Yorumları coşturun biraz ya bu ne sessiz sessiz okuyorsunuz alınıyorum amaaa!
Bu arada "Sarılırım birine" adlı bi texting'e başladım bakmayı unutmayın sakın🥰💖
"Söylemek zorunda kaldım," diyen Aynur teyzeye gözlerimi pörtletmiş bakıyordum.
"Nasıl ya! Öğrenmemesi gerekirdi Aynur teyze! Benim kanser olduğumu niye söylüyorsun ona?" Ses tonuma dikkat etmeye çalışarak konuştum. Zaten bağırsamda sesim kısıldığı için yüksek çıkmıyordu ama yine de dikkat ettim.
"Çok ısrar etti kızım bende söylemeyecektim yoksa," deyince ofladım.
Doktor, Rüzgar'ın odasından çıkınca hızla yanına koştum. "Ne zaman taburcu olur?"
"Eğer hızlı bir şekilde kendini toparlarsa 2 gün sonra taburcu etmeyi düşünüyoruz," deyince kafamı salladım.
"Peki toparlayamazsa?" Diye sorunca eliyle kolumu sıvazladı.
"Toparlayacağına eminiz yavrum merak etme sen," deyince zorlada olsa gülümsedim.
Doktor gidince Asel yanıma gelip bir deri bir kemik kalmış koluma girdi. "Kilonu ölçelim gel," deyince ofladım ve peşinden gittim...
Tartıya çıkıp dik durdum. Melih, "Çüş!" Deyince kafamı eğip tartının gösterdiği rakama baktım. 45 kiloya düşmüştüm.
Gözlerim kocaman açılınca kafamı kaldırıp Asel'e baktım. Rüzgar hastaneye yatmadan önce 60 kiloydum. Şuan ise 45.
Hemşire, "Bugünlerde daha da hızlı kilo verebilirsin hastalığın yüzünden, iyi ve düzenli beslenmelisin," deyince kafamı salladım.
Asel koluma girip beni çekiştirince mecburen peşinden gitmek zorunda kaldım. "Yavaş biraz!" Dememle adımları yavaşlattı.
Hastahanenin kafesine girip bir masaya oturduk. Asel'de siparişi verince beklemeye başladık. "Aç değilim ki," diye mırıldandım kendi kendime.
"Çıldırtmak mı istiyorsun beni?" Deyince kahkaha atıp meşhur Müge Anlı repliğini söyledim.
"Senin kocanın evi yok!" Deyip kahkaha attım ama öksürüğüm yine tutunca yüzüm birden soldu.
"Dolunay, kemoterapi olman gerek," diyen Asel'e bakıp ofladım.
"İstemiyorum Asel, uzatma!"
Siparişlerimiz gelince Asel'de mecburen susup iç çekmekle yetindi. Üç tost ve üç tane de meyve suyu almıştı. "İkisi senin," deyip iki tostu ve iki meyve suyunu bana uzatınca elinden alıp yemeye başladım. Bir meyve suyu ve bir tostumu yiyince patlayacak duruma gelmiştim. "Doydum."
"Zorla mı yemek istiyorsun?"
"Hiç yemek istemiyorum, Asel! Doydum diyorum! Niye zorluyorsun?" Diye bağırıp ayağa kalktım ve onu beklemeden kafeden çıktım. Biraz sert çıkışmış olabilirdim ama herkesin ilgi odağı olmak sinirlerimi epey zorluyordu.
Sizleri çok bekletmemek adına bu bölümü attımmm😌😌
Ayrıca ne yorum atıyorsunuz, ne oy veriyorsunuz?! Alınıyorum ama 🤧
Hayalet okuyucu olmayın artık ya biraz coşturun buraları🥳🥳🥳
Bu arada 4k olmuşuuuzzzzz🥳🥳
Bu arada son olarak lütfen "Sarılırım birine" adlı texting hikayeme de bir bakın artık🥺 lütfen ya lütfen 🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Erkek Koleji 2
Genç Kurgu-Erkek Koleji Serisinin 2.Kitabı- "Ağlama! Her ağladığında düşeceksin ve sen geri ayağa kalktığında, seni güçlü sanıp tekrardan düşürecekler." --------