🌼İyi Okumalar🌼
Harry günlüğü açtı ve kaldığı yerden okumaya geri döndü.
30 Ocak 1976
Bunu-okuduğunu-öğrenir-öğrenmez öldürülecek-olan-sevgili insan,
Gerçekten başkalarının eşyalarından uzak durmalısın. Eşyaları karıştırmak gerçekten oldukca kaba bir davranış. Ancak, zamansız ölümünü umursamıyorsan, sanırım okumaya devam edebilirsin. Sadece senin için geleceğimi bil.
Gryffindor, Ravenclaw'a karşı olan Quidditch maçını kazandı; kimsenin şaşırmadığından değil tabi. Yemin ederim, Gerald Hunter Quidditch kaptanı şaka gibi.
Gryffindor ortak salonunda kutlamak icin bir parti verdik. Bizim yılımızda Evans dışında bir muhbir olmaması büyük şans. Ama Marlene onu partiye gelmeye ikna etmeyi başardı, bu da kendini ifşa etmeden Minnie'ye gidemediği anlamına geliyor. Ne yazık ki benim için bu aynı zamanda onun gerçekten partiye geldiği anlamına geliyor. James, elbette, bunu duyduğunda çok sevindi. Hala onda ne gördüğünü anlamıyorum.
Evans oradayken bile oldukça kötüydü. Sihirbazın Gerçeği adlı oyunu oynadık ve ne öğrendiğimi asla tahmin edemezsin..
Harry gözlerini kapadı ve dünyanın etrafında dönmeye başladığını hissetti.
Sonunda ayağa kalktığında göz kapaklarını açtı ve kendisini bir grup gencin daire şeklinde oturduğu Gryffindor ortak salonunun ortasında buldu. Etrafta bir şişe Ateş viskisi vardı.
Harry gençlerden birkaçını tanıdı. Çemberin sağ tarafında dört Çapulcu oturuyordu: Los ışıklı odada yüzü kızarmış olan Peter, gözlükleri burnunun ucuna yamuk bir şekilde asılı olan James, ilk kez zamanlar süveter giymemiş olan Remus ve Sirius. Gryffindor kravatı bir bandana gibi kafasına bağlanmıştı.
Sirius, Remus'un sağındaydı ama Lily solunda oturuyordu. Alev alev yanan kızıl saçları alçak, dağınık bir topuzla arkaya toplanmıştı ve trende olduğundan çok daha rahat görünüyordu. Yanında Harry'nin tanımadığı küçük, siyahi bir kız vardı. Simsiyah buklelerinden yansıyan ışık, yüzünü bir hale gibi çerçeveliyordu. Çemberdeki bir sonraki kişi Harry'nin tanımadığı bi başkasıydı: oldukça sert göz kalemi ve parlak kırmızı dudağı olan, uzun boylu bir sarışındı. Alice ve Frank Longbottom onun yanına oturuyorlardı. Frank. Alice'in kulağına bir şeyler fısıldadı ve o kıkırdadı. Harry ileride olacak trajediyi hatırlayarak gözlerini onlardan ayırdı ve genç bir Kingsley gördü. Kingsley genç olmasına rağmen yapılıydı.
"Büyücünün Gerçeğini bilen kimse var mı?" Frank, Ates viskisi şişesini uzatırken gruba seslendi. Soran Lily dışında gruptan bir anlaşma mırıltısı yükseldi:
"Büyücünün Gerçeği Nedir?"
"Pekala," Remus boğazını temizledi ve Lily'ye döndü. "Esasen katılanlar bir daire oluşturup bir şişenin etrafından diziliyorlar. Şişe kimde durursa tüm gruba bir soru soruyor. Sonra şişenin etrafındaki herkes soruyu cevaplıyor. Soruyu soran kişi de dahil olmak üzere herkes cevap vermeli."
"Bu Doğruluk mu Cesaret mi?" Lily açıkladı. Harry annesinin muggle doğumlu olduğunu hatırladı, bu yüzden sihir dünyasına dair bilgisi muhtemelen sınırlıydı, tıpkı Harry'ninki gibi.
"Bir çeşit, ama cesaret seçeneği yok," diye yanıtladı Remus açıklamaya devam etmeden önce. "Ve bu Sihirbazın Gerçeği olduğu için, oynamaya karar verdiğinizde, gerçeği bağlayıcı bir büyüye kilitlenirsiniz, böylece yalan söyleyemezsiniz, ancak bir soruyu cevaplamak istemiyorsanız, bunun yerine bir atış yapmakta özgürsünüz." Lily başını salladı ve grup sessizliğe gömüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter ve Seçimi Olmayan Çocuk ❝Drarry❞ | ❝Wolfstar❞
Fanfiction《☆•°•☆|TAMAMLANDI|☆•°•☆》 "Kabul et Malfoy, sen tam bir korkaksın." Harry'nin gülümsemesi gitmiş, yerini tehditkar bir kaş çatması almıştı. Önünde duran Malfoy'a döndü. "Ben. Korkak. Değilim." dedi Malfoy, gıcırdayan dişleriyle ve karanlık bir sesle...