Keyifli okumalar mini cooperlarım 💋
"Babanın sana kızmasına değiyor mu bari?" Iseul kaşıyla beni işaret ederek Jungkook'a ithafen konuştuğunda o'nu umursamamıştım.
"Değiyor, hemde fazlasıyla." duyduğum şey ile bir süre ifadesizce Jungkook'a bakarak dudak içimi ısırdım.
Erkek milletine güven olmazdı tabii ki fakat Jungkook'un bazı bakışları vardı ki, gerçeği söylediğinin kanıtıydı sanki.
"Her neyse, hadi dans edelim." Jungkook eline uzanan eli fark ettiğinde kurtulmak içim kravatını düzeltmiş ve diğer eliyle bileğimi kavramıştı.
"Sevgilim varken seninle dans etmek pek mantıklı gelmedi. Kusura bakarsan umrumda olmaz." piste doğru ilerlediğinde elinde olan bileğim sayesinde bende peşinden gitmek zorunda kaldım.
Durduğunda bileğimi bırakarak ellerini belime yerleştirmiş ve sertçe bedenimi kendine çekmişti.
Şiddetle çarpışan bedenlerimiz yüzünden ağzımdan sert bir nefes çıkmasına engel olamamıştım.
Kolunda ki ellerimi yavaşça omuzlarına çıkartarak gülümseye çalıştım.
"Bu kadar yakın olmamıza gerek var mı?" burunlarımız bir birine değiyordu.
Başımı sola çevirerek dans eden diğer insanlara bakmaya başladım.
"Bence gerek var." bakışlarımı Jungkook'a çevirdiğimde belimde ki ellerini iyice sıkılaştımıştı.
"Az kaldı içime gireceksin, Jungkook." sırıtarak dilini ısırdığında yutkundum.
"O'nu böyle ortalık yerde yapabileceğimi sanmıyorum, arka odaya geçelim mi?" her saniye sapıklık yapmayı nasıl başarıyordu anlayamıyorum.
Yanağımı yanağına değdirerek kulağına uzandım.
"Daha fazla konuşmaya devam edersen sana zevk veren bir penisin olmayacak."
"Söylediklerimden etkilendiğin için susmamı istiyorsun." kendinden emin bir şekilde beni taklit ederek kulağıma fısıldadığında geri çekikerek dişlerimi bir birine sürttüm.
"Susarak bunu kabulleniyorsun." alayla gülerek derin bir nefes aldım.
"Kabullensem ne fark edecek bana dokunmana izin vermedikten sonra?" alt dudağını ısırarak sert ifadesiyle bana baktığında gülümsemem genişledi.
Ellerimi boynunda birleştirerek orada ki tutamlarla oynamaya başladım.
"İşte bu yüz ifadesinden etkilenirim." dalgayla konuştuğumda gülerek dişlerini sıktığını görmüştüm.
"Eninde sonunda sana dokunmama izin vereceksin." başımı sola çevirirken hayretle başımı salladım.
"Dünyanın sonu geldiğinde, belki?" biten müzik ile geri çekilip nazikçe elini önüme uzattığında önden yürüyerek eski yerimize döndük.
Iseul hala buradaydı.
Aklıma gelen şey ile sahte olduğu belli olmayan gülümsememi yüzüme takınarak o'na doğru döndüm.
"Sunduğun evlilik fikrini detaylı bir şekilde konuşmaya ne dersin?" kaşlarını havalandırarak yavaşça bana dönmüştü.
"Ciddi misin?" önüme dönerken başımı salladım.
"Dün Jungkook ile konuştum, bu konuya biraz daha sıcak bakıyor gibi. Fakat detaylı bir şekilde kuralları belirlememiz gerekiyor." Iseul merakla Jungkook'a baktığında Jungkook istemese de başını sallayarak dudak içini ısırmaya başladı.
"Çok sevindim, o zaman yarın akşam Jungkook'da görüşürüz. Ah, bir şey daha var. Sizin için sorun olmazsa sevgilim de gelebilir mi?" Tanrım cidden inanılmaz bir kadındı.
Sevgilisi olduğu halde Jungkook ile evlenmek ve sevişmek istediğine mi şaşırmalıyım yoksa sevgilisinin-bu konuşmaya dahil olacağına göre olan biteni biliyor olmalı- her şeyi bildiği halde buna göz yumacağına mı?
Tabii ki hiç birine şaşırmamıştım, insanların saçma hayatlarına şaşırmak yerine siktir etmek en mantıklısıydı.
"Sorun olmaz, hatta gelmesi daha iyi olur." başını sallayarak neşeyle yanımızdan ayrıldığında sevgilisine haber vermeye gittiğini anlamam uzun sürmemişti.
"Peki, sırada ne var?"
"Bay Jeon'a yarın akşam senin evine gelmesini söyleyeceğiz. Klasik-basit bir plan işte." umursamazca konuşmama karşın genişçe güldü.
"Babamı nasıl ikna etmeyi düşünüyorsun?" içkimden bir yudum aldıktan sonra sorusunu cevapladım.
"Konuşarak?"
"O biraz zor işte." zor ama imkansız değil.
"İnan hayatımda daha büyük zorluklarla karşı karşıya kaldım ama hiç biri beni pes ettiremedi. Gel benimle." önden yürüyerek Bay Jeon'un olduğu masaya ilerledim.
"Merhaba Bayanlar ve Baylar, umarım geceniz güzel geçiyordur. Affınıza sığınarak iki dakikalığına Bay Jeon'u almam lazım. Teşekkürler, iyi geceler." sahte gülümsemem ile Bay Jeon'a baktığımda şaşırdığını görmüştüm.
Koluna girip masadan uzaklaşarak koridora çıktığımda kolunu serbest bırakarak karşısına geçtim.
"Ne oluyor?" hemen konuya girdim.
"Yarın akşam Jungkook'un evine gelmeniz gerektiğini söylemek için samimiyetsiz muhabbetlerden uzaklaştırmak zorunda kaldım sizi." Bay Jeon kaşlarını havalandırarak alaylı ifadesi ile bana baktı.
"Önemli iş toplantılarımı bırakıp sizin bu saçma oyununuzla ilgileneceğimi mi düşünüyorsun gerçekten?" omuz silkerek önüme gelen saçları arkaya savurdum.
"Gelmezseniz kaybeden taraf siz olacaksınız. Tabii kaybetmeye alışkınsanız sizin için bir sorun olmayacaktır. İyi geceler, bu yerde ne kadar iyi gecerse geceniz." başımı hafifçe eğerek selam verip yanlarından ayrıldım. Uzun süremeden Jungkook'da peşime takılmıştı.
"İşte benim kızım." elini belime atarak bedenimi kendine çektiğinde belli belirsiz gülümsedim.
"Şimdi başka işimiz yoksa, sevişebiliriz."
---------------
Öptüm sizi şap şup ⚡👽💜😈💏♡💍💄💋👩❤️💋👩🍷✨🌈💫👄💛💅🌸👅🍫😍🦄🐦🔥🌚🌞👑🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
grump girl ° jjk
Fanfiction~Tamamlandı~ Ha-ru'nun instagram fotoğraflarına sürekli yorum yapan DaddyJ bir gün o'na mesaj atmaya karar veririr. Ha-ru, bu gizemli sapığı ilk başta takmasada sonradan kim olduğunu fazlasıyla merak eder ve o'nunla konuşmaya devam edip kim olduğunu...