Love To Hate U ˢⁱʳⁱᵘˢ ᵇˡᵃᶜᵏ

𝖊𝖕.24

"Sen şaka yapıyorsun!"

"Ne yani bu saaten sonra romantik bir Sirius mu göreceğiz?"

"Merak ettim şimdi o hallerini."

"Olaya gel!"

Olanları kızlara anlattığımdan beri iki saniye susmamışlardı.

"Ben biliyordum böyle olacağını!"

"Ay tamam susun artık. Kahvaltıyı kaçıracağız. Geceden belli bir susmadınız zaten."

Huysuzca söylenmemin ardından Büyük Salon'a ilerlemeye devam ettim.

"Bakıyorum da heyheylerin üzerinde yine."

Marlene'yi takmadım ve Gryffindor masasına ilerledik. Dün anlattığımdan beri bir saniye bile susmamış sabaha kadar konuşmuştuk ve bu yüzden uykusuzdum. Ama bakıyorum ki bu uykusuzluk bi bende görülüyor.

Büyük Salon'a girdikten sonra uzun masanın ortalarında bir yere oturduk. Çapulcular gelişlerini büyük gürültülerle belli edip yanımıza oturmuşlardı.

"Günyadın."

Sirius'a döndüm. Masaya oturmuş bana dönüp omuzumun üzrerindeki saçları işaret parmağı ile geriye atmıştı.

"Sanada."

Güzel bir gülümseme verdikten sonra önüne dönmüştü. Sakin ol kalbim alt tarafı flörtöz Sirius modunu açtık. Yemeğime dönüp sırıtmama engel olmaya çalışarak yemeğimi yedim.

                            ☆★☆

Aritmansi dersinin ortalarına doğru gelirken bana doğru eğilen Sirius ile dikkatim dağılmıştı.

"Bu öğle arası boş musun?"

Fısıltısı tenime değerken hafifçe ona döndüm. Yüzlerimiz oldukça yakındı.

"Evet. Neden?"

Gülümsedi.

"Hiç."

"Pekala."

Şüpheli ses tonumdan sonra tekrar derse dönmüştüm.

Öğle arası gelip çatarken bahçede Sirius'a göz gezdirdim. Öğle arasında boş olup olmadığımı sormuştu ama ortalarda görünmüyordu.

"Kime bakıyorsun?"

Lily'e döndüm.

"Sirius'a. Öğle arasında birşey planladı sandım ama ortalarda yok."

"Bak işte orda. Buraya doğru geliyor."

Arkamı dönüp Marlene'nin parmağıyla gösterdiği yere baktım. Sirius seri adımlarla bulunduğumuz yere geliyordu. Saçları rüzgarda geriye doğru uçuşurken ona baktığımı görünce geriye kalan yolunu gülümseyerek tamamladı.

"Selam kızlar."

Kızlarda ona selam verince elimden tuttu.

"İzninizle Caroline'yi birkaç saatliğine kaçırıyorum."

Ben kaşlarımı kaldırmış ona 'hadi ya' dercesine bakarken kızlar beni göndermeye dünden razıymış.

"Tabi tabi."

"Geri getirmesen de olur."

Gülüşüp elimi bırakmadan hafifçe çekiştirerek gölün olduğu tarafa doğru ilerledi.

"Hayırdır, nereye gidiyoruz?"

Bana doğru dönüp parmağını dudağıma yasladı.

''Şşş. Sadece bekle."