Arı ve Ekin'in yanında ki koltuklara kendimi bırakırken onlara gülümsedim. "Selam gençler." İkisi de bana karşı oldukça fazla ilgiliydi muhtemelen Ateş'in söyledikleri yüzündendi. "Lamia biz her ne olursa olsun senin yanındayız unutma tamam mı?" Başımı salladım onlar olmadan ne yapardım bilmiyordum. "Merak etmeyin ben iyiyim eğer Ateş'in söyledikleri yüzünden böyle davranıyorsanız o bir şakaydı." Neyse ki bunun gerçekten bir şaka olduğuna inanmışlardı. Bir de onların benim için üzülmesini istemiyordum.Bir an gözlerim doldu ama hemen konuyu değiştirdim hergün konuştuğumuz şeyler kitaplar, filmler ve dedikodu yaptık. Cebimde bir titreşim hissettiğimde hemen çıkartıp mesajın kimden geldiğine baktım.
Mirza: Her zaman buluştuğumuz yerdeyim.
Mirza: Seni Bekliyorum.
Kaşlarımı çattım. Ne konuşacaktı ki benimle?
Hayal Kırıklığı: Allah kavuştursun.
Mirza: Amin.
İnat yapıp bir an onu bekletmeyi düşündüm ama Mirza bu. Herkesin ortasında kolumdan çekip götürürdü. Arı ve Ekin'e tuvalete gideceğimi söyleyip kantinden çıktım ger zaman buluştuğumuz yer okulun çatısıydı. Oraya çıkarken aklıma eski anılar geldi Mirza beni görmesiyle yanıma yaklaştı. İlk başta ne söylesem nasıl davransam diye düşündüm ama sonra Allah ne verdiyse direk dalıyorum. "Çatı mı? Gerçekten çatı mı? Buraya gelmeyi hak ediyor musun sen?"
Mirza sinirli yada gergin değildi aksine mutlu ve huzurlu görünüyordu. "Ne var ki çatıda?"
Ne yaptığını göremeden dudaklarını kulağıma değdirdi. "Yoksa eskisi gibi seni burada öpeceğimden mi korkuyorsun?"
Dudaklarının kulağıma değmesi soğuk bir rüzgar değmiş gibi titredim. Onun yakınlığı ile biran her şeyi unuttum. Parfümünün kokusu başımı döndürdü. "Ne yaptığını sanıyorsun? Benden uzak dur demedim mi?" derken onu ellerimle ittin.
Mirza bunu beklermiş gibi sırıttı. "Bende sana zamanında uzak dur demiştim ama sen dinlememiştin."
"Çok oldu canım hatırlamıyorum. Burayı ya da seni. Benim için bir yabancısın." sesim sertti. Zaten istediğimde buydu onun benden uzak olmasıydı. Nedense Mirza'ya yakın olmak bana acı veriyordu. Hiçbir şey olmamış gibi gözlerine bakmak ona her baktığımda gördüğüm Mirza'yı görmüyordum artık sanki karşımda ki adam yabancıydı.
Ondan biraz daha uzağa gidip çatıdan aşağı baktım. Nokta kadar küçük görünen siyah evler, insanlar. Mirza da yanıma geldi benim gibi aşağı baktı. "Özür dilerim Lamia." sesinde ki duygusallık beni şaşırtmıştı ona baktım. "Ne yaşadığını bilmiyordum." gözleri doldu. Güneşin bize değmesi onun kahverengi gözlerini açığa çıkarttı. Eski Mirza'yı gördüm beni deli gibi seven adamı. Yine kendimi güvende hissettim bir dakikalığına. Ona kızgın değilim, kırgınım. Kızgınlık çok gürültülüdür ama kırgınlık sessizdir.
Sadece bakıyorduk öylece durmuş ve bakıyorduk birbirimize, bulutlara, uzaktan görünmeyen her şeye bakıyorduk. Bu uzun verici sessizlikte Mirza bana dönüp, "Seni seviyorum." dedi.
Uzun zamandır duymak istediğim iki kelimeydi ama neden kendimi mutlu hissetmiyordum?
Arkamı döndüm Mirza'nın yüzüne bakmamak için. "Üzgünüm Mirza." dedim sessizce. "Ben affedemiyorum seni."
Onu orada öylece bırakıp hızla çekip gittim.
🪐
Mirza'nın itirafı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce geç mi kaldı?
Yeni bölüm nasıldı?
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayal Kırıklığı | Texting
RomanceLamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.