14

16.7K 949 203
                                    

*Çağan'ın ağzından*

Dersim erken bittiği için geçen gün Aytun ile karşılaştığımız kafeye gelmiştim.

Elimde telefonumla acaba mesaj atar mı diye beklemekten kendimi alamıyor ve her bu hareketi yaptığımda kendime sinirleniyordum.

Hayır hayır kesinlikle aşık falan değildim onun gibi, sadece biraz fazla yakınlaşmıştık ve konuşmalarımız eğlendiriyordu beni. Kısa sürede de olsa çok alışmıştım ona ve eğlenceli kişiliği onunla iletişimimi kesmeme engel oluyordu.

Gözlüğümü geriye ittirerek ekrana bakmayı bıraktım ve elime yarın anlatacağım dersin notlarını aldım. Ne kadar beynimi bulandırsa da derslerimi aksatmamam gerekiyordu. Notlarımı tam olarak ayarladıktan sonra kafamı eğerek çalışmaya başlamıştım.

Yaklaşık bir iki saatin sonunda gerçekten tükenmiş bir biçimde geriye yaslanarak ellerimi sandalyenin yanlarından sarkıttım.

Aklıma dolan Aytun ile yine kendimi tutamamış ve elime telefonumu alıp mesaj atmış mı diye kontrol etmiştim.

Mesajsız ekranı gördüğümde hüsranla dolmuştu vücudum. Neden mesaj atmadığı için bu kadar üzülüyordum ki?

Sinirli bir soluk verip bir hışımla eşyalarımı toplayarak çantama doldurdum.

Ne vardı mesaj atsaydı yani biz eşek başı mıydık?

Tövbe tövbe bu velet neler dedirtiyordu bana.

Eşyalarımı toparladıktan sonra çantama her şeyi atıp, telefonumu son bir kez daha kontrol ettikten sonra çantamı koluma geçirirerek kasaya ilerledim. Bir tane daha kahve alarak arabama doğru yönelmeye başlamıştım.

Karşıma aniden çıkan bedenle geriye sendelesem de hemen toparlanmış ve gittikçe sinir olmaya başladığım surata bakmıştım.

"Hocam nasılsınız. Eve mi gidiyordunuz?" Diyerek geri attığı saçlarıyla güzel olduğunu düşünen kızla gözlerimi devirmemek için büyük bir savaş verdim o an.

Ah keşke Aytun yine beni kurtarsaydı.

Hmm sana mesaj bile atmayan Aytun mu diyen iç sesime bakınıp karşımdaki kıza döndüm.

"Evet, izin verirsen gideceğim" demiştim soğuk olduğunu düşündüğüm sesimle.

Ona karşı iyi olmaya çalıştıkça abartıyor ve bana daha fazla yanaşıyordu. En sonunda beni de bunlatmıştı işte.

Aytun'un dediği gibi, bu şekilde davranmaya devam ederse kovacaktım onu en sonunda.

"Yaa öyle mi? Yol üstünde benim evim bırakabilir misiniz?" Dediğinde iyice sinirlenmeye başlamıştım. Bir müddet düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra aklıma gelen şeyle gözlerim açılmıştı.

"Sen benim evimi mi biliyorsun?" Dediğimde yanakları kızarmaya başlamıştı.

"Şey tesadüfen öğrenmiştim kusura bakmayın" dediğinde inanmadığımı belli eder gibi baktım.

Tam ağzımı açıp cevap verecekken üstüne dökülen kahveyle toplu bir şok yaşamıştık.

Dejavu hissi iliklerime kadar dolarken gözlerimi dökülen kahvenin tarafına çevirerek beklediğim kişiye baktım.

Kurtarıcı meleğim olmuştu resmen bu velet.

Kahveyi döktükten sonra sanki bir şey olmamış gibi kıza bakarak konuşmaya başladı.

"Pardon, istemeden oldu"

"Niyeyse hep istemeden oluyor ya bu iş" diye bağırdığında dudaklarımı gülmemek için mühürlemiştim.

"Ne bileyim canım sen de, denk geliyor işte" diyen Aytun'a artık dayanamayıp gülümseyerek bakınca o da bana dönmüş ve tatlı bir gülümseme sunmuştu.

Kız yine sinirle arkasını dönüp ortamı terk edince artık gülüyordum bayağı.

Aytun'a baktığımda o da benim gibi gülüyor hatta kahkaha atıyordu.

Onun bu kahkasına dalmışken yakaladı beni.

Gözlerimiz birkaç saniye buluştuktan sonra hemen heyecanla geri çekip elini ensesine atarak geri geri gitmeye başlamıştı yine.

"Aytun gitme" desem de heyecanla elini kolunu nereye koyacağını bilememiş ve en sonunda çocuk gibi önünde birleştirmişti.

Koca adam resmen önümde kedi gibi olmuştu ve işin ilginç yanı ben bu halini içim giderek izliyordum.

"H-hocamcım ben hazır değilim" diyerek geçen yaptığı gibi topuklarını kalçasına vura vura koşmaya başlamıştı.

Bense bu sefer onu yakalayamayacağımı bildiğim için sadece arkasından gülümseyerek bakmıştım.

Ya ama ben bunları yerim. Aşırı tatlılar be.

Bir de Çağan nedense kafamda çok Mehmet Günsür gibi canlanıyor ama biraz daha açık tenli olanından.

Sizin aklınızda biri var mı ona benzeyen? Varsa benimle paylaşırsanız sevinirim.

Bir de reklam arası. Bu hikaye de iyice reklam panosuna döndü sjdjs. Hemen yeni hikayeme bekliyorum sizi.

Veee heppinize iyi okumalar çiçekler. Umarım seversiniz bölümü.

ÖĞRETMENİM / GAY / TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin