*Aytun'un Ağzından*
Son dakika alınan kararımız sağ olsun şimdi sevgilimin evinin önünde dikilmiş mal mal bakınıyordum.
Benim aksime o büyük bir apartman dairesinde oturuyordu ve nedensizce bu beni germişti. Galiba tek katlı eve alışınca apartman insana berbat bir yer gibi geliyordu. Gerçi onun olduğu her yer bana cennet olurdu o ayrı bir konu ama olsun.
Elimi kapı ziline atıp çalınca dudaklarımı dişlemeye başlamıştım. Onunla ne kadar zaman geçirirsem geçiriyim fark etmiyordu, her seferinde sanki ilk defa görüyormuşcasına heyecanlanıyordum.
Kapının açılmasıyla gördüğüm tatlı surat heyecanımı arttırmış ve dudaklarımın mutlulukla gerilmesine neden olmuştu.
"Hoşgeldin" diyerek elini içeri uzattığında onu onaylayarak eve girmiştim. Girdiğim anda bu sefer onun sarılmasını beklemeden ben sarıldım kokusunu içime çeke çeke.
"Hoş buldum sevgilim" dememle boynumda hissettiğim dudakların gerilmesi bir olmuştu.
Sıkı sıkı sarıldıktan sonra çekilmesiyle ben de mecbur ellerim omuzlarında gerilemiştim. Yüzüm yüzüne yaklaşmışken dayanamayıp dolgun, pembe dudaklarına bir öpücük kondurarak geri çekildim.
Hemen tepkisini ölçmek için yüzüne baktığımda bana gülümsemiş ve ellerini yüzüme çıkararak bir öpücük de o kondurmuştu.
Bu hareketiyle dudaklarımız birbirinin üzerindeyken gülümseyip elimi beline atarak kendime biraz daha çektim ve üst dudağını dudaklarının arasına aldım.
O da beklemeden alt dudağımı yakalayınca belimdeki ellerimi bir cesaretle hafif aşağıya indirmiştim.
Yaptığımla gerildiğini hissettiğim bedenden hemen kopup endişeyle yüzüne bakarak konuşmaya başladım.
"Ben bir an kapıldım özür dilerim" diyerek geri çekilmeye çalıştığımda elini omzumdan sararak tekrar sarılmıştı.
Sarılmasının önemli değil demek olduğunu anladığım için rahat bir nefes vermiştim bende.
"Aç mısın? Kahvaltı yapmadın değil mi? Hemen banyo bak ilerde elini yüzünü yıka ben sofrayı hazırlıyorum" diye taramalı gibi konuştuğunda ister istemez dudaklarımdan bir kıkırtı dökülmüştü.
"Tamam bebeğim" dedikten sonra söylediğim kelimeyle kızaran yüzümü saklamaya çalışarak banyoya koşmaya başladım. Ben bu adamla bu uzun sürede nasıl yaşayacaktım hiçbir fikrim yoktu.
Umarım evden sağ çıkardım.
Derin derin nefesler alarak kendimi sakinleştirip banyodaki işlerimi hallederek çıktım odadan. Mutfak olduğunu düşündüğüm yere doğru gittiğimde bu sefer kapıya yaslanarak ben onu izlemeye başlamıştım.
Uzamış olan saçlarını yukarından toplayıp üzerine siyah basit bir tişört geçirmiş bir biçimde tezgahta oradan oraya hereket ediyor, masayı düzenli bir biçimde hazırlamaya çalışıyordu.
Onun bu tatlı haline gülümserken daha fazla yorulmaması adına ilerleyerek yardım etmeye başladım.
Kısa bir süre sonra sofra hazırlandığında konuşarak hazırladığımız şeyleri yemeye başlamıştık.
"Ailen nasıldı?" Diye sorduğumda yüzü hafif düşmüş olsa da hemen toparladı. Bu küçük anı fark etmiş olmanın mutsuzluğu çökmüştü üzerime.
"İyiler, biraz yordular beni ama özlemişim" diyerek bir tebessüm kondurdu dudaklarına.
Dedikleri beni tedirgin ederken ister istemez derince bir iç çekmiştim. Annesinin onu sıkıştırmış olması belli ki canını sıkıyordu, eh beni de söyleyemediğine göre içine atıyordu bu durumu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖĞRETMENİM / GAY / TEXTING
عاطفية(TAMAMLANDI) Bir İlahiyat Hocası ile öğrencinin ilişkisini konu alır. *Cinsellik, argo ve küfür içerir.