Jimin büyük bir heyecanla yeni lisesinin içine girdi. Koridor boyu ilerlerken herkesin gözü bu yeni kızdaydı. Yani onlar kız sanmıştı.'Bu da kim?'
'Yeni mi?'
'Çok güzel bir kız.'
'Tarzına bayıldım.'
Herkesin söylemleri eşliğinde müdür odasının yanına gitti. Bir iki kez tıktıkladıktan sonra içeriye girdi.
'Merhaba. Yeni nakil öğrenci.' 'Park Jimin?' 'Evet benim.' Bu kadın müdür çok fazla itici görünüyordu. Jimin'e sınıfını söyledikten sonra odadan çıktı. Tam o sırada zil çaldı.
Jimin öğretmeniyle birlikte yeni sınıfına girdi. Içeri girer girmez birkaç haylaz çocuk çoktan ıslıkla onu süzmeye başlamıştı. Jimin'in yüzü hep gülüyordu. Son dönemini bu okulda eğlenerek geçirecekti.
'Yeni sınıf arkadaşınız Jimin.' Herkes bir ağızdan konuşurken öğretmen bağırarak susmalarını emretti.
'Herhangi bir yere geçebilirsin.' Koreye göre oturma sistemi amerika da farklıydı. Tek kişilik sıralar vardı. Jimin arkalardan boş bir sıraya gecip çantasını masaya koydu ve bacak bacak üstüne attı.
Tam iki yanındaki erkekler ona aç gözle bakıyor çıplak bacaklarını süzüyordu. Gülümseyerek gözlerini ojeli tırnaklarına çevirdi. Erkeklerin gözdesi olmak her zaman hoşuna gitmişti.
Geçen sene ilk kez biriyle yatmıştı. Ve bu da erkekti. Ondan sonra daha hoşuna gitmiş koredeki okulunda popüler çocuklarla birlikte olmuştu.
Bakir değildi Jimin. Masum hiç değildi. Sadece herkes öyle biliyordu. Kimsenin bilmediği arsız yönü sadece kendineydi.
Zıl çaldığında kıvıra kıvıra sınıftan çıktı. Kızlar lavabosuna girip aynadan üstünü başını düzeltti. Yanına aldığı makyaj çantasından kırmızı rujunu çıkarıp dudaklarına sürdü. Bugün aşırı tatlı görünmüştü gözüne. Iyi günündeydi bugün.
Içeriye giren bir kaç kız onu bakışlarıyla süzmüş aynı Jimin'in yaptığı gibi aynanın karşısına geçip makyajlarını tazelemişlerdi.
'Sende kimsin?' Arkadan ona seslenen kilolu kıza aynadan gülümsemiş ve ona doğru dönmüştü. 'Ben Jimin.' Elini uzatıp tanışmaya çalışmıştı. Kilolu kız alayla bakmıştı yüzüne yinede elini tutmuştu. 'Ben de Emma. Herkes seni konuşuyor. Lavaboya girdi denilince gelip bir görmek istedim.'
'Daha geleli bir saat bile olmadi.' Diyip gülmüştü Jimin. 'Tarzını sevdim.' 'Seninkide fena sayılmaz' diye karşılık verdi Jimin. Bu kızla arkadaş olacak gibiydi.
'Neyse beni arkadaşlarım bekler. Hoscakal.' Kız kırmızı ojeli parmaklarını havada sallamış lavabodan çıkmıştı. Hala içeride bir kaç kişi vardı. Jimin de uzun koridora girip sınıfına dönüyordu ki tanımadığı bir erkek kolundan tutup gitmesini engellemişti.
'Selam güzelim. Adın ne?' 'Jimin.' 'Buralı değil misin?' 'Hayır Güney koreliyim.'
Çocuk elini kolundan yukarılara çıkardı. Boynuna getirince yavaşça okşadı. 'Hmm güzel. Bu gece evimde parti veriyorum. Neredeyse tüm okul orada olacak. Seninde gelmeni istiyorum. Belki... birlikte bir şeyler yaparız ha?'
'Olur. Gelirim.'
Gülümseyerek geri çekildi Jimin. Yine kıvırarak sınıfa doğru ilerledi. Tam dönmüş kapıdan giriyordu ki yüzü, siyah bir bedene çarpmıştı. Kafasını kaldırdı ve bedenin sahibine baktı.
Siyah irisler tıpkı onun ona baktığı gibi bakıyordu. 'Sen kimsin?' dercesine. Iki bedende konuşmadı. Ilk adımı uzun olan attı yanından geçip gidecekken gözlerini bir an olsun jiminden çekmemişti. Aynı Jimin gibi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋ
AcakKadın gibi giyinen ve kendini kadın gibi hissettirmek için erkeklerle yatan Park Jimin ve zengin züppe Jeon Jungkook ... 'J-jungkook. Dur lütfen.' 'Ben istediğimi almadan asla durmam.' 'İstediğin ne? Benden tiksinmiyor musun?' 'Şuan sadece benim o...