"Azra ödüm koptu bu saatde gelinir mi? Bu halin ne senin?"
"Ben gideyim o zaman. Zaten bu gün üzdüm seni. Şimdi de korkuttum. Artık daha çok nefret ediyorsundur benden. Gideyim ben" Sarhoş olduğu için kelimeleri uzatarak konuşuyordu. Arkasını dönüp giderken izin vermeyip kolundan tutup içeri aldım. Kırgın ola bilirdim ama bu saatde gitmesine izin vermezdim.
"Azra saçmalama geç içeri" Ayakta durmakta zorlandığı için yardım edip koltukta oturmasını sağladım. Hala elindeki şişeden içmeye çalışınca şişeyi elinden aldım. Neden bu kadar içtiğini merak ediyordum. En son Melisle eğlenmeye giderken gayet mutlu görünüyordu. Melis mi üzdü acaba?
"Ya boncuk ver şunu bana"
"Azra içmişsin içeceğin kadar yeter. Söyle şimdi niye içtin? Melisle yemeğe gidecektiniz o mu üzdü seni?" Söylediğime kahkaha atıp bana baktı.
"Melisle yemeğe gitmedim ki. Seni kıskandırmak için yalan söyledim"
"Neden yaptın böyle bir şeyi?" Gülüp bana biraz daha yaklaştı. Bana daha önce hiç bakmadığı gibi bakıyordu.
"Beni kıskanman hoşuma gidiyordur belki" Ne söyleyeceğimi bilmediğim için sustum. Hala bana baktığını gördüğümde gözlerimi kaçırdım ama onun hala baktığını hissediyordum. Çok farklı davranıyordu ve bu haline hiç alışık değildim.
"Bu gün söylediklerimi unutman için ne yapa bilirim? Zamanı geri alsak olmaz mı?" Ciddi ciddi sorduğu soruya güldüm. Ne kadar farklı olsa da sarhoş hali de çok tatlıydı.
"Önemli değil unuttum çoktan" Yalan. Unutmamıştım. Ama çok pişman olduğunu gördüğüm için daha fazla bu konuyu uzatıp ikimizi de üzmek istemedim.
"Hayır önemli. Neler söyledim sana. Sana umrunda değils-" Bir anda ağlamaya başlayınca önce şaşırdım ama sonra daha fazla ağlamaması için sarıldım. Bu sefer daha çok ağlamaya başladı.
"Güzelim ağlama lütfen. Unuttum hepsini. Biliyorum o lafları bilerek söylemedin sinirliydin o yüzden. Ağlama daha fazla lütfen" Sakinleşmeye başladıktan sonra ondan ayrıldım. Göz yaşlarını sildikten sonra kolundan tutup kaldırdım.
"Hadi gel uyuyalım artık" Odaya geldikten sonra onu yatağa yatırdım. Kendim de uyumak için salona giderken elimden tutup beni durdurdu.
"Sen nereye?"
"Salonda uyicam ben. Sen uyu burda"
"Hayır birlikte uyicaz" Birlikte mi? Ben itiraz edemeden yana kayıp bana yer açtı.
"Hadi lütfen" Ona neden hayır diyemiyorum acaba? İtiraz etmeden yanına uzandım.
"Boncuk Muratla ne konuşuyodunuz?"
"Azra kapattık ama o konuyu"
"Deniz deliricem artık söyle şunu lütfen" Az önce çocuk gibiyken bir anda nasıl sinirlendi anlamıyorum. Çok dengesizdi. Daha fazla sinirlenmesini istemediğim için Muratın bana söylediklerini ve benim bir şey anlamadığımı anlattım.
"Bizim birlikte olduğumuzu sanıyorlardır" Söylediği şeyden sonra ciddi olup olmadığını anlamak için ona baktım. Ciddiydi. Gerçekten böyle mi düşünüyorlardı? Ama biz arkadaşdık böyle bir şeyin olması imkansız.
"Nasıl böyle düşünürler ya? Arkadaşlar birlikte gelemez mi?"
"Neyse boşver. Uyuyalım artık"
"Tamam güzelim iyi geceler"
"Boncuk"
"Efendim Azra"
"Güzelin miyim gerçekten?" Söylediğine kendimi tutamadım kahkaha attım. Yarın bu söyledikleri için çok utanacaktı.
"Evet güzelimsin gerçekten" Gülüp bana sarılınca beklemediğim için önce şaşırdım ama sonra bende kolumu beline koyup ona sarıldım.
"Boncuk"
"Efendim Azra"
"Seni çok seviyorum" Sevgisini hep hissettirse de bana hiç bunu söylememişti. Şimdi bunu duymak beni çok mutlu etmişti. Saatler önce beni o kadar üzen kişiyle şimdi tek cümlesiyle beni bu kadar mutlu eden kişinin aynı olması beni çok şaşırtıyordu.
"Ben de seni çok seviyorum" Bana daha sıkı sarılıp uyumaya başladı. Benim de çok uykum geldiği için uyudum.
Sabah kalktığımda Azranın hala bana sarıldığını gördüğümde gülümsedim. Onu uyandırmamaya çalışarak yataktan kalkıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa gittim. Bir süre sonra ayak sesleri geldiğinde uyandığını anlayıp gülerek ona baktım.
"Lütfen bana dün gece saçmalamadığımı söyle" Dün yaptıkları aklıma gelince yine güldüm.
"Deniz bu gülüşün beni daha çok korkutuyo. Söylesene çok mu rahatsız ettim?"
"Hayır tabiki rahatsız etmedin Azra saçmalama"
"Deniz ben çok özür dilerim"
"Ya Azra rahatsız etmedin diyorum niye özür diliyorsun?"
"Hayır onun için değil. Dün sana söylediklerim için af-"
"O konuyu da konuştuk hallettik. Unuttum ben sende unut artık. Gel hadi kahvaltı hazır" Bir şey söylemeden kafa sallayıp masaya oturdu. Ben de oturduktan sonra kahvaltı yapmaya başladık.
"Bu arada ben senin yatağında uyandım. Benim yüzümden kanepede uyudun. Kusura bakma" Söylediğine gülerken bana bakıyordu. Gerçekten hiçbir şey hatırlamıyordu.
"Kanepede uyumadım"
"Nerde uyudun o zaman?"
"Birlikte uyuduk"
"Bi-birlikte derken?"
"Ben kanepede uyumaya gidiyordum. Sen birlikte uyuyalım diye ısrar edince hayır diyemedim" Yanakları kızarmaya başlayınca bu haline güldüm. Utanınca çok tatlı oluyordu.
"Sen söylemeden söyleyeyim. Hiç rahatsız etmedin aksine çok rahat uyudum" Hala bir şey söylemeden gözlerini kaçırıp kahvaltını yapmaya devam etti. Ben de daha fazla utanmaması için bir şey söylemedim.
Kahvaltı yaptıktan sonra hazırlanıp evden çıktık. Beni şirkete yakın bir yerde bırakmayıp şirkete gidince sesimi çıkarmadım. Başkasının ne düşündüğü umrumda değildi. Arabadan inince Hevesle Deryanın da geldiğini gördük. Heves bizi görünce hemen yanımıza koştu.
"Yaa barıştınız mı? Hayır demeyin gider ağlarım"
"Barıştık Heves"
"Oh çok iyi. Bir daha kavga falan etmeyin siz. Bana bak Azra bir daha bu kızı üzersen karşında beni bulursun"
"Yok merak etme. Bir daha asla yapmam" Hepimiz gülüp şirkete taraf gitmeye başladık.
"Deniz!" Duyduğum ses yüzünden durmak zorunda kaldım. Benimle birlikte kızlar da durmuştu. Sesin sahibi düşündüğüm kişi olmamasını umut ederek sesin geldiği tarafa baktım. Maalesef oydu. Yıllar önce aşık olduğum adam karşımda duruyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/268687615-288-k212157.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız
РазноеNerden bile bilirdim hayatımın aşkı sandığım adamın hayatımı mahvedeciğini ve kardeşinin beni yeniden hayata bağlayacağını...