Ⅰ
Kasaba; büyüklü küçüklü her türlü insanla dolu, kalabalık bir ortamdı. Kamptan, sadece kendi yaşıtlarıyla dolu ortamdan dışarıya adım atmamış birinin çok korkacağı türden bir yer.
Dışarıda geçirdiği ikinci haftasında, Sakura normal yaşama bir tık daha alışmıştı. Ama Sasuke, kızın gördüğü tek insanlar arkadaşları, kendisi ve Kakashi'den ibaret olduğu için bu şekilde ayak uyduramayacağını düşünmüştü. Bu yüzden bugün onu kasabaya, kalabalığın içine getirmişti.
Sakura başta buna çok heyecanlı ve istekli olsa da, kasabanın nasıl bir yer olduğunu görünce attan inmek bile istememişti.
Burası Kakashi'nin kulübesinden çok farklıydı. Her yer insan kaynıyordu ve daha önce görmediği şeylerin hepsiyle aynı anda karşılaşmıştı. Kaldırım kenarında dilenen dilenci çocuklar, seyyar satıcılar, yol kenarına tezgah açan tüccarlar, oradan oraya giden faytonlar, iç içe girmiş insan kalabalığı... Tüm bu manzara Sakura'yı korkutmuş ve Sasuke'nin arkasına saklanmaya itmişti.
"Sakura," Sasuke, sırtına yapışan kıza elini uzattı, "Korkmana gerek yok, ben yanında olacağım. Hadi, elimi tut."
Sakura kafasını hızla iki yana salladı. Dudaklarını sımsıkı kenetlemiş, gözlerini ise sımsıkı yummuştu. Sanki herkes ona bakıyormuş, herkes ona zarar vermek için fırsat kolluyormuş gibi hissediyordu. "Geri dönelim Sasuke," dedi ağlamaklı bir sesle, "Kulübeye dönelim, lütfen."
Sasuke derin bir iç çekti. Sakura böyle davrandıkça kötü bir şey yapıyormuş hissine kapılıyordu. Ama illa ki insan içine çıkması gerekiyordu, sonsuza kadar o kulübede tıkılı kalacak değildi. Elini kızın üstünden geçirip omzunu sımsıkı kavrayarak göğsüne doğru çekti, "Hani kasabayı çok merak ediyordun?" Sakura bir çocuk gibi dudak büktü, "Böyle korkutucu bir yer olduğunu bilmiyordum ki! Deniz gibi bir yer sandım."
"Korkmana gerek yok diyorum sana, yanında olacağım," Kız cevap vermeyince Sasuke ısrarcı bir tonla, "Gözlerini aç, Sakura," dedi. Gözlerini açmak istemiyordu Sakura. Ama Sasuke'nin bunu ne kadar ısrarcı bir tonla söylediğinin farkındaydı bu yüzden ikiletmenin anlamı yoktu.
Yavaşça yeşil gözlerini araladığında az önce gördüğü kalabalık ile karşılaştı. Tam tekrar yummak üzereydi ki Sasuke elini çenesine yaslayarak yüzünü kendine çevirdi, "Eğer korkuyorsan bana bak," dedi yumuşatmaya çalıştığı bir sesle, "Alışana kadar etrafa bakmazsın."
Kız derin bir nefes alıp kendini topladı. Nefes egzersizlerinden sonra Sasuke'nin elini sımsıkı kavradı ve ona iyice sokuldu, "Tamam, yavaş yavaş yürüyelim," Ardından hemen sesini yükseltti, "Ama elimi bırakmak yok!"
Hafif gülümsemesini bastıramadı oğlan, "Tamam, söz," İkisi insanların arasından yürümeye başladı. Sakura, kimse ona değmesin diye herkesten kaçınarak yürüyordu. Bu durum, insanların ona garip garip bakmasına sebep oluyordu.
Sakura, insanlardan kaçmaya o kadar odaklanmıştı ki, ayağı bir su birikintisine bastığında korkuyla yerinden sıçradı. Sadece bir su birikintisi olduğunu gördüğünde rahatlayarak iç geçirdi.
O esnada yanlarından geçen, hemen hemen aynı yaşlarda iki çocuk onun bu hareketini görmüştü, "Haha, ne yapıyor şu ucube?" dedi çocuk yanındakine, Sakura'yı işaret ederek.
Sakura bunu duymamıştı ama Sasuke çok net duymuştu. Bakışlarını kaldırıp bunu söyleyen çocuğa sabitlediğinde, çocuk baştan aşağı ürperdi. Öldürecekmiş gibi bakan oğlanın belindeki kılıcı da fark ettikten sonra adımlarını hızlandırarak oradan uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
anesthesia | sasusaku
FanfictionDünyadaki cehennemi yansıtan bir köle kampında büyümüş çocukların, hayatlarının özeti olan iki kelime; acı ve zorluk. Acı, içlerinden biri için bir anlam ifade etmese de bazılarında derin bir anlamı vardı. Ama zorluk, hepsi için aynıydı. ➴ • sasus...