Ⅰ
Kakashi ve Obito, daireyi patlattıktan sonra kampı kontrol ediyorlardı. Yaralanan çocukları ellerinden geldiğince tedavi etmeye çabaladılar. Fakat vakit kaybetmeden üste dönmeleri ve olanları komutanlarına anlatmaları gerekiyordu. Yoksa kampın gardiyanları her an geri gelebilirlerdi. Ama bu çocukları artlarında bırakmaya gönülleri el vermiyordu.
"En fazla bu kadarını tedavi edebiliriz," dedi Obito bir çocuğun bacağını sararken, "Şimdi gitmezsek gardiyanlar geri gelirler ve yaptıklarımız boşa gider."
Kakashi iç çekerek baygın yatan çocuklara baktı. Onları böylece geride bırakmak istemiyordu. Obito, kır saçlı adamın kafasından geçenleri biliyordu, "Bak," dedi elini omzuna atarak, "Bu çocukları yaralı halde ben de bırakmak istemiyorum. Ama sen de biliyorsun ki gitmeliyiz, şimdi."
"Her birinin vücudunda kalıcı izler var," Kakashi'nin yüzünün her hattı gergindi, "Kim bilir yıllar boyu nelere mazur kaldılar da bu izler çıktı."
Düşüncesi bile iki adamın içini burktu. Nihayet Kakashi iç çeke çeke baygın çocukları izlemeyi bırakıp ayağa kalkmıştı, "Hadi gideli-"
Keskin bir ses işitmeleriyle beraber Kakashi, kolunda hissettiği bir acıyla inledi. Bir ok koluna saplanmıştı.
"Siktir!" Obito telaşla kılıcına davrandı, "Bu piçler çok erken geldi!"
Kakashi kolundaki oku çekip çıkarırken yüzünü acıyla buruşturdu. Ardından o da Obito gibi kılıcına kabzasından çıkardı. Onlarla dövüşebileceklerini düşünüyorlardı, ta ki ne kadar kalabalık olduklarını görene kadar.
Üstelik oldukça donanımlılardı. Hepsinin ellerinde kılıçlar, oklar ve mızraklar vardı. Sadece iki kılıç ile bu adamları yenmeleri olanaksızdı.
Üzerlerine birkaç ok daha yağdırdıklarında, iki adam kendilerini çalıların arasına attı.
"Ne yapacağız?" Obito çalıların arasından onları gözetliyordu, "Bu kalabalığa kafa tutmamızın imkanı yok. Geri dönmek zorundayız."
"Olmaz," Kakashi öfkeyle yumruklarını sıktı, "Eğer dönersek çocukları tekrar bu heriflere bırakmış oluruz. Komutanı alıp buraya getirdiğimizde elimizde yine bir kanıt olmaz."
"Yapacak bir şeyimiz yok!" Diye bağırdı Obito, "Daha sonra tekrar gelip başka bir yol buluruz Kakashi! Şu an elimizden başka bir şey gelmez."
Kakashi öfkeyle soludu ve kılıcını tutup hızla arkasında bir yere sapladı, "Kahretsin!" Rastgele savurduğu kılıç bir gardiyanın midesini yarıp geçmişti.
İki asker, yaklaşık elli kişi olan gardiyanların birkaçıyla dövüşüp kampın dışındaki atlarına atladılar.
"Şerefim üzerine yemin ederim ki geri döneceğim," diye mırıldandı Kakashi dizginleri sıkarken.
Ⅱ
Gardiyanlar, bu askerin bugün içinde tekrar döneceklerini biliyorlardı. Bu yüzden komutan gelmeden önce çocukları ortadan kaldırmalıydılar. Kendinde olan çocukları tekrar hakimiyetleri altına alarak sığınaklara kapattılar. Hala baygın olanlarla ise uğraşmak istemediler. Onlardan tamamen kurtuldular.
Sakura ve hücre arkadaşlarının hepsi sağlamdı. Sığınakta suspus oturmuş duruyorlardı. Sasuke ve Naruto, onlara kısaca kazan dairesindeki yangının sebebini anlatmışlardı. Bununla beraber çocukların içine parlak bir umut doğdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anesthesia | sasusaku
Fiksi PenggemarDünyadaki cehennemi yansıtan bir köle kampında büyümüş çocukların, hayatlarının özeti olan iki kelime; acı ve zorluk. Acı, içlerinden biri için bir anlam ifade etmese de bazılarında derin bir anlamı vardı. Ama zorluk, hepsi için aynıydı. ➴ • sasus...