1.7

71.8K 1.9K 340
                                    


Sanırım hayatımda ilk defa bu kadar gergin ve heyecanlıydım. Mirza'yı okulun arka tarafında beklerken ellerimle oynuyor sıkıntıyla ofluyordum. Bir süre sonra beni ektiğini düşünmeye başlamıştım ama karşıdan onu gelirken görünce mutluluktan gülmeye başladım. "Geldin!" Rahat bir tavırla hemen arkasında duran duvara yaslandı. Elleri cebinde bomboş, hiçbir duygu barındırmayan yüzle bana bakıyordu. "Seni dinliyorum." dedi umursamazlıkla.

"Mirza benden nefret ediyorsun ama söylediklerimi dinleyince biliyorum beni anlayacaksın." Konuşurken aklımda söyleyeceğim cümleleri toparlamaya çalışıyordum. Onun gözlerinin içine bakıp konuşmanın bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. Bana bakarken gözlerinde nefret aradım ama daha acı bir şeyle karşılaştım, bana karşı tamamen hissizdi. "Ben sana yalan söylemedim dedim ya." Derin bir nefes aldım bunları söylemek benim için çok zordu. "Aslında söyledim.. Ben sana en büyük yalanı seni sevmiyormuş gibi davrandığımda söyledim."

Çok garipti bunları anlatırken yıkılacağımı düşünüyordum ama sanki üstümden yük kalkıyordu. "Senden ayrılmamın tek sebebi seni çok sevmemdi."Tamamen gerçekleri söylemesem bile en azından bu doğruydu sırf o üzülmesin diye ben onun benden nefret etmesini bile göze almıştım. "Evet, belki biraz saçma bir neden ama gerçek bu. Ben seninle birlikteyken çok fena depresyona girmiştim sana zarar vermekten, üzmekten korktum." Mirza dudaklarını yukarı doğru kıvırdı bu söylediklerimin onda hiçbir etki yaratmıyordu ama yinede pes etmeyecektim. "Kendimi toparlamak için de yurt dışına gittim ama sandığın gibi seni aldatmadım sadece öyle sanmanı istedim. Eğer benden nefret edersen acı çekmezsin diye düşündüm." Gözlerinden bana inanmadığını anlamıştım ve gerçekten onu neden terk ettiğimi öğrenene kadar da inanmayacaktı.

Konuşmamı bitirdiğimde alkışlamaya başladı. "Senden daha iyi bir senaryo bekliyordum ama olsun oyunculuktan kurtarıyorsun." Bir adım daha atarak aramızda ki mesafeyi kapattı. "Sana bakınca ne görüyorum biliyor musun?" Gözlerine bakmamak için başımı eğdim ama eliyle çenemden tutup ona bakmam için zorladı. "Yalancı bir sürtük." Gözümden ilk defa bir yaş düştü duyduğum en ağır kelimenin altında ezilirken elini ittirdim. Okulda ki herkesin yüzüme bakarak söylediği kelimeyi sevdiğim adamdan duymak ilk defa canımı bu kadar acıtmıştı. "Seni affetmeyeceğim!" Sertçe onu ittirip yanından koşarak uzaklaştım.

Okuldan fazla uzaklaşmadan tenha bir sokakta durup gözyaşlarımı kolumla sildim. Hıçkıra hıçkıra ağlarken nefes almakta zorlanıyordum, duvara yaslanıp yere çömeldim başımı dizlerimin arasına alıp ağlamaya devam ettim. Tüm her şeyin sebebi olan geceyi hatırladım.. Bana her gece kabuslar gördüren, her düşündüğümde mahvolduğum o gece.

Zorlukla ayağa kalktım duvardan destek aldım ve nereye gittiğimi düşünmeden yürümeye başladım. Her bir adımım da o karanlık gecenin ortasında buluyordum kendimi. Tekrar koşmaya başladım koştukça geçecek gibi geliyordu ama yorulmaktan başka bir işe yaramamıştı. Nefessiz kalıncaya kadar koştuğum için sonunda durmak zorunda kaldım. Köprünün üstündeydim altımdan arabalar geçiyordu ne yaptığımı bilmeden korkuluklara yaklaştım aşağıya bakıp ne kadar yüksek olduğunu düşündüm. Buradan kendimi atarsam kimsenin üzülmeyeceğimi düşündüm. Rüzgar saçlarımı dağıtıp kendisiyle birlikte götürüyordu sanki, sakinleşmek için araba seslerini dinlerken gözlerimi kapattım.

"Üç deyince mi atlıyoruz?" Daha önce duymadığım bir sesle gözlerimi araladım. Tam yanımda yabancı bir erkek duruyordu aynı benim gibi gözlerini kapatmış rüzgarın onu götürmesine izin veriyordu. "Sen kimsin?" Sorduğum soruyla gözlerini açıp bana döndü, göz yaşlarımı silip ona bakmaya başladım. Sarı saçları ve yemyeşil gözleri vardı tahminen benim yaşlarımdaydı. "Seninle ölecek olan kişi."dedi gülerek. Ne vardı ki bunda gülecek? Garip bir tipe benziyordu. "Ne saçmalıyorsun?" Tutunduğum korkuluklardan indim ben inince o da inmişti. "Ölmek istemiyor muydun?" Dedi ve aşağı doğru bir bakış attı. "Kendimi öldürecek kadar aptal değilim üstelik oradan atlayacak kadar da cesur değilim."

"Yazık oldu.. Ölmek için güzel bir gündü." Bunu o kadar normal söylemişti ki deli falan olduğunu düşündüm gerçi deli olmak için biraz fazla yakışıklıydı. "Sen mazoşist misin? Yoksa deli falan mı?" Omzunu kıvırdı. "Nasıl tanımak istiyorsan oyumdur." Bu kadar ukala olmasına şaşırmıştım. Üstelik normal insanlar intihar edecek birisini gördüğünde onu vazgeçirmeye çalışırdı ama bu gel birlikte atlayalım diyordu. Arkasını dönüp gidecekken durup bana baktı. "Bu arada eğer oradan atlarsan ölmezsin. Kolun, bacağın kırılır en fazla." Onun uzaklaşmasını izlerken kim olduğunu merak etmeye başladım. Ama içimden bir ses onu tekrar göreceğimi söylüyordu..








🪐

Lamia :(

Yeni karakter hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sizce yeni bölüm nasıldı?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

Hayal Kırıklığı | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin