Deminden beri Azranın bir şey söylemesini bekliyordum ama o susuyordu. Böyle susması daha fazla endişelenmeme neden oluyordu.
"Deniz bak bu konuyu konuşmayalım tamam mı"
"Azra söz verdin ama bana"
"Tamam. Madem bu kadar merak ediyorsun anlatayım"
"Dinliyorum" Derin nefes alıp anlatmaya başladı.
"Aşık oldum" Yanlış mı duydum yoksa hayatta aşka inanmayan Azra aşık mı oldum dedi?
"Ne?"
"Selimle babamın ünlü iş adamları olduğunu biliyorsun. Onların anlaşamadıkları bazı insanlar vardı. Bende bu insanlardan birinin oğluna aşık oldum. Hatta sevgili olduk. Babamlar da bunu öyrendi bu yüzden de evden kovdu"
"Azra ne saçmalıyorsun? Benim böyle bir şeyden nasıl haberim olmaz. Ayrıca neden benden saklıyordun o zaman?"
"Şey şimdi şöyle biz yakın olduğumuz için senin benim kovulmama izin vermezsin diye düşündüler. O yüzden söylemediler" Azra bana hiç yalan söylemezdi ama nedense bana anlattıkları hiç mantıklı gelmiyordu. Ve sürekli gözlerini kaçırıyordu. Yalan söylediğine eminim ama daha fazla üstüne gitmemeye karar verdim. Belli ki anlatmak istemiyo. Bende daha fazla zorlamicam.
"Anladım"
"P-peki o zaman ben gideyim sende uyu yarın erken kalkmamız lazım. İyi geceler"
"Sana da" Azra odadan gittikten sonra artık bu konuyu düşünmemek kararına geldim. Çok yorucu bir gün olduğu için daha fazla dayanamayıp uyudum.
Sabah Azranın bağırışları sonucunda nihayet kalka bildim. Hep böyleydi. Çok erken kalkar zorla beni uyandırırdı.
Kalvaltı yaptıktan sonra evden çıkıp arabaya bindik. Şirkete yakın bir yerlerde Azra arabaya sağa çekip bana döndü.
"Boncuk ben seni burda indirsem olur mu? Benimle birlikte geldiğini görmesinler"
"Tamam inerim de ne alaka?"
"Ya benim için sıkıntı değil de sana bin tane soru sorarlar, imalarda bulunurlar"
"Nasıl imalar?"
"Ya boncuk boşver sen onu dinle beni"
"Tamam nasıl istersen" Arabadan inip şirkete taraf gittim. Neden böyle bir şey yaptığını anlamamıştım ama heralde patron olduğu için böyle yapması gerektiğini düşündüm. Sonuçta şirkette onun çalışanıydım. Zaten yakın bir yerde indirdiği için şirkete vardım. Kimseye selam vermeden direkt odama girip işimi kaldığım yerden devam etmeye başladım.
Azranın odası karşımda olduğu için kimin girip çıktığını görüyordum. Azra hanım rahatsız edilmekten pek hoşlanmaz diyen Melis hanımın neden her dakika Azranın odasına gittiğini anlamıyordum. Sekreter olduğu için mi böyle yapıyordu acaba.
"Selam" Yine o sesi duyduğumda göz devirmemek için kendimi zor tutdum. Bu adamın işi gücü yok muydu?
"Selam Murat bey"
"Ama bey demeyelim lütfen. Geldiğinizden beri odanızdan çıkmadınız. Biraz dinlenmeye ihtiyacınız var sanki. Birlikte kahve içelim mi?" Ya ben kurtulamicak mıyım bu adamdan. Bir de kahve diyo.
"Teşekkür ederim Murat bey. Yorgun değilim"
"Ama rica ediyorum kırmayın beni. Hem bir birimizi tanımış olur-"
"Murat!" Azranın sesini duyduğu zaman Murat hemen telaşlanıp ayağa kalktı. Kendimi gülmemek için zor tutdum. Bu kadar mı korkuyordu Azradan?
"Buyrun Azra hanım"
"Ne yapıyorsun sen burda?"
"Deniz hanım yeni geldiği için yardımcı oluyordum ben" Şimdi mi Deniz hanım olduk? Heralde kavhe içerken yardımcı olucaktı bana yalancı.
"Gerek yok. Deniz hanımın sorusu olursa gelir bana sorar. Seni bir daha bu odada görmicem Murat anladın mı?" Azranın neden bu kadar sinirlendiğini anlamadım ama heralde arkadaşı olduğum için böyle davranıyordu.
"A-anladım Azra hanım" Murat odadan çıktıktan sonra Azra kapıyı kapatıp yanıma geldi"
"Rahatsız ediyordu seni dimi? Ya Deniz niye bana söylemiyorsun? Yanıma gelip anlatsana"
"Azra bir sakin olur musun artık. Söylenecek bir şey yoktu kendim hallediyordum ben. Ayrıca senin şu sekreterin geçen senin yanına geldiğimde izin vermedi bana o yüzden bende ondan sonra senin yanına gelmiyorum" Kızı ispiyonladım ama zaten gıcık oluyordum bir şey olmaz o yüzden.
"Kim Melis mi?"
"Evet o. Azra hanım rahatsız edilmekten hoşlanmazmış dedi bana. Kendisi durmadan girip çıkıyo ama odana. Harbiden o niye sürekli senin odanda?" Azranın bir şey söylemeyip karşımda sırıtmaya başladı.
"Sen beni kıskanıyo musun boncuk?"
"Ben mi? Sen kendine bak canım. Murata bir daha gelme bu odaya dedin. Noldu Azra sen beni mi kıskanıyorsun yoksa" İkimizde bir şey söylemeyip gülmeye başlayınca odanın kapısı açıldı. Hiç şaşırmadım çünkü gelen Melisti.
"Azra hanım sizi odanızda bulamayınca burda olduğunuzu söylediler. Misafirimiz var odanızda sizi bekliyor"
"Kimmiş?"
"Selim Kaya"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız
De TodoNerden bile bilirdim hayatımın aşkı sandığım adamın hayatımı mahvedeciğini ve kardeşinin beni yeniden hayata bağlayacağını...