungkook burada kaldığı her saniyede damarlarındaki kanın çekildiğini hissediyordu. Siniri artıyor ortalığı yıkma içgüdüsü tüm vücudunu kaplıyordu.
Jimin'in kolunu tutup kapıya doğru gitti. 'Jungkook beni dışarıda bekle.' Babası, müdür ile bir kaç cümle daha konuştuktan sonra dışarı da bekleyen oğlunun yanına gitti. Arkasında ve başı eğik olan bedene baktı ilk. Sonrada gözlerinin oğlunun gözlerine çevirdi.
'Kim bu arkadaşın?'
Jungkook içinden demek bilmemezliğe yatıyorsun diyip hafifçe dudaklarını kıvırdı. 'Sınıftan biri işte.' 'Bana pek öyle gelmedi.' Jungkook gidecekken babasının kolunu tutmasıyla durdu.
'Çok fazla sinirlisin bugün. Hapını getirdim rahatlatır.' 'Istemiyorum gerek yok.' 'Var. Al şunu.' Elindeki hap tabletini uzattı. Jungkook göz devirip aldı ve jimin'e gelmesini söyleyip uzaklaştı. Küçük adımlarla ilerleyerek peşinden gitti. 'Kook. Beni tanımadı.' 'Sen öyle san. Tanımamazlıktan geldi. Gerçi başka napabilirdi ki? Yoksa başına gelecekleri biliyor.'
'Hap kullandığını bilmiyordum.' 'Iki sene önce başladım. Yeni bir şey. Pek de umursamıyorum. Tek sorunu uyku yapması. Bu yüzden şimdi değil eve gidince içeceğim.'
Ikili sınıfa girmiş. Sessizce yerlerine oturmuşlardı. Jimin korkuyordu. Ya babası ona bir şey yaparsa? Ya ikisini ayırırsa? Buna dayanamazdı.
...
Sonunda kötü geçen gün bitmişti. Gece yarısını geçerken Jimin sıcak bir duş almak için küveti hazırladı. Dünün stresinden ancak bu şekilde kurtulabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋ
RandomKadın gibi giyinen ve kendini kadın gibi hissettirmek için erkeklerle yatan Park Jimin ve zengin züppe Jeon Jungkook ... 'J-jungkook. Dur lütfen.' 'Ben istediğimi almadan asla durmam.' 'İstediğin ne? Benden tiksinmiyor musun?' 'Şuan sadece benim o...
