no resistance ✓

２６－ ❝my boyfriend likes to wear skirts.❞

vacations - telephones

“i wish i could live without you
but you're a part of me
wherever i go
you'll always be next to me„

☰ ☱ ☲ ☳

"changbin, bak gidemezsin!"

"ya bıraksana beni, yapmayacağım diyorum!"

ciddi ciddi gitti ve kapıyı kilitledi.

derin bir nefes aldım, "felix, gerçekten, gitmeme izin verir misin?"

kaşları rahat beş dakikadır çatık bir şekilde duruyor, ellerini beline yerleştirdi şimdi de.

"asla."

"tanrı aşkına-"

"changbin sana nasıl not vermemi bekliyorsun acaba? ha? quiz'de falan da yoktun, ben senin neyine not vereceğim? kaşına, gözüne falan mı? bak ingilizce öğretmenin karşında dururken hemen yarım saatte bitir diyorum performansı. ne var bunda ya?"

ben annemden böyle azar yemedim.

şaka bir yana, haklı olduğu noktalar vardı tabii.

onun evinde kaldığım günün sabahı, yani cumartesi sabahında iken yemek yedikten hemen sonra gidecektim ama kendisi, şu an şurada ölse bile gitmeme izin vermez gibi duruyordu.

"oturup yapacaksın şu performansı. itiraz istemiyorum. bak, ben zaten buradayım ya! yapacaksın, tamam mı?"

uzun uzun bana baktı. doğrulama istiyordu ama ben de bir o kadar istemiyorum ki şu an yapmayı, hiç yani.

"tamam mı dedim."

"iyi, iyi tamam." nefesimi verirken söyledim artık.

"oh be! sanırsın koskoca evi süpür dedik, ne bu inat ya? çantandan kalem kağıt çıkar, çabuk!"

salona ilerleyip masanın kenarında duran çantamdan dediği gibi kalem kağıt çıkardım, "konu neydi şimdi?" diye sordum felix'e.

o ise, resmen burnundan soludu.

"yemin ederim, senden kötü öğrenci görmedim changbin... gerçekten görmedim."

gözlerimi kırpıştırdım.

"teşekkür... ederim, sanırım."

tekrar burnundan soludu ve bir elini yavaşça yüzünde gezdirirken korktuğumdan dolayı sakince bir sandalyeye oturdum.