Aslında bu yohtu öyle içimden geldi.
4 yıl sonra;
"Ve mezunlar balomuz, Hogwarst'ın görüp görebileceği en havalı çiftin -yani bizim- gelmemiz ile başlamıştır!"
Sirius tuttuğu mikrofonu indirip elimi tutarak havaya kaldırmıştı.
"Boksör mü tanıtıyorsun Sirius indir elimi."
Dişlerimin arasından tıslamam ile gülerek elimi indirmişti.
Evet baştaki cümleyi yanlış okumadınız şu an mezunlar balosundaydık. Siz görmeyeli ne kadar yıl geçti ve o yılllar beraberinde ne getirdi bir bilseniz. Haydi gelin anlatayım;
İlk önce Lily ve James ile başlamak istiyorum.
James okul biter bitmez Lily'e evlenme teklifi etmiş, Lily'de bunu kabul etmişti. Evliliklerinin ilk yılında ilk çocuklarını kucağına almışlardı bile. Harry şu an iki yaşındaydı ve Lily ikinci çocuklarına hamileydi. Evet, kesinlikle onlardan hızlısı mezardaydı.
Remus'tan devam edelim...
Remus'a Hogwarst'tan ayrılmak nasip olmamış, ordan çıkar çıkmaz bu sefer KSKS profesörü olarak geri dönmüştü. Tüylü sorunu ortaya çıkmadıkça bir problem görünmüyordu. Aşk hayatı hakkında asla bilgi verme tenezülünde bulunmadığı için o konuyu açamayacağım malesef.
Peter'a geçelim...
Peter, okul bittikten sonra bizden ayrılmıştı. İlk başlarda tek tük mektup yazsada şuan bizimle hiç iletişim kurmuyordu.
Veee ben ve Sirius...
Sirius'la ilişkimiz ne kadar askerlik arkadaşları gibi olsada ilişkinin heyecanını asla söndürmüyorduk. Sirius'un okul zamanları James'in evinde kaldığını zaten biliyordunuz. Okul bittikten sonra birlikte ailemin yanına taşınmıştık. Bir yandan iyi bir fikir olsada bir yandanda kötüydü. İyi yanı ailem onu çok benimsemişti. Kötü yanı ise ailem onu gereğinden çok benimsemişti. Bazen benim Sirius'u ailemin yanına değilde Sirius'un beni ailesinin yanına getirdiğini düşünüyordum. Babam eskiden beni dahil çizgi roman koleksiyonu odasına zor sokarken şuan Sirius'un istediği zaman girme yetkisi vardı.
Ay durun size bizim eve ilk gelme anımızı anlatayım;
Valizlerimizi yere indirmiş karşımızdaki eve bakıyorduk.
"Eviniz çok güzlemiş."
"*Evimiz Sirius."
Güldü.
"Evimiz çok güzelmiş."
"Ah, evet öyledir."
Kapı hızla açılınca annem koşar adımlarla bize doğru gelmişti. Beni kocaman kucakladıktan sonra aynı kucaklamadan Sirius'a da vermişti.
"Hoşgeldin Sirius."
"Hoşbuldum efendim."
"Ah, bana anne diyebilirsin."
Sirius'un yüzüne kocaman bir gülümseme yerleşirken hüzünlendiğini hisedebiliyordum. Nedenini bildiğim için kocaman gülümseyerek koluna sarıldım ve arkada duran babamın yanına ilerledik.
"Selam baba."
Babam bana sarılıp Sirius'a kaşlarını çatarak baktı. Oh, hayır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love To Hate U ˢⁱʳⁱᵘˢ ᵇˡᵃᶜᵏ
FanfictionOkul yıllarının en başından beri nedensiz bir şekilde kendisinden nefret eden Sirius Orion Black'e karşılık vermekten çekinmeyen Caroline Alis Martinez'in yıldızları asla barışmaz. Birbirlerine verdikleri zarar yetmiyormuş gibi binalarından sürekli...