ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋ

༄ Daha hızlı ve daha sert (M)

Medya Jimin'in giydikleri. Çok güzel değil mi?!?!? Bunları giydiğini hayal ettikçe kafayı yiyecek gibi hissediyorum!!!

࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓

Jimin en güzel ve en seksi elbiselerinden birini giyip makyajını da yapıp aşağıya inmişti. Birazdan onu almaya jungkook gelecekti.

Holdeki aynadan son kez kendine baktı. Kırmızı ruju dolgun dudaklarını fazlasıyla ateşli gösteriyordu. Sarhoşken jungkookla sevişmek istiyordu bu gece. Her yerde her an onunla birlikte olmak istiyordu. Elbisesini düzeltirken zil çaldı. Gelmişti sevdiği.

'Hoşgeldin. Hadi gidelim hazırım.'

'J-jimin... çok güzel olmuşsun.'

Jungkook jimin'in mini elbisesinin açıkta bıraktığı seksi uzun bacaklarına bakmış dudağını yalamıştı. Giydiği şey iyi hoşta başka lavukların gözü kayarsa oracıkta kan dökerdi. 'Ama çok kısa.' 'Nasıl yani? Çıkarayım mı? Saçmalama.' 'Benden günah gitti o zaman. Yan bakanın gözünü çıkartırım napayım.'

'Jungkook kavga etmeye mi gidiyorsun? Hem yanımda sen varsın kimse bana bakamaz.'

'Bilemiyorum. Bunu sen istedin.'

Jimin göz devirip çıktı evden. Üstündeki kısa falan değildi. Jungkook da arkasından gelmiş arabaya geçmişlerdi.

Jimin jungkook'un boşta olan elini tuttu ve kendine yaklaştırıp öptü. Amacı bir nebze de olsa rahatlatmaktı çünkü elbiseden dolayı gerilmişti hala daha öyleydi. 'Kook. Seni seviyorum.' Tekrar öptü elinden ardından yaklaşıp yanağına değdirdi dudaklarını. 'Araba kullanıyorum kaza yaptıracaksın barda öpersin cok.' diyip gülümsemişti jungkook.

'Sen bana dayanamıyorsun ya bende sana dayanamıyorum işte.' 'Bak sen? Minik jiminie yaramaz olduğu için öpücüğü haketti.' Zaten bara geldikleri için arabayı park edip onu kendine çekti ve dudaklarına uzun bir öpücük verdi. 'Kalp atışlarının ritmine aşığım bebeğim.'

Jimin dudaklarına yaklaşıp ardı ardınca öpücük kondurdu aynı zamanda konuşuyordu. 'Bunu sen yapıyorsun. Sen ve bana olan sevgin şefkatin.'

'Artık insek mi? Yoksa tüm geceyi burda geçirmek zorunda kalacağız.' 'Hahaha peki.' Jimin jungkook'un koluna tutundu ve içeri girdiler. Büyük barda çok fazla insan vardı. Ayarladıkları masaya oturdular. Gözlerden ırak köşede bir yerdi. Zaten Jimin'i kimsenin görmesini istemiyordu jungkook. Burası gayet idealdi.

Masaya gelen içkiler servis edildiğinde Jimin bardağını alıp jungkookunkiyle tokuşturdu. Bir kaç yudum aldıktan sonra hosuna gidince bitirdi bardağını. Tekrar doldurduktan sonra jungkook'a döndü. 'Şimdiden sıcak oldu.' Jungkook yaklaşıp açık olan boyunda dudaklarını gezdirdi. Jimin, emilen deriyle inlemiş kollarını sırtına dolamıştı. 'Bu çok sert bir içki yavaş ol bebeğim.' 'Bu gece yavaş olmak yok kook.'

Jungkook hâlâ Jimin'in boynu ile ilgilenirken o ickisinden bir kaç yudum daha almış ikinci bardağı bitirmişti. Sarhoşluğu hissediyordu. Tüm damarlarını ele geçirmek üzereydi.

'Mmphm~ kookie~'

Dudakları boyundan omzuna gitti ordan göğsüne doğru indi. Elbise olduğu için durmak zorunda kalmıştı. Acelesi yoktu sonuçta değil mi? Jimin bardağı alıp eline verdi. 'Seninde sarhoş olmanı istiyorum.' 'Birimiz ayık olmalı güzelim.' 'Hayır. Unutmaki en güzel zevk kendinde değilken olur. Ne yaptığını bilmezsin acıyacak mı diye düşünmeden sevişirsin. Daha hızlı ve daha sert.'

Jimin'in haz dolu sesi jungkook'u çoktan tahrik etmişti bile. 'Bu geceden sonra yürüyebilir mısın bilmiyorum bebeğim.'

'Beni yürüyemeyecek kadar sert becer kookah. En derinlerimde bile hissetmek istiyorum seni. Dudakların her yerime dokunsun. Zevkten delirt beni.'