Bugün ikinci kez bölüm atıyorum kısa bir bölüm oldu bu yüzden geçiş bölümü gibi düşünelim.
İyi okumalar~~
࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓
Jimin öğleyin yemek yemek için kafeteryaya inmişti. Buraya okula geldiğinden beri ikinci kez geliyordu. Kendine yemek alıp boş masalardan birine geçti.
'Jimin.' Emma ve arkadaşları yanına gelmiş aldıkları yemeklerle masaya kurulmuşlardı. 'Naber?' 'Iyidir senden.'
'Bende iyi. Duydumki....' Jimin anlamıştı ne demek istediğini. 'Neymiş duyduğun.' 'Neden önceden demedin. Herkes seni kız sandı.' Güldü Jimin. Nedense garip hissetmişti. 'Ha erkeğim ha kız?'
'Öylede. Garip oldu biraz. Yani hiç bu kadar güzel bir erkek görmedik. Tüm okul seni konuşuyor yine.' Kızlardan başka biri konuştu bu sefer. 'Senin gibi trans bi sürü gördük. Ama sen daha farklısın.' 'Bu bir iltifat mıydı?' 'Sanırım öyleydi.' Masadaki herkes gülmeye başlayınca öyle bir süre sohbet ettiler.
Ta ki Jungkook ve yanında iki çocuk gelene kadar. Diğer kızlar şaşırmıştı aynı zamanda heyecanlanmıştı. 'Jimin.' 'Ne oldu?' 'Yemeğin bittiyse benimle gel.' 'Neden?'
Korece konuştukları için diğerleri anlamıyordu tabi. Aslında jungkook bilerek yapmıştı. 'Gel diyorsam gel işimiz vardı.' Jimin göz devirip ayağa kalktı. Telefon meselesi tabi. 'Ben gidiyorum kızlar. Görüşürüz sonra.'
Jimin önden jungkook arkadan ilerlerken arkadaşları orada kızların yanında kalmıştı. 'Nereye gidiyoruz?'
'Soyunma odasına.'
'Ne yapacağız orada?'
'Merak etme öyle pis yerde seninle sevişecek değilim.'
Jimin sevişmek denilince sustu. Jungkook sürekli sevişmek diyordu ama bir şey yaptığı yoktu. Bence yalan söylemişti. Onunla olmak istemiyordu. Babası mevzusunu unutmuş olamazdı değil mi?
'Evet geldik. Bir şey mi oldu?'
'Anlamamazlıktan geliyorsun. Bana verdiğin sözü unuttun mu?'
'Söz değildi bir kere.'
'Yoksa vaz mı geçtin?'
Jungkook adım adım ona yaklaşırken Jimin geriye kaçmıyor kafasını kaldırmış dimdik gözlerine bakıyordu. 'Eğer vazgeçersen neler olur biliyorsun değil mi? Unutma ki telefonun hala bende.' 'Pislik misin?'
'Hem öpüyor hem de pislik diyor. Ne değişik bir şeysin sen.' 'Ben mi öptüm sen öptün ya! Sensin değişik. Ver artık şu telefonu. Şifremi de bilmiyorsun ki açamazsın.'
'Sen öyle san.'
'Nasıl? Sen... öğrenmiş olamazsın.' 'Sabah tesadüfen gördüm. 1313 şifren.' 'Gerçekten pisliksin ya!' Jungkook kahkaha atıyordu. Jimin'i sinir etmek fazlasıyla eğlenceliydi. 'Alayım instagram şifreni.' Jimin zorlada olsa şifresini söyledi. 'Ha bu arada bütün herkesi engelledim ve sadece beni takip ediyorsun şuan. Aynı konuştuğumuz gibi. Her gün girip bakıcam başka birileri ile konuştuğunu görürsem işte bu sefer gerçekten beceririm seni.'
Jimin içten içe sinirden kuduruyordu. Ama o da jiminse jungkook'u kışkırtacaktı. Haddini bildirecekti ona. 'Tamam telefonumu alayım şimdi.' 'Şifreni değiştirme sakın.' Tabikide değiştirecekti.
'Gerçi değiştiremezsin parmak izi yaptım.' 'Yok artık ya!? İstersen birde beni nikahına al.' 'Güzel fikir. Bunu bir düşüneyim.' 'Amacın sinir etmek değil mi? Hoşuna gidiyor.' 'Bilmem belki.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋ
Ngẫu nhiênKadın gibi giyinen ve kendini kadın gibi hissettirmek için erkeklerle yatan Park Jimin ve zengin züppe Jeon Jungkook ... 'J-jungkook. Dur lütfen.' 'Ben istediğimi almadan asla durmam.' 'İstediğin ne? Benden tiksinmiyor musun?' 'Şuan sadece benim o...
