Banyodaki küçük işimi hallettikten sonra odaya yönelerek kendini toparlamış ve kırk kilometre öteden bile belli olacak şekilde utanmış olan bedenin yanına yöneldim.
Ben de utanmıştım.
Ne kadar fark ettirmemeye çalışsam da bunlar da benim için bir ilkti ve iyi miydim kötü müydüm kestiremiyordum ya da karşımdaki bedenin bu yaptıklarımızdan pişman olup olmadığını anlayamıyordum.
Yavaşça yanına oturarak her şeyi bir kenara bırakıp omzundan sarıldım sevdiğim adama.
Uzamış olan saçlarına minik minik öpücükler bırakıp hem kendimi hem de onu avutmaya çalışıyordum.
"Aytun" diye fısıldayan bedenin yüzünü avuçlarımın arasına alarak bana bakmasını sağladım. Nemlenmiş gözlerini gözlerime diktiğinde içimde fırtınalar kopmuştu resmen.
Pişman olmuştu diye düşünsem de az önce gülümseyerek seni seviyorum diyen yüz çıkmıyordu aklımdan bir türlü.
"Efendim sevgilim" derken ağlamak üzereydim. Dudaklarımı dişleyerek kendimi tutmaya çalışmama rağmen beni bırakma ihtimali gözlerimden yaşların dökülmesine neden oluyordu.
"Ağlama Aytun" diyerek ellerini yüzüme atıp benim yaptığım gibi yüzüme parmaklarını yerleştirerek gözyaşlarımı silmeye başladı.
"Özür dilerim" diyip kollarımı boynuna sarmış ve hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. Yine yalnız kalacaktım bu yüzden şimdilik omzunda ağlamayı sorun etmiyordum.
"Niye özür diliyorsun ki?" Diye masum masum sorduğunda ağlamam şiddetlenmişti ister istemez. "Beni istemeyeceksin artık" dediğimde hızla omuzlarınmdan tutarak yüzüne bakmama neden oldu.
"Ne diyorsun sen be?" Diye sorduğunda gözlerimi yummuştum.
"Pişman değil misin?" Diye çocuk gibi çıkardığım sesimle konuştum.
"Salak mısın velet sen?" diyerek yanağıma hafifçe bir tokat atıp sıkıca sardı beni. "Pişman falan değilim, sadece duygulandım biraz" dediğinde içime biri koca bir kuvetle su dökülmüştü sanki.
"Niye duygulandın ki?"
"İlk defa hayatında sevdiğim biri var ve onunla bu türlü bir şey yaşadım, ne biliyim güzel bir an. Duygulanmam anormal bir durum mu?" Dediğinde ister istemez kahkaha atmaya başlamıştım.
"Gülmen lazımdı senin niye ağlıyorsun?" Diye sitem dolu sesimle konuştuğumda bana bakarak gülüp yüzümü sıkarak dudaklarımı çıkardı ortaya.
Büzülen dudaklarıma bir öpücük kondurduktan sonra yanağıma yönelip orayı da öptü ve sarıldı tekrar.
"Fazla mutluluktan ne yapacağımı şaşırdım Aytun" dediğinde gülerek beline sarılmıştım.
"Hocam" diyerek tüm duygusal havayı bozmuş ve belinden tutarak kucağın yerleştirmiştim bedenini tekrar.
"Siz az önce bilerek başlattınız" dediğimde kızaran yanaklarına bakarak kahkaha atıp kucağında kaydırdım bedenini. Elini hafifçe omzuma vurarak konuşmaya başladı.
"Utandırma Aytun"
"Bu fırsatı asla kaçırmam" diyerek kızaran yanaklarını bir bir öpüp belinden tutarak biraz daha kendime çektim.
"İyi ki de yaptınız hocam yoksa hayatta cesaret edemezdim" dediğimde kaşlarını çatmıştı.
"Nasıl cesaret edemezdin?"
"İstemezsiniz diye korkmuştum, sabah da geri çekilince işte" diyerek uzattığı ellerini saçlarıma çıkararak okşamaya başlamıştı.
"Onu bilerek yaptım aslında, yemekten sonra daha rahat oluruz diye düşünmüştüm" dediğinde ne kadar ince düşünüp planladığını anlayınca onu içime sokmak ister gibi sarmıştım. Bu kadar anlayışlı olması ısırmak istememe neden olurken neden ısırmayayım ki diye düşünerek saldırdım yanaklarına.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM / GAY / TEXTING
Romance(TAMAMLANDI) Bir İlahiyat Hocası ile öğrencinin ilişkisini konu alır. *Cinsellik, argo ve küfür içerir.