eight

65 9 0
                                    

"Dong-min-shi," dedim yanına yanaşırken, "Hâlâ affetmedin mi beni?"

Ağzından önce 'hah' diye bir nida çıktı, itiraf edeyim ki bu yüz ifadesine normal bir zamanda olsaydık kahkahalarla gülerdim ama üç gündür bana trip attığından buna kalkışamıyordum.

"Ben bu yüze.." işaret parmağıyla yüzünü gösterdi, "Günde kaç kere bakım yapıyorum haberin var mı?"

Kollarımı birbirine bağlayıp dudaklarımı büzdüm, şirinliğimi kullanarak yüzüne olan ilgisini azaltmaya çalışmak denenebilir bir yöntem gibiydi. "Uzaylı gibi görünüyorsun yapma şunu, kanmıyorum."

Sinirlenip elimi masaya vurdum, "Ya! Ben sana git çocuğa sokak magandası gibi yanaş mı dedim? Façanı alırım ne demek! Ne yapmasını bekliyordun, yüzünü okşamasını mı?"

O da benim gibi elini masaya vurup sandalyesinde yükseldi, tabi bu hareketinin Min-ji'nin çayının üzerine dökülmesine neden olduğunun farkında değildi.

"Yandım gerizekalı!" diye bağırmasıyla sinirli bakışlarım yumuşayarak ona döndü, masadaki herkes aynı şekilde ona bakıyordu.

"Gel, lavaboya gidelim." dedim ve koluna girip kalkmasına yardımcı oldum, o bu durumdayken Dong-min ile atışmaya devam edemezdim.

Girdiğimiz gibi pantolonunu indirdi ve bacağına su tutmaya başladı, "Sana yedek pantolon getireyim."

Hızlıca arka kapıdan çıkıp spor salonuna girdim ve eski dolabımın kilidi tutukluk yapsa da açıp ne olur ne olmaz diyerek buraya koyduğum pantolonu elime aldım.
Kapağı kapattığım an karşımda beliren yüz ile ufak çaplı bir kalp krizi geçirmiş olsam da çığlık atmadan kendimi dizginleyebilmiştim.

"Niye bana engel attın?"

afterglow ~yarı texting~ jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin