İlk karşılaştığımız yerde Ateş'i bekliyordum benimle bu kadar acil ne konuşması gerektirecek kadar önemli olan neydi? Orada otururken uzun uzun daldım uzaklara her şey çok hızlı ilerliyordu ve bu beni korkutuyordu. "Evet dertler köşemizde bugün ne var?" Ateş'in yanıma oturmasıyla ona döndüm."Sıkılmış gibi konuştun."
"Hatırlarsan buraya gelmekte ısrar eden bendim." dedi. Ateş üzgün olduğumu çoktan fark edip eliyle çenemi tutup kendisine çevirmişti. "Gözlerine mutsuzluk hiç yakışmıyor. Ne olduğunu anlatmak ister misin?" Evet istiyordum, benden başka birine ne yaşadığımı ve neden bu kadar beter bir halde olduğumu anlatmak istiyordum. "Boşver, sen bana ne söyleyecektin?" Bakışları bıkkınlıkla etrafı taradı söylemekten çekiniyor gibiydi. "O kadar önemli değildi aslında."
"Mirza yüzünden mi üzgünsün?" Adını duyduğum anda irkildim hayır dercesine başımı salladım. "Hayır onunla bir ilgisi yok. O daha gerçekleri bile bilmiyor."
"Ne gerçeği?" Ağzımdan kaçırdığım cümlenin pişmanlığıyla hemen sustum ve ayağa kalktım köprüye yaklaşıp dalgaların kıyıya vurma sesini dinledim. "Senin herkesten sakladığın bir sır var. Bunu kimseye anlatmıyorsun ama gerçekten bana anlatabilirsin." Kendime itiraf edemediğim şeyleri başkasına söylemek imkansız gibi geliyordu. "Sır falan yok."
"Herkesin merak ettiği soruyu bende şimdi soruyorum Lamia." Ayağa kalkıp tam karşımda durdu gözlerimin içine delici bir bakış attı. "Mirza'yı neden terk ettin? Gerçek ne?" Sanki bir öfke patlaması geçiyormuşum gibi titredim. "Yeter! Herkes tutturmuş bir gerçek ne diye!" Ateş'i sertçe ittim ne yaptığımı bilmiyor gibiydim sadece tüm vücudumu öfke sarmıştı. "Gerçek bu tamam mı?" Tek bir hareketle tişörtümü sıyırıp arkamı döndüm belimde ki gözle görülen çizik izlerini gösterdim. "L-Lamia bu ne?!" Ateş şaşkınlıktan konuşamıyordu bile sesi titriyordu sadece. "Madem gerçekleri duymak istiyorsun tamam her şeyi anlatacağım."
Bir yıl önce..
Sıcak yaz gününün öğleden sonrasıydı. Kuzenim Melis'le bir kafeye gitmek için yolda yürürken yanımızda duran siyah bir minibüsle sıçradık.. İçinden kar maskeli adamlar indi.. Biri Melis'i kaldırımın diğer yanındaki istinat duvarına savurdu.. Diğeri beni kolumdan yakaladı ama kendimi kasmış ve bacaklarımı iyice germiştim.. Bu yüzden beni hareket ettiremiyordu.. Melis çantasına uzanmaya çalışırken onu duvara fırlatan adam bir de karnına tekme geçirmişti.. Kalbim deli gibi atıyordu..ufak bir çığlık çıktı ağzımdan.. Gözlerimi Melis'e dikmiştim.. İki adam beni kucaklamaya çalışırken çığlık çığlığa bağırıyordum.. Tanrım.. Bu kafe bu kadar uzak ve yolu da bu kadar ıssız mıydı? Neden hiç kimse yardıma gelmiyordu.. Adamlar çok güçlüydü.. En azından benden güçlü.. Ben onlarla mücadele ederken biri arkamdan geldi ve beni kucakladığı gibi minibüsün içine fırlattı.. Arkasında koltuklar olmayan ticari minibüsün demir zırhına çarptığım gibi hissizleşmiştim.
"İki saattir bir çelimsiz kızı içeri sokamadınız.. Becerip ellerini bağlayabilecek misiniz?" diye kükredi ön taraftan bir ses.. "Ya sabır" dedi yanımdakilerden biri.. Yüzlerinde maskeler vardı.. Gözleri bile gözükmüyordu.. Minibüsün arkasına iyice sinmiştim ve konuşmuyordum.. Kimi kaçırdıklarını bildiklerine emindim.. Biri elinde bir ip ve bez ile yanıma yaklaştı.. Ellerimi bağlamasın diye direnmeye başkadım.. "Bırak beni" diye çığlık atıyordum.. "Kapa çeneni" diye bağırdı.. Suratıma okkalı bir tokat attığında kafam minibüs'ün yerine yapıştı.. Ellerimi arkadan bağlayabilnek için üstüme oturduğunda kıpırdayamaz hale gelmiştim.. Ellerimi bağladıktan sonra üstümden kalkmadı, elleri bacaklarımda geziniyordu.. Sonra yavaş yavaş yukarı çıkmaya başladı.. Sesimin hiç bu kadar güçlü çıkacağını tahmin etmezdim.. İnanılmaz bir çığlık atarak onu üstümden atmaya çalıştım..ama debelenmem boşunaydı. Bu onu sadece kızdırmıştı.. "Dur güzelim.. Daha başlamadık bile" Fısıltı halinde çıkan sesi tam kulağımın dibindeydi.. Sırtımda elini hissediyordum.. Birden beni kendine döndürdü.. Minibüsün zemininden kalkmamıştık ve o yine üstümdeydi.. Bulunduğumuz bu arka kısmda, iki adam daha vardı ama bizimle ilgilenmiyor gibiydiler.. Adamın sıcak nefesini yüzümde hissediyordum.. Bunun için mi kaçırılmıştım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayal Kırıklığı | Texting
RomanceLamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.