Ülkenin iki güçlü müzik grubu, karşı karşıya!
Global çapta düzenlenecek olan bir müzik yarışması için yapılacak seçmelerde herkes Serbest Denklem'in kazanacağını düşünür. Ancak kimsenin hesaba katmayacağı şeyler olur.
🎵
Yayıma başlama tarihi: 21.0...
Lütfen oy ve yorum yaparak destek olmayı ihmal etmeyin. Keyifli okumalar dilerim^^
🎶
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Stüdyodaki konuklarımız ve ekran başındaki değerli izleyicilerimiz, GDBShow'a hepiniz hoş geldiniz!" Sunucu Arif Göktekin'in coşkulu çıkan sesinin ardından seyirci koltuklarında oturan herkes alkışlamaya başladı. "Bugün yine dopdolu bir yayınla karşınızdayız ama önce bugünkü bölümün konuklarını takdim etmek istiyorum." Elindeki kartta yazan isimleri okumaya başladı. "Geçen ay çıktığı andan beri gişe rekorları kıran Bunlar Hep Palavra filminin yönetmeni değerli Cesur Yalçın ve filmin oyuncu kadrosunu ağırlıyoruz!" Tekrar coşkulu alkışlar ve renkli ışıklar... "Ardından internette çektiği videolarla bir anda üne kavuşan genç arkadaşımız Remzi Salbacak stüdyomuzda olacak!" Kısa bir sessizlik, sunucunun yüzüne yaklaşan kamera. "Ve programımızın sonunda, belki de çoğu kişinin ekran başında oturup beklemesine sebep olan, adı çokça kez duyulmuş müzik grubu Visram bugün burada olacak!" Öncekinden daha fazla çıkan alkış sesleri.
Tüm bunlar kalbimin giderek daha hızlı atmasını sağlarken arabada oturmuş, başımı telefonumun ekranına eğmiş, yayını izlemeye çalışıyordum. Programın başında çıkmamızı isteseler de gün boyu dolu bir programımız olduğunu söylemiş ve ancak sonunda yetişebileceğimizi söylemiştik. Gün boyu farklı koltuklarda yatmamız dışında hiçbir sorun yoktu.
Bunaltıcı havaya karşı tüm cam ve klimaları açsak bile fayda etmemişti. Verda, elindeki moda dergisini yüzüne doğru sallarken, "Şu oyuncular çıktı mı?" diye sordu.
Başımı hafifçe salladım. "Çıktılar. İzleyecek misin?" Başını hızla iki yana salladı. İzlemeyeceğini biliyordum. Dizinin kadrosunda yer alan Selim İşcan diye bir çocukla bir dönem flört ettiğini biliyordum ancak sonrasında çocuğun başka konuştuğu kızlar da ortaya çıkınca aralarındaki tüm diyalog kesilmişti. Verda ise intikamını, kendisine gelen tüm fotoğraf ve videoları anonim bir hesaptan en çok takipçisi magazin sayfasına göndererek almıştı.
Gözlerimi tekrar telefon ekranına çevirdiğimde Verda yüzünden sonsuz bir kin beslediğim Selim, ağzını yaya yaya başarısını anlatıyordu. Yanında oturan oyuncu kızın kendisine aşık olduğunu sandığından adım kadar emindim, kendince artistlik yapmaya çalışıyordu. Bizim saatimize daha fazla vardı ve şu an tek istediğim, bir an önce kanal binasına yetişebilmekti. Başımı cama çevirdiğimde dışarıyı izlemeyi amaçladım ancak hemen yanımızda trafik lambasını bekleyen arabanın içindeki küçük kızlar bana doğru el salladıklarında ben de onlara gülümseyerek el salladım.
Açtıkları telefon ekranından birkaç fotoğrafımı çektikten sonra hemen bir kağıda kalemle bir şeyler yazmaya başladılar. Merakla onları izlerken kağıdı cama yasladılar ve görebilmek adına biraz daha eğildim. Kağıdın üzerinde, çarpık harflerle "Seni çok seviyoruz Mısra abla." Yazıyordu. Onlara avucumun içine öpücük kondurduğum elimle bir kez daha el salladığımda yeşil ışık yandı ve bizim arabamız, onlarınkinden daha önce hareket etti. Arabaya hareket etmeye başladığında yüzlerindeki kırık ifadeyi görmüştüm.
