༄ Asla!

1.6K 112 74
                                    

Medya kurgumuzdaki bestfriends ^^

࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓࿓


Gün boyu aklından Minho'nun dedikleri hiç çıkmamıştı Jimin'in. Ya yaparsa? Jungkook pek inanmıyordu ama o çocukta onlara zarar verecek güç vardı.

Çıkış vakti geldiğinde jungkook sınıfta telefonunu unuttuğu için yukarıya geri çıkmıştı. Jimin ise arabanın yanında bekliyordu onu. Telefonuna gelen mesajla birlikte cebinden çıkardı. Yine salak saçma indirim mesajlarıydı.

Geri cebine koyarken tanımadığı bi araba önünde durdu. Içeriden inen iki iri adam jimin'e doğru ilerledi. 'Ne oluyor?' 'Bizimle geliyorsun.' 'Neden. Bırak beni!'

Kolundan tutup zorla arabaya bindirdiler. 'Sizde kimsiniz? Zorla hiçbir yere gelmeyeceğim. Bırakın beni.' 'Sus yoksa sana zarar veririz.' Jimin oturduğu koltuğa iyice sindi. Çok korkunç görünüyorlardı bu baştan sona siyah olan adamlar. Kalbi son hizda atarken camdan dışarıya baktı.

Jungkook da o sıra tam okulun kapısından çıkıyordu ama bu tarafa bakmıyordu. 'Jungkook! Jungkook!' Jimin cama vurup bağırmaya başladı. 'Jungkook bana bak jungkook! Lutfen!' Araba hareket edince jungkook da gitti. Jimin'in korkudan elleri titriyordu.

'Kimsiniz siz? Kim gönderdi sizi? Minho mu? O şerefsizi öldürecek jungkook. Geç olmadan bırakın beni.'

'Minho falan tanımayız biz.'

Öyleyse kimdi? Jimin'i kim durduk yere kaçırsın ki? Gözlerinden yaşlar akarken arkasına yaslandı. Şimdiden özlemişti onu. Ya bir daha göremezsem? Bu düşünce ölümden bile beterdi.

Uzun süren yolculuğun ardından Jimin camdan etrafa baktı. Burası... burayı biliyordu. Jungkook'un onu kaçırdığı ormandaki evdi burası. Aklındaki sorularla birlikte tekrardan zorla indirildi. Adam kolunu sertce tutarken kilidi açtı ve eve girdiler.

'A-acıyor.'

'Demek acıyor.'

Jimin duyduğu sesle yaşlı gözlerini yerden kaldırdı ve karşısındaki adama baktı. 'S-siz.' Siyah giyinimli adam kolunu bırakınca ileri savruldu Jimin. Son anda ayakta kalmayı sağladı ve karşısındaki adama yani jungkook'un babasına baktı.

Neden bunu yapmıştı. 'Ne hakla bunu yaparsın! Çabuk geri bırak beni. Yoksa...' 'Yoksa ne? Jungkook mu gelir? Oğluma mı güveniyorsun.'

'Ne istiyorsun benden? Neden buraya getirildim?' 'Konuşacaklarımız var. Ama önce oturmaz mısın? Baya korkmuş görünüyorsun.' Dalga mi geçiyordu? Misafirliğe gelmedi buraya Jimin.

'Istemiyorum. Gideceğim ben.' Kapıya yürüdüğü anda karşısına çıkan iri siyah adam önüne geçmiş gitmesini engellemisti. 'Gidemezsin bak. Hadi inat etme otur.' Sinirle ve aynı zamanda korkarak dediğini yaptı. Sandalyelerden tekine geçerken gözlerine bakamıyordu.

'Oğlumla aranda ne var?'

'Bilmiyor musun zaten?'

'Sadece senden duymak istemiştim. Aslına bakarsak bu çok garip oldu. Internet üzerinden tanışıp seviştiğin adamın oğluyla sevgilisin.'

'B-ben bilemezdim.

'Çok güzel bir cevap.' Diyip gülmeye başladı. Sonrada ciddilesip 'Malesefki ayrılacaksınız.' 'N-ne?' 'Oğlumdan ayrılacaksın.' 'Hayır onu çok seviyorum. Asla ay-' 'Bu beni alakadar etmez. Hayatımı mahvetmene izin vermeyeceğim küçük sürtük.'

'Evli bir adam olarak benimle yatan sensin. Suç sende neden bize yansıtıyorsun.'

'Eğer jungkook bizi bilirse ve bunu karıma derse ne olur biliyor musun? Ben söylim. Boşanırım. Ve hayatım yıkılır. Birlikte olmanıza asla izin vermeyeceğim.'

ᴀᴅᴏʀᴇ yᴏᴜ - ᴊɪᴋᴏᴏᴋHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin