Page 16

520 67 25
                                    

Kır saçlı adam, önünde dikilen uzun boylu, geniş omuzlu genci baştan aşağı süzdü. Üstünde askeri üniforma, yakasında ise rütbesini belli eden altın rengi bir arma takılıydı. Sırtında uzun bir kılıç taşıyordu. Kakashi'nin gözlerinde gururlu olduğunu belirten bir parlama belirdi.

İki elini gencin omuzlarına koyarak hafifçe vurdu, "Aferin Sasuke," Dedi gülümseyerek, "Seninle gurur duyuyorum." Onu kendine çekip sıkıca sarıldığında oğlan bir tepki vermemiş ve adamın geri çekilmesini beklemişti.

"Ya ben?" Koca bir gülümsemeyle yanlarına gelen sarışın oğlan elindeki kılıcı çevirip duruyordu, "Benimle duymuyor musun dattebayo?"

Yanında yürüyen adam sırtını sıvazladı, "Ben duyarım," Naruto kafasını çevirip Obito'ya baktı, "Sen duy bir zahmet."

"Sana da aferin Naruto," dedi Kakashi gülerek. Bu üçünün neşeli konuşmalarına bir müddet sabreden Sasuke, daha fazla burada durmak istemeyerek yürümeye başladı, "Ben gidiyorum."

Onun neyden bahsettiğini anlayan bir tek Kakashi oldu. Naruto tek kaşını kaldırarak, "Nereye?" diye sordu, "Daha kutlama yapacaktık? Obito bir düzine içki aldı."

Naruto ve Sasuke, bugün askeri sınava girmiş ve başarıyla geçmişlerdi. Bahsettiği kutlama da bunun kutlamasıydı.

"On senedir burada olup bu armayı takmamın bir sebebi vardı hatırlarsanız," Sasuke atına atladı. Ona şaşkın şaşkın bakan Naruto, neyden bahsettiğini ilk baş anlayamamıştı. Fakat daha sonra jetonu düştü, "NE!?" diye hayretle bağırdı, "Hemen mi? Şu an mı? Bekle bir dakika Sasuke, bir planın olmadan doğruca gidiyor musun?"

"Bekleyemem," dedi Sasuke atını ilerleterek, "On yıldır bekliyorum zaten."

Başka bir şey demeden atını dört nala sürmeye başladı.

"Hey, Sasuke!" Naruto ardından seslenmiş ama onun durmadığını görünce kılıcını kınına taktı, "Hay lanet!" Kendi atını almak için kulübeye doğru koşmaya başladı, "Onunla gidiyorum!" diye bağırdı arkasında kalan Obito ve Kakashi'ye.

Sasuke, toprağa sertçe vurarak döverken karşısına çıkan başka bir at yüzünden duraksamak zorunda kalmıştı.

Kahverengi atın üzerindeki kız Temari'ydi. Üzerinde tıpkı kendisininki gibi askeri üniforma ve altın renkli arma taşıyordu. O da bugün onlarla beraber sınava girmişti ve görünüşe göre geçmişti. Zaten ondan bekledikleri de buydu.

"Hiç vakit kaybetmiyorsun," diyerek gülümsedi kız, "Yolun açık olsun," Ardından atını sürerek önünden çekildi. Bunun üzerine Sasuke tekrar dizginlere çullandı.

Kamptaki çocuklar bu süre zarfında hiçbir değişiklik olmadan çalışmaya ve günlerini rutin olarak devam ettirmeyi sürdürmüşlerdi. Bu rutine sadece 8. mıntıkadan bir hücre dahil değildi.

Tüm gün kazma kürek salladıktan sonra Sakura her akşam olduğu gibi sıraya girdi. Fakat bu kez öyle bir heyecan vardı ki içinde, ömründe ilk kez yaşıyordu. Parmak uçları karıncalanıyor, midesine durmadan kramplar giriyordu. Sırada yürürken derin nefesler aldı ve kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Heyecanlı olan sadece o değildi. Arkadaşları da bir o kadar heyecan ve stres içindeydi. Çünkü dün, beş yıldır kazmakta oldukları hücre duvarına son vuruşu yapmış ve deliği açmışlardı.

anesthesia | sasusaku Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin