21- ❝bay lee'nin dillerden düşmediği geceler❞

5.1K 600 787
                                    

bored - billie eilish

"what makes you sure you're all i need?
forget about it
when you walk out the door and leave me torn
you're teaching me to live without it„

"what makes you sure you're all i need?forget about itwhen you walk out the door and leave me tornyou're teaching me to live without it„

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

☰ ☱ ☲ ☳

bir duyguyu hissetmek güzeldir, değil mi? bir tanesini ama. herhangi bir an; üzgün olursun, mutlu olursun, özlersin ya da kıskanırsın ama hissettiğin duygu sayısı, en azından içinde bulunan duygulardan ağır basanların sayısı birdir. mutlu iken aynı zamanda ağlama bulutları basmaz yanaklarını. birine öfkeli iken aynı zamanda kelebekler sarmaz karnını. ya da, lee felix gibi, içi tamamen rahatlamış iken aynı anda daha da büyük endişelere kapılıp gitmez.

pazartesi günü öyle ya da böyle geçmişti, enerjisinin neredeyse tamamı o gün sömürülmüş olsa bile, salı gününe dair bir umutla gitmişti okula. bu sefer, vücudu enerji kelimesinin anlamını unutmuştu ve yerine sadece endişe, merak, kendini yiyip bitirme duygu ve özelliklerini bırakmakta karar kılmıştı. çarşamba günü okula gelirken içinde olanlar bundan ibaretti; endişe, hatta küçük de olsa bir nefret. okulda hiçbir insan changbin'e ne olduğunu bilmiyor, changbin deseniz o kahrolası telefonunu herhalde asla eline almıyor ya da öldü. evet, ya da öldü. felix artık istemeyerek de olsa bunu düşünüyor, gerçekten elinde olmadan düşünüyor ama her aklına gelişinde bacaklarının titremesine, hatta tüm vücudunun genel olarak bir titreme halinde bulunmasını sağlıyordu.

ya da öldü.

ya da öldü, ya da öldü.

hayır, saçmalama canım... ne ölmesi? ne alaka? salak işte, sadece insanları merak ettiriyor. neden uğraşsın ki? ya da öldü. saçmalama, saçmalıyorsun. en çok kafasını dinliyordur bir yerlerde, elbet bugün yarın gelir. o zaman orada başına bir şey geldi. gelmedi, gayet iyi. bugün gelecek. dün de aynısını demiştim ama... olsun, bugün gelecek, eminim ben. dün de emindim gerçi. hayır, dün bu kadar emin değildin.

dün de bu kadar emindi. ama yine de, changbin o gün geldi.

okula adımını atar atmaz tüm gözler onun üstüne çekilmiş, sanırsınız büyük bir günah işlemiş gibi insanlar ona bakıp ardından bir şeyler diyerek devam ediyordu yürümeye. fakat dedikleri tek şey, 'yaşıyormuş' oluyordu, 'acaba neden gelmedi?' diyordu, lakin bir kız var ki, biliyordu her şeyi. tam anlamıyla her şeyi bilen kız, changbin'e sadece uzaktan gülümseyerek bakıyor, kendi kendisine 'bugün geldin demek...' diyordu.

no resistance ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin