13.

476 40 47
                                    

Hiç değişmemişti. Hala aynıydı. Buraya geleceğini ilk duyduğumda kendimi ne kadar berbat hissetsem de şimdi onun burda olması beni rahatsız etmiyordu. Çünkü artık ona aşık değildim. Azra koluma dokunduğunda ona taraf baktım. Endişeyle bana bakıyordu. Muhtemelen yine aynı tepki vereceğim için korkuyordu.

"Merak etme. İyiyim" Gülümseyip kafa salladıktan sonra kızlara baktı.

"Siz Denizle odanıza çıkın. Gelicem bende" Bir şey söylemeyip Azranın dediğini yaptık. Hala konuşup konuşmadıklarını merak ettiğim için cama yaklaşıp onlara baktık. Hala konuşuyorlardı. Selime bakınca Azraya bağırdığı burdan bile belli oluyordu. Ama garip bir şekilde Azra hiçbir şey söylemeyip susuyordu. O asla Selimin ona bağırmasına izin vermezdi ki. Şimdi neden bu kadar sessiz duruyordu?

"Kızlar Azranın hiç tepki vermemesi sizce de garip değil mi?"

"Selim yine her zamanki gibi tehdit etmiştir onu" Hevesin söylediğinden sonra ona taraf baktım.

"Tehdit derken? Selim Azrayı neyle tehdit ede bilir ki?" İkisi de susup bir birine bakınca bir şey sakladıkları belli oluyordu. Azranın benden sakladıkları, şimdi de kızların Azrayla ilgili bir şeyi benden gizlemesi artık sinirimi bozmaya başlamıştı.

"Kızlar bari siz yapmayın. Lütfen söyleyin. Selim Azrayı neyle tehdit ediyo?"

"Ben onu lafın gelişi söyledim Deniz. Yani bir ihtimal olarak"

"Ya Heves yapma böyle. Azra hiç değilse inandırıcı yalan söylüyo. Senin söylediğine çocuk bile inanmaz"

"Ben sana yalan mı söylemişim boncuk?" Azranın odaya girmesiyle ona baktım. Onu iyi tanıdığım için moralinin bozuk olduğu her halinden belli ediyordu. Ama hala bana gülerek bakıyordu. Bana belli etmek istemiyordu ama bir şeylerin ters gittiğini anlıyordum.

"Neyse şu an konumuz bu değil. Selim sana neden bağırıyordu?"

"Önemli bir şey değil. Senin burada çalıştığını neden ona söylememişim falan işte"

"Bu kadar mı?"

"Evet boncuk. Başka neden ola bilir ki"

"Bilemiyorum Azra. Ama tabi olsa bile sen benden saklarsın zaten dimi? Pardon siz üçünüzde benden saklarsınız zaten" Dedikten sonra odadan çıktım. Selimden sonra bir de ben üzerini gittiğim için üzülüyordum ama haklıydım. Sürekli benden bir şey saklaması beni kırıyordu. Bana güvenmediğini hissettiriyordu. Bu da beni çok üzüyordu.

Biraz hava almak için dışarı çıktım. Her şeyin nasıl bu kadar hızlı değiştiğini düşünmeye başladım. Kısa bir süre önce ne bir işim, ne de arkadaşlarım vardı. Yalnızdım. Kaybetmekten korktuğum hiçbir şey yoktu. Ama şimdi öyle değil. Yıllardır görüşmememize rağmen beni nasıl bu kadar kısa sürede kendine bağladı bilmiyorum ama Azra şu an hayatımda kaybetmekten en çok korktuğum insandı. Ona çok değer veriyordum. Sürekli konuşmak, vakit geçirmek istiyordum onunla. Acaba gerçekten onu Melisten kıskanıyor muydum? İnsan arkadaşını kıskanmaz ki. Peki ya Azra sarhoşken bana neden onu kıskanmamın hoşuna gittiğini söyledi? Kafamdaki soruların cevabını daha bulamamışken şimdi de Selimin Azrayı neyle tehdit ede bileceğini düşünüyordum. Daha fazla bu sorularla kafamı yormamak için içeri geçmek için ayaklandım. Arkamı döndüğümde Selimin camdan buraya baktığını gördüm. Ona fazla bakmak bile midemi bulandırdığı için hemen içeri geçip odama gittim. Kızlar ikisi de garip bir şekilde işlerini yapıyorlardı. Ben geldiğimde ikisi de kafasını kaldırıp üzgün bir şekilde bana baktı. Özellikle Heves yavru köpek gibi bana bakıyordu.

"Deniz seni anlıyoruz. Ama bunlar bizim söyleye bileceğimiz bir şey değil. Lütfen anla bizi. Azranın sana anlatması daha doğru"

"Anlıyorum kızlar. Sinirim size değil, Azraya. Ama Azranın bana bir şey anlatacağını sanmıyorum. Bana güvenseydi şimdiye kadar bana bir sürü yalan uydurmazdı"

"Ya şimdi siz yine mi küsüceksiniz bir birinize?" Hevesin sorusuyla gülüp ona baktım.

"Hayır küs değilim. O da değildir. Sadece biraz kırgınım" Kızlar bir şey söylemeyip işlerine kaldığı yerden devam etdiler. Bende daha fazla vakit kaybetmeden işe başladım.

Azra bu gün hiç dışarı çıkmadığı için artık merak etmeye başlamıştım. Artık gitme vakti olduğu her kes hazırlanırken ben dayanamayıp Azranın odasına gittim. Kapıyı çalıp içeri girdiğimde masasından oturmuş bir şeylerle meşgul olduğunu gördüm. Kafasını kaldırıp bana baktığını geleceğimi beklemediği için şaşırdı. Hemen ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Deniz bir şey mi oldu? Selim mi bir şey söyledi?"

"Yok sakin ol bir şey olmadı. Ben sadece sen tüm gün odadan çıkmayınca merak ettim. O yüzden geldim" Endişeli yüzü anında giderken gülmeye başladı.

"Yani beni mi özledin demek istiyorsun?"

"Hayır ne alakası var. Sadece merak ettim" Azranın konuşacağı sırada kapı aniden açılınca ikimiz de kimin geldiğine bakmak için kapıya taraf baktık. Selim olduğunu gördüğümde odadan çıkmak için bahane aradım ama kaçmanın bir anlamı olmadığını düşündüm. Selim kapıyı kapatıp yanımıza geldi.

"Bölmedim değil mi? Ne konuşuyordunuz?" Evet böldün.

"Ha-hayır bölmedin. İşle ilgili konuşuyorduk" Azranın söylediklerinden sonra yalan söylediği için sinirlenmiştim. Bu yüzden kendimi tutamayıp konuştum.

"Evet böldün. Ve hayır işle ilgili konuşmuyorduk. Özel bir mesele seni ilgilendirmez" Azranın şaşkın bakışlarla bana baktığını ve Selimin sinirlendiğini hissediyordum.

"Deniz seninle konuşmam gereken bazı şeyler var. Bunları daha sonra konuşucam. Ama şu an bir şeyi merak ediyorum. Azranın neden aniden ortadan kaybolduğunu hiç mi merak etmiyorsun? Hiç mi sormadın ona?"

"Merak ediyordum tabiki. Hatta sordum ve cevap verdi o da"

"Öyle mi? Ne cevap verdi?" Azraya baktığımda hiç olmadığı kadar gergin olduğunu gördüm. Azranın niye bu gergin olduğunu, Selimin neden bana bunu sorduğunu anlamıyordum.

"Neden soruyorsun?"

"Merak ediyorum. Gerçekleri bilmene rağmen mi hala onun yanındasın yoksa çok sevdiğin Azra sana yalan mı söyledi?"

"Selim yapma" Azranın nerdeyse ağlayarak söylediği cümleden sonra ona baktım. Hiç iyi görünmüyordu. Onun daha fazla bu ortamda kalmasını istemedim.

"Bu seni ilgilendirmez. Ama eğer çok merak ediyorsan, gerçekler ne olursa olsun ben hep Azranın yanında olucam bunu bil" Selimin bir şey söylemesine izin vermeden Azranın kolundan tutup odadan çıkardım. Kızlarla vedalaştıktan sonra dışarı çıktık. Hala iyi görünmediğini farkettiğimde hiç bir şey söylemeden ona sarıldım. Selimin ona ne söylediğini, neyle tehdit ettiğini bilmiyordum ama onun Azraya zarar vermesine asla izin vermeyecektim.

İmkansızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin