Ⅰ
"İşte köle kampından çıkan çocukların ve o pis kampın sonu böyle oldu," Kadın dizinin üstüne koyduğu elini kaldırıp yanağını avucuna yasladı ve gülümsedi, "Sonsuza dek mutlu yaşarlar mı bilmem ama şu an çok mutlular."
Karşısında oturan çocuk kalabalığının içinden bir çocuk elini kaldırıp söz hakkı istedi, "Kimin hikayesiydi bu?"
Kadın, pembe saçlarından bir tutamı kulağının arkasına atıp imayla kaşlarını kaldırdı, "Bilmem," dediğinde soruyu soran çocuk cevap alamamanın verdiği mutsuzlukla dudak büktü.
Salonu bir kız çocuğunun hıçkırıkları doldurduğunda herkes kafasını ağlayan kıza çevirdi. Küçük kız yumruk yaptığı elleriyle gözlerinden akan yaşları silmeye uğraşıyor ve hıçkırıklarının arasından konuşuyordu, "B-böyle yerlerin artık olmadığına çok mutluyum... öyle bir yerde olduğumu hayal etmek bile ağlamak istememe sebep oluyor."
Gülümsedi pembe saçlı kadın, "Evet, öyle yerlerin olmadığı bir döneme denk geldiğin için çok şanslısın, hepiniz."
İçlerinden bir çocuk elini kaldırarak söz aldı, "Peki ya o adam ve kadına ne olmuş? Evlenmişler mi?"
Kadın tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki salonun kapısına vuruldu. Tak-taka-tak. Kimin geldiğini anlayan kadın gülümsedikten sonra kapı açıldı ve adamı gördü. Siyah saçlı adam gülümsedikten sonra salonun çocuklarla dolu olduğunu görünce, "Erken mi geldim?" diye sordu.
"Hayır, çocuklarla küçük bir seminer yapıyorduk sadece," diyerek gülümsedi. "Onlara bir hikaye anlattım da.."
Aralık kapının arkasından ince bir ses geldi, "Anne!" Ardından adamın bacaklarının arasından geçerek salona girdi küçük kız. Babası gibi olan siyah saçlarını aşağıdan bağlamış ve bordo bir tulum giymişti. Kalın çerçeveli gözlüklerinin ardındaki parlak gözleriyle koşarak annesinin kucağına atladı.
"Sarada," Eğilip kızını kucağına aldı genç kadın. "Babanla beraber beni görmeye mi geldin sen?"
"Evet," dedi kız kollarını boynuna dolarken, "Seni almaya geldik."
Kızın saçlarına bir öpücük kondurdu, "Ama benim biraz daha işim var. Babanla beraber beni bekleyebilirsiniz, değil mi?"
Kız başını salladığında onu kucağından indirdi ve babasına koşmasını izledi.
Ⅱ
Sakura klinikten çıktığı zaman onu dışarıda bekleyen kocası ve kızına doğru adımladı. Az önce çıkmış olduğu küçük bina, onun kendi çocuk kliniğiydi. Sakura, işinde başarılı bir hekim olmuştu.
Onu gördüğünde gülümseyen kızının yanına gitti ve minik elinden tuttu. Diğer eliyle de kocasının elinden kavradığında adam uzanıp dudağının kenarına bir öpücük bıraktı, "Günün nasıldı?"
"Güzeldi, ya seninki?"
"Artık güzel."
Üçü yürümeye başladığında Sakura, adamın üstünde askeri formasının olmadığını fark etti, "Bugün kurula gitmedin mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anesthesia | sasusaku
FanfictionDünyadaki cehennemi yansıtan bir köle kampında büyümüş çocukların, hayatlarının özeti olan iki kelime; acı ve zorluk. Acı, içlerinden biri için bir anlam ifade etmese de bazılarında derin bir anlamı vardı. Ama zorluk, hepsi için aynıydı. ➴ • sasus...