fourty

37 4 0
                                    

280 okunma olmuş nooluyoruz bacılar???

"Sorun ne Eun-sun?"

Rutin haline gelmiş sorgulardan birindeydim, Min-Ji olayın ne olduğunu bildiğinden sesini çıkarmıyordu, ben ise sırama sinmiş kollarımı birbirine bağlamıştım.

İnanmak istemesem de videoyu gördükten sonra aptalı oynayamazdım, çocuk gibi ona beni nasıl seversin diyemezdim de.

Üzüldüğüm nokta hislerinin karşılıksız olmasıydı, onunla daha fazla yakın olursam bu duygularını süreceğini de biliyordum.
Bu yüzden sınavların yapıldığı iki hafta boyunca grupla beraber gezmemiş, tabiri caizse Jung Woo'dan köşe bucak kaçmıştım.

Nefesimi dışarı üfleyip konuştum, "Bir sorun yok."

"Hah, külahıma anlat." dedi aynı benim gibi kollarını birbirine bağlamış olan Dong-min.

"Eun-sun.. benim yüzümden mi artık bizimle takılmıyorsun?"
Min Joon üzgün bir ses tonuyla konuştu, ne yani, sürekli birbirimizle uğraştığımız için mi uzaklaştığımı düşünmüştü?

Gözlerimin dolduğunu hissettim, hiçbiri mutsuz olsun veya kendini suçlu hissetsin istemiyordum.

"Hayır tabiki."
Sesim titremişti, bu saatten sonra asla bırakmazlardı.

"Benimle gelsene sen."
Ne olduğunu anlayamadan Jung Woo ile koridorda ilerlerken buldum kendimi, pekala. Güzel sıçmıştım. Ne diyecektim, benden hoşlandığını biliyorum ama sana karşı hiç öyle duygular beslemedim falan mı?

"Niye revire gidiyoruz?"

"Sakindir orası."

Sinirli gibi değildi, aksine oldukça normal ve naif davranıyordu.

İçimden revirin dolu olması için ettiğim dualar da fos çıkınca mecburen süt dökmüş kedi gibi oturmaya başladım.

Derin bir nefes aldı, "Min-Ji ile konuştum."

Siktir, Min-Ji ona bildiğimi söylemiş olamazdı değil mi?

Sessiz kaldım, "Öğrenmeni ben de istemezdim Eun-sun, özellikle bu şekilde."
Birkaç saniye bekledi, "O akşam hiç içmemeliydim, aklımı sikeyim kendime nasıl engel olamadım?"

Yanıma oturup kafasını ellerinin arasına aldı, "Bir şey söyle. Bağır çağır gerekirse küfret ama sessiz kalma, bizden uzaklaşma."

Sessiz kalmazsam ağlardım, bu yüzden sadece tırnaklarımı elimin içine batırıp bunu yapmamayı umdum.

"Senden karşılık falan beklemiyorum, benim yüzümden bizimkilerle aran kötü olmasın. Gerekirse ben ayrılırım."

Jung Woo olmadan o grup eskisi gibi olamazdı ki, neden böyle söylüyordu şimdi?

"Ne?"

Ağzımdan çıkan ilk şey bu olmuştu, "Bizimle arana mesafe koymanın sebebinin bu olduğunu biliyorum."

"Senden rahatsız falan olduğumu mu düşündün?"

"Öyle görünüyor."

Ağzımdan çıkan hah nidasının ardından alnımı ovuşturdum. "Sebebi senden rahatsız olmam değildi. Hislerine karşılık veremeyeceğim için üzülmeni istemememdi."

"Böylesi daha mı iyi oldu zannediyorsun?"

"Anlamıyorsun Jung Woo, her dakika yanımda olunca bu şeye bir son veremeyeceksin."

Kaşlarını çattı, "Bu şey mi?"

Sinirlenmesiyle gözlerim tekrar doldu, "Hislerinden bahsediyorum."

Duraksadı, "İki senedir... Ne çektiğimden haberin var mı?"

Bunu söylemesiyle bir iki derken gözyaşlarım akmaya başlamıştı bile, "Özür dilerim." dedim, iki sene boyunca o kadar yakındık ki istemsizce umutlanmıştı belki de.

"Ne için özür diliyorsun Eun-sun, benden hoşlanmadığın için mi?"

Burnumu çekip kafamı salladım, yarım yamalak "Aptal kız." dediğini duymuştum.

"Ağlama artık, çirkin oluyorsun."

Elimde değildi, kendimi salak gibi hissediyordum.
İki yıl diyordu, iki yıl. Nasıl olur da anlamazdım ve ona böyle davranarak hislerini derinleştirirdim?

"Jung Woo."

"Ne söyleyeceğini biliyorum, beni tamamen arkadaş olarak gibi görüyorsun. Farkındayım senden de duymama gerek yok. Yanımda olduğun sürece sana bir şey yapacak değilim ve bu meselenin bizimkilere taşmasını istemiyorum. Eğer sen benden rahatsızlık duyarsan.. uzaklaşan kişi ben olurum."

Sinirle ona baktım, "Hâlâ rahatsız olursan diyorsun."

Omuzlarını silkti, "Bizden uzaklaşmanın duygularımı değiştireceğini mi düşündün?"

"En azından görmezsen yardımcı olacağını düşünmüştüm."

"Yanlış düşünmüşsün."

Sessizleştik ikimiz de, zil çaldığında ilk ayaklanan o oldu. "Eğer dediğin gibi rahatsız olmayacaksan, eskisi gibi devam edelim."

Nasıl eskisi gibi olmak isterdi? Hiç mi aklı yoktu? Ona eskisi gibi davranırsam bu duygunun hiç bitmeyeceğinin farkında değil miydi?

Bir şey söylemeden önden ilerledim, arkamdan gelmemişti.

Kafamı toparlamam gerekiyordu. Kesinlikle!

Koridorda aniden çarptığım kişi ile yüzümü buruşturdum, zaten iyi değildim bir de bana çarpıyordu!

"Niye ağlıyorsun?"

"Jungkook?"

afterglow ~yarı texting~ jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin