ÖĞRETMENİM / GAY / TEXTING

30

Banyodaki işlerimizi hallettikten sonra hocamcığımın namaz kılmasını beklerken, bir şeyler hazırlamaya karar vermiştim.

Sevişelim derken vaktin ne kadar çabuk geçtiğini fark etmemiş ve hissettiğimiz efor da sağ olsun acıkmaya başlamıştık.

Sessiz sedasız basitinden bir salçalı makarna ve salata yapmış, masayı kurmuş, canım sevgilimin gelmesini bekliyordum şimdi de.

Biz sevişmiştik lan!!

Aklıma geldikçe salak salak sırıtıyordum resmen.

Hâlâ gerçek gibi gelmiyordu. Yıllardır hayalimi süsleyen adamla ciddi ciddi sevgili olmuş üstüne bir de sevişmiştik. Artık önümüzde engel yoktu desem yeriydi.

Ailesi de bizi olumlu karşılarsa artık evlenebilirdik bence.

Masaya oturmuş salak salak gülümserken omzumda hissettiğim elle irkilerek sevdiceğime döndüm. Aynı gülümsemeyi de onun yüzünde görmek içime su serpmiş, beni mutluluktan dört hatta on altı köşe falan yapmıştı.

"Çok bir şey yapamadım ama" diyerek utangaç bir biçimde baktığımda bana gülmüş ve saçlarımı karıştırıp derin bir öpücük kondurmuştu. Yanımdaki sandalyeye geçerken sessizliğini bozup konuşmaya başladı.

"Önemli değil Aytun, her türlü yemeği yerim elinden, hem geçenki kekinden sonra anlamıştım güzel yemekler yaptığını" dediğinde yüzümde gururlu bir sırıtış oluşmuştu.

"Uzun süre tek yaşayınca öğrendim bir şeyler" diyince gözlerinden hafif bir gölge geçmiş gibi olsa da toparlanıp elini attı yüzüme. Minik hareketlerle okşarken gözlerimi kapatmamak için zor tutuyordum kendimi.

"Neyse artık yemek işini sana atarım" dediğinde bir kıkırtı çıkmıştı dudaklarımdan. "Beceremiyorum pek ben" diye dudağını büktüğünde dayanamayıp o dudaklara hafif bir öpücük kondurmuştum.

"Evlendiğimizde ben yemek yaparken sen evi temizlersin, yok öyle yatmak" diyerek tek elimi kaldırdığında gülmüşmüşük.

~~~~~~~~~~~~

Eğlenceli yemek sonrasında kanepeye oturmuş sarılarak televizyona bakıyorduk.

"Hocam sıkıldım" dediğimde kıkırdayarak saçımı öpmüş ve yüzüne bakmamı sağlamıştı.

"Ne yapmak istersin?" Diye cilveli sesiyle sorduğunda hala alışamadığım için şokla bakmıştım karşımdaki bedene.

"Bakma öyle Aytun, utanıyorum zaten" demesiyle dayanamayıp yapıştım pembe dudaklarına. Vakit kaybetmeden iki dolgun et parçasını ayırarak dilini sardım. Alt dudağını yakalayıp, üzerine çıktığımda elini kalçalarıma atarak nefesimi kesmişti. Birbirimizin sıcak ağzını keşfetmek bile inlememize neden oluyordu.

Dudakları son bir kez dudaklarımı yalayıp boynuma yöneldi ve canımı avutmayacak bir biçimde emmeye başladı.

Elim uzamış tutamlarını bulurken kendimi yavaş yavaş sürtmeye başlamıştım penisinin üzerinde. Bu hareketimle baygın gözlerini gözlerime dikti. Bakışlarındaki şehvetin güzelliğine dayanamayarak kanepeye yaslayıp bu sefer ben boynunu emmeye başladım.

Zaten morarmış olan boynu daha fazla sömürürken elleri belimi bulup tişörtümü sıyırdığında ona ayak uydurarak üzerimi çıplak bırakmıştım.

Gövdemi bir müddet süzdükten sonra, dudaklarını yalayarak beklemediğim bir hareket yapıp beni kanepeye yatırdı. Ben daha ne olduğunu anlayamadan bir eli vücudumda gezmeye, dudakları ise köprücük kemiklerinden aşağılara doğru inmeye başlamıştı. Nefeslerim hızlanırken onun bu cesareti beni daha da azdırıyor, kendimi ona sürtmeme neden oluyordu.