Ülkenin iki güçlü müzik grubu, karşı karşıya!
Global çapta düzenlenecek olan bir müzik yarışması için yapılacak seçmelerde herkes Serbest Denklem'in kazanacağını düşünür. Ancak kimsenin hesaba katmayacağı şeyler olur.
🎵
Yayıma başlama tarihi: 21.0...
Yepyeni bir yolculuktan herkese merhabalar, dilerim yolun sonuna kadar beraber oluruz!
Başlama tarihlerinizi bırakın^^
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güneşin doğuşuyla beraber şehir gün içerisindeki yüksek temposuna başlamaya hazırlanırken, Güneş'in perde arasından gözlerine yansıması sonucu rahatsızlık duyarak yatakta kıpırdandı. Bir süre yatağının üzerindeki boş, beyaz tavanı izlerken hangi günde olduğunu hatırlamaya çalıştı. Komodinin üzerindeki telefonu şarjdaydı, kilit ekranını açtığında alarmdan önce uyandığını gördü. Alarmdan hemen önce uyanmaktan nefret ederdi; bu sebeple gününün berbat ötesi geçeceğinden neredeyse emindi. Yataktan kalkıp elini yüzünü yıkamak üzere lavaboya girdi, ardından kıyafetlerini seçmek için gardırobunun karşısında dikildiğinde az önce alarm sesleri yükselen telefonundan bu kez tanıdık zil sesi yükseldi.
Arama ekranında Ensar Güneş yazısını görünce uzunca soluklandı. Muhtemelen sesi çatlamış ve yorgun çıkacaktı, sesini toparlamaya çalıştı. "Efendim?" diyerek açtı telefonu. Ancak karşıdakinin ne diyeceğini çok iyi biliyordu.
"Günaydın Aylin Hanım," dedi karşıdaki tok erkek sesi, "Konuştuğumuz gibi bugün çekimlere geliyorsunuz, değil mi?" diye sordu teyit etmek ister gibi. Aylin gözlerini devirmeden edemedi. "Kaç gibi stüdyoda olursunuz diye sormak için aramıştım."
"Konuştuğumuz gibi önceden orada olacağım Ensar Bey. Ben her zaman verdiğim sözler tutarım. Kaçta geleceğim konusunda net bir şey söyleyemem maalesef. Önceden çıkmak için fazlasıyla erken uyandım ancak trafik ne durumda olur bilemem. Bugün yoğun bir gün olacak gibi görünüyor."
"Haklısınız," dedi bir kez daha Ensar. "Stüdyoya yaklaştığınızda sekreter arkadaşımızı ararsınız."
"Tamamdır," diyerek kısaca konuşmayı sonlandırdı Aylin.
Devamındaki görüşürüz ve iyi günler temennileri gibi pek samimi olmayan cümleler havada asılı kaldığında telefonları kapattılar. Aylin üzerine ağırlığını temsil ettiğine inandığı koyu lacivert takımı giyip pahalı markalardan birine ait çantasını ve fotoğraf makinalarını yanına aldığında hazırdı. Sarı saçlarını ense hizasında küçük bir topuz yapmış, yüzüne ise toprak tonlarında bir makyaj yapmayı tercih etmişti. Sadece birkaç dakika sonrasında otoparkta her zamanki yerinde park edilmiş beyaz Mercedes'ine bindi ve birkaç gün öncesinde sekreterin kendisine göndermiş olduğu stüdyo konumuna baktı. En az bir buçuk saatlik yolu vardı ve muhtemelen yirmi, yirmi beş dakika geç kalacaktı.
Geç kalmamak için dualar ettiği sırada arabasını sürmeye başladı ve üzerindeki gerginliği almak amacıyla radyodaki müzik yayınlarından birini açtı. Sabahın ilk saatlerinde Demet Akalın ve Yıldız Tilbe şarkıları arasında yaptığı uzun sörfün ardından stüdyo binasına gelmişti. Burası; çoğu müzik şirketinin albüm, plak, tanıtım fotoğrafları vb. çekimleri için kullanılan stüdyoydu. Stüdyo sahibi bahsi geçen müzik şirketi ülkede ününü duyurmakla kalmamış, yurtdışında da başarılı işlere imza atmıştı. Dolayısıyla müzik şirketinin adını bilmeyen çok az kişi vardı.
