Ⅰ
Sasuke elindeki tahta kılıcı savurdu. Saman ve dalları örerek yapılan mankenin kafasına isabet etmişti.
"Duruşun yanlış," dedi sırtını duvara yaslayarak elma yiyen Kakashi, "O duruşla ancak cansız bir mankene vurabilirsin."
Adamın saatlerdir elma yiyerek onu eleştirmesi çocuğun sinirlerini bozuyordu. Suratının ortasına yumruğu geçirmek istiyordu. Sinirle dişlerini sıkarak tahta kılıcı daha sıkı kavradı.
"Porselen gibi dişlerin var, dikkat et de kırma."
Sabrı artık taşan Sasuke elindeki tahta parçasını yere fırlattı, "Hiçbir şeyi beğenmiyorsun!" diye bağırdı adamın suratına, "Her şeyi mükemmel yapsam bile illa laf edecek bir şey bulacaksın!"
"Her şeyi mükemmel de yapsan onun ötesine geçmek zorundasın, Sasuke," Elmadan bir ısırık daha aldı adam, "Gelişmenin sırrı budur."
"Siktir oradan..." diye ağzının içinde mırıldandığı için Kakashi duymamıştı. Eğilip tahtayı tekrar eline aldı. Fakat artık samandan bir mankenle kavga etmekten sıkılmıştı. Kendine daha güçlü bir rakip aradı. Gözleri çevrede gezinirken, çimenlerin üstünde yatan iri kurt köpeğinde takıldı. Bu köpek tam bir canavardı, Kakashi onu yavruyken eğitmeye başladığını söylemişti. Onun köpeğiydi ve Sasuke'nin gözünü doyuracak kadar güçlü bir rakipti.
Tahta kılıcı köpeğe doğrulttu, "Sen!" dedi meydan okuyan bir gülümsemeyle, "Dövüş benimle."
Köpek bayık gözlerle onu süzdükten sonra kıçını devirip iyice uzandı. Kakashi ise iç çekerek, "Pakkun'u rahat bırak Sasuke," dedi. Onu dinlemeyen çocuk balkondan atlayarak köpeğin karşısına dikildi.
"Seni uyarıyorum," dedi Kakashi, "Pakkun acımasızdır. Sana yumuşak davranacağını sanma."
Sasuke meydan okuyan ifadesini bozmadı veya tahtayı indirmedi. Pakkun, Kakashi ile görevlere giden bir köpekti ve bir kılıç ustasıyla yarışabilirdi. Sasuke o yüzden onu kendine rakip olarak görmüştü. Kılıcı köpeğe savurdu, "Ben de ona yumuşak davranmayacağım."
Köpeğin üzerine koştuğunda Pakkun, ona sanki bir sinekmiş gibi baktı. Kesinlikle uğraşmaya değmeyecek bir rakip olduğunu düşünüyordu. İki ayağı üzerinde şaha kalkarak bir at gibi, üstüne atlayan çocuğun midesine vurdu ve onu geri savurdu. Poposunun üstüne düşen Sasuke sinirlenerek tekrar ayağa kalktı. Fakat Pakkun onunla uğraşmak istemediği için arkasını dönüp gidiyordu.
"Geri gel!" Sasuke peşinden koşmaya başladı. Pakkun, bu çocuğun peşini bırakmayacağını anlamıştı. Bu yüzden onu etkisiz bırakmak zorundaydı. Olduğu yerde durdu ve yaklaşmasını bekledi. Sasuke tekrar üzerine atlayacağı sırada köpek, dişlerini çocuğun ayak bileğine geçirdi.
Fakat ısırdığını bile hissetmeyen Sasuke darbeden etkilenmediği için köpeğin başına vurabilmişti. Pakkun şaşırdı, bileğini ısırdıktan sonra hareket edebilmesini beklemiyordu. Yine de başına aldığı darbe onun için hiçbir şeydi, çocuğun eli çok yumuşaktı.
Buna karşılık Sasuke kocaman bir gülümsemeyle balkondaki adama baktı, "Gördün mü Kakashi? Bir numaralı adamını yendim."
Kakashi onu izlememişti bile. Elmasını yiyerek dağları izliyordu, "Evet harikaydın," diye onu geçiştirdi.
"Bakmadın bile!"
Sasuke koşarak balkonun korkuluklarına tutundu ve tırmanarak içeri atladı. "Onu iyi eğitememişsin anlaşılan."
Kır saçlı adam kafasını çevirip ona baktığında elmayı elinden düşürdü, "Kahretsin Sasuke," Hızla ayağa fırladı ve çocuğun önünde eğilerek, neredeyse parçalanmış gibi gözüken bacağına baktı, "Bacağını kaptırmışsın!"
Başını yere eğdiğinde kan içinde olan bacağını anca fark etmişti Sasuke. "Bunu ne ara yapmış? Hiç fark etmedim," Sonra ekledi, "Sözümü geri alıyorum, onu iyi eğitmiş-"
"Kes sesini," Kakashi onu kolundan sürükleyerek sandalyeye oturttu ve içeri girdi. Dolaptan sargı bezi ve diğer lazım şeyleri alarak tekrar balkona geldi. Diz çökerek çocuğun bacağına gereken tedaviyi uygulamaya başladı.
"Sana bir tavsiye daha Sasuke," dedi nemli bezle kanları temizlerken, "Bir dövüş esnasında her zaman CIPA hastası olduğunu bilerek hareket et. Her adımından sonra vücudunu kontrol etmelisin, yara alıp almadığından emin olmalısın. Acıyı hissedemediğin için sürekli bu kontrolü yapmalısın, anladın mı?" Şimdi sargı bezini sarıyordu, "Bu yarayı ikimiz de fark etmeseydik ne olurdu biliyor musun? Kan kaybından ölürdün. Bu hastalık senin en büyük zayıflığın, bunu unutma. Zayıflıklarının farkında olan bir insanı kimse yenemez."
Sasuke başını aşağı yukarı salladı. Bu sırada Kakashi yarayı tamamen sarmıştı. Ayağa kalktı ve malzemeleri içeri götürdü.
"Bir köpeğe saldırmaktan ziyade benimle dövüşmeye ne dersin?" Kimin geldiğine bakmak için kafasını kaldırdı Sasuke. Kulübenin önünde duran kız elinde gerçek bir kılıcı tutarak ona gülümsüyordu, "Hadi kapışalım."
Birkaç defa gördüğü kızın isminin Temari olduğunu biliyordu. Yanında kedi gibi tırsak duran çocuk ise Naruto'ydu. Temari eliyle onu gösterdi, "Bu arkadaşın tam bir hayal kırıklığıydı. Bakalım senden ne çıkacak?"
Naruto tedirgince gülümsedi, "Şey... Temari kendine idman yapacak birilerini arıyordu da dattebayo."
Sasuke gülümsedi, "Ben de öyle," Sandalyeden kalkarak balkondan atladı ve yanlarına geldi. Elinde tuttuğu tahta kılıcı kıza doğrulttu, "Gel bakalım."
Temari bir çocuğa bir de tahtaya baktı, "Onunla mı dövüşeceksin?" Sesinde alaycı bir tını vardı. Sasuke o zaman onun elinde gerçek bir kılıç tuttuğunu gördü. Bu onu utandırmıştı.
Temari sırtından başka bir kılıç çıkarıp ona fırlattı, "Bunu alabilirsin," Sasuke kılıcı zar zor yakaladı. Hiç gerçek bir kılıçla dövüşmediği için biraz tedirgin olmuştu ama artık geri adım atamazdı.
"Bekle biraz," Kılıcı bırakıp koşarak balkona atladı. Balkon kapısı kapattıktan sonra geri geldi. Kakashi onu gerçek bir kılıç tutarken görse muhtemelen onaylamayacaktı. Eğilip kılıcı tekrar aldı.
"Hadi," dedi Temari ukala bir gülümsemeyle, "Saldır." Naruto onları öteden endişeyle izliyordu. Az önce kendisi çok feci mağlup olduğu için olacakları az çok tahmin ediyordu.
İlk saldıran kişinin Sasuke olmasıyla birlikte kılıçları tokuşturmaya başladılar. Sasuke hücum yapmıyor, sadece ondan gelen hamleleri karşılıyordu. Fakat Temari, onun çok kolay bir rakip olduğunu anlamıştı. İsterse onu şimdi devirebilirdi ama neler yapabileceğini görmek istiyordu.
Sadece beş dakika süren bir çatışmanın ardından kız, "Zayıfsın," demiş ve onu tek bir vuruşta kolayca ittirmişti. Poposunun üstüne düşen Sasuke, kılıcı da elinden düşürmüştü. Boğazına dayanan metal parçası ile başını kaldırdı. Temari onu yenmişti. Çocuk utanç içinde kıpkırmızı kesildi.
"Ne için asker olmak istiyorsun Sasuke?"
Böyle bir soru beklemediği için duraksadı. Ardından kararlılıkla, "Sevdiğim insanları kurtarmak için," diye cevapladı.
"Güzel bir hedefin var," Dedikten sonra kılıcı onun boğazından çekti Temari, "Umarım bir gün başarırsın."
Yumruklarını sıkarak, "Başaracağım," diye fısıldadı Sasuke. Şu an yerde mağlup bir şekilde otururken söylemesi çok absürt gelmişti. Bu onun daha da rencide olmasına sebep oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anesthesia | sasusaku
FanfictionDünyadaki cehennemi yansıtan bir köle kampında büyümüş çocukların, hayatlarının özeti olan iki kelime; acı ve zorluk. Acı, içlerinden biri için bir anlam ifade etmese de bazılarında derin bir anlamı vardı. Ama zorluk, hepsi için aynıydı. ➴ • sasus...