fourty one

28 4 0
                                    

"Soru sormuştum?"
Ofladım, "Neden sabahtan beri birilerine hesap veriyorum?"

"Evladım ne yapıyorsunuz hâlâ koridorda, sınıflarınıza hemen!"
Nöbetçi öğretmenler... Hayatımı zorlaştırıyorsunuz.

"Kaçalım."
Yüzüne öylesine boş bakmış olacaktım ki kendini açıklama gereği duydu. "Okulu diyorum, asalım."

"Güzel şaka."

"Ciddiyim, canım sıkılıyordu zaten. Gelsene sen de."

Okuldan kaçmamış değildim, ama Jungkook ile kaçmak değişik geliyordu. Kafamı salladım, "Çantalarımız ne olacak?"

"Jimin ile konuşurum o alır. Basılmadan gidelim hadi."

Nasıl oldu anlayamamıştım, birlikte duvardan atlayıp yürümeye başlamıştık bile.

"Ne olduğunu anlatacak mısın?"

Kararsızlıkla ona baktım, "Gidip birilerine anlatacak değilim Eun-sun."

Ofladım, "En yakın arkadaşının uzun bir süredir senden hoşlandığını öğrensen ne tepki verirdin?"

"Gay misin derdim."

Koluna vurdum, "Ciddi bir şey soruyorum."

Derince bir nefes aldı, "Jung Woo'nun senden hoşlandığını anladın sonunda."
Adımlarımı durdurdum, "Sen nereden biliyorsun?!"

Karşımda durup ellerini cebine koydu, "Anlamamak için kör olmak gerek."
Ofladım, hayatıma daha yeni girmiş Jungkook bile anlamıştı ve ben anlayamamıştım.

"Ne yapacağımı bilmiyorum, bizimkiler bilmiyor Min-Ji dışında."
Derin bir nefes aldı, "Sahile gitmek ister misin?"

Hava almak için iyi bir seçenek olabilirdi, uzak da olmadığından onu onayladım ve sessizce yanında yürümeye devam ettim, bir banka oturduk.

"Herkesi kendin gibi görüyorsun." dedi aramızda yaşanan garip sessizlikten sonra.

"Ne alakası var?"

"Jung Woo'yu tamamen arkadaş olarak gördüğünden onun da senden hoşlanmayacağını düşünüyordun."

"Olması gereken oydu zaten."

"Neden, insanlar senden hoşlanamaz mı?"

Benim aksime sakin konuşuyordu, "Hayır ama.. o Jung Woo işte. En yakın arkadaşım."

"O seni fazlası olarak görüyormuş demek ki."

Sustum, ne Jung Woo olmadan mutlu bir arkadaş grubuna sahip olabilirdim ne de onun duygularına karşılık verebilirdim. Bencillik yapıp da ona eskisi gibi davranamazdım da, iki ucu boklu değnekti anlayacağınız.

"Sarılmak ister misin?"

"Ha?"

Boğazını temizledi, "Sarılmak diyorum, ister misin?"

Nereden çıkmıştı bilmiyordum ama bana şefkatle bakarken ona hayır diyememiştim, "İstemiyorsan boşver, böyle durumlarda iyi geldiğini duymuştum."

"İsterim."

Kabul etmemi beklemiyordu, ben de beklemiyordum, ama yine de kollarını bana dolayan ilk o oldu ve size yemin ederim ki hayatımda duyduğum hiçbir kokuyu bu kadar beğenmemiştim.
Kollarımı omuzlarına sardıktan sonra bir süre bekledim, kalbimin böyle hızlı atması normal miydi?

"Ne hissettiğini anlayabiliyorum."

Siktir, kalbimin sesini mi duymuştu?

afterglow ~yarı texting~ jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin