Okul yılının ilk Hogsmeade gezisinden önceki Cuma, Harry uyuyamadığını fark etti. Bu nedenle Sirius'un günlüğünü okumaya devam ederek bir sonraki bölüme geçti.
3 Kasım 1976
Sevgili şu anda-bunun-hakkında-konuşamayacak-kadar-çok-yorgunum
Kılkuyruk ve ben bugün en inanılmaz şaka yaptık. Dönem başındaki Sümsükus olayından sonra ondan gizlice nasıl intikam alabileceğimizi planladık. Tabii ki Çatalak ve Aylak ile şaka yapmak çok daha kolay, ama Remus'un öğrenci başkanı olması ve James'in Lily'e iyi tarafını göstermeye çalışmasıyla ikisi de bu konu hakkında bir sey yapmak istemedi. Remus'un söylemeyi sevdiği gibi, "Görmezsem, rapor edemem."
Ona bir aşk mektubu gönderdik. Elbette ki bunu Evans adına yolladık çünkü yağlı saçlı cocuğun ondan hoşlandığını herkes biliyor, (Merlin nedenini biliyor). Peter el yazısını falan bile taklit etti. Her neyse, mektupta Sümsükus'a Büyük Göl kıyısında Evans'la buluşmasını söyledik ve oraya vardığında Peter ve ben onun üzerine renk değiştiren saç iksiri bıraktık. Yani şimdi sadece şimdiye kadar gördüğüm en yağlı saça sahip değil, aynı zamanda en pembesi saça da sahip!
En iyi (ve en kötü) yanı, bunu yapanın biz olduğumuzu kimsenin bilmemesi. Minnie'nin elbette bu konuda şüpheleri var ama hiçbir şeyi kanıtlamaz, bu da ben ve Kılkuyruk'un sorunsuz bu işin içinden çıkacağımız anlamına geliyor. Tabii ki, bu aynı zamanda hiçbir ceza almadığımız anlamına da geliyor. Ne yazık ki, kader acımasız bir sürtük.
Dolunaydan önceki gün, bu da Aylak'ın uyuyamadığı bir gece anlamına geliyor.
Dönüşümünden önceki gece asla uyuyamaz. James veya Peter'in fark ettiğini sanmıyorum. Son birkaç aydır, en azından gecenin bir kısmında onunla birlikte kalmaya başladım. Uykusuz gecelerimin neden onunkiyle çakıstığını ona asla söylemezdim ve o da bunun hakkında henüz bir şey söylemedi ama eminim şimdiye kadar anlamıştır. Aylak böyle zeki biri...
Harry gözlerini kapadı ve dönme hissinin sona ermesini bekledi. Onları açıp etrafına baktığında, Gryffindor yatakhanesine geri döndüğünü gördü. Bu sefer ışıklar kapalıydı ve oda sessizdi, köşedeki yataktan gelen hafif horlama dışında hiçbir ses yoktu. Harry odanın etrafına bakınarak gözlerinin karanlığa alışmasına izin verdi. Herkes uyuyorsa, Sirius neden bu anıyı günlüğüne koymuştu ki?
Aniden, gölgeli bir figür üzerindeki battaniyeleri fırlattı ve diğer çocukları uyandırmamaya özen göstererek odanın diğer tarafına süzüldü. Figürün belirgin uzun, siyah saçları vardı ve Harry o an vaftiz babasına baktığını biliyordu. Kapalı perdelerden yayılan yumuşak bir ışıkla odanın karşısındaki bir yatağa ulaştığında, eğildi ve fısıldadı:
"Aylak, uyanık mısın?"
Harry perdelerin arkasından bir hışırtı geldiğini duydu ve bunun bir ani olduğunu ve çocukları uyandırırken dikkatli olması gerekmediğini hatırlayınca parmak uçlarında yatağa doğru yürümeye başladı.
"Evet," diye fısıldadı sakin bir sesle.
"Ve bu perdelerin arkasında çok uygunsuz faaliyetlerde bulunuyorum." Harry, Remus'un sesindeki sırıtışı neredeyse duyabiliyordu."Gerçekten mi?" Harry karanlıkta bile Sirius'un kalkmış kaşını görebiliyordu.
Yataktan hafif bir kahkaha geldi.
"Hayır, seni sapık, kitap okuyorum."
Bir el perdeleri açarak bitkin bir Remus'u ortaya çıkardı. Saçları darmadağınıktı ve sanki parmaklarını bir elektrik prizine sokmuş gibi garip açılarla dikleşmişlerdi. Gözlerinin altındaki torbalar her zamankinden daha belirgindi ve on altı yaşından çok daha yaşlı görünüyordu. "İçeri gel," dedi Remus, elinde kitabıyla Sirius'u içeri çağırarak. Arkadaşına yer açmak için yatağının diğer tarafına kaydı ve Sirius güçlükle içeri girdi. Harry, etkileşimi gözlemleyebilmek için yatağın ayakucuna oturarak onu takip etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter ve Seçimi Olmayan Çocuk ❝Drarry❞ | ❝Wolfstar❞
Fanfiction《☆•°•☆|TAMAMLANDI|☆•°•☆》 "Kabul et Malfoy, sen tam bir korkaksın." Harry'nin gülümsemesi gitmiş, yerini tehditkar bir kaş çatması almıştı. Önünde duran Malfoy'a döndü. "Ben. Korkak. Değilim." dedi Malfoy, gıcırdayan dişleriyle ve karanlık bir sesle...