Ülkenin iki güçlü müzik grubu, karşı karşıya!
Global çapta düzenlenecek olan bir müzik yarışması için yapılacak seçmelerde herkes Serbest Denklem'in kazanacağını düşünür. Ancak kimsenin hesaba katmayacağı şeyler olur.
🎵
Yayıma başlama tarihi: 21.0...
Nilipek, Koşuyolu Dolu Kadehi Ters Tut, Hiç İyi Değilim Sena Şener, Parya İçin Hep Günöte
Bu şarkıların hepsini benim için dinleyin olur mu? Özellikle 3.'yü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎶
Gözlerimi açamamak daha da yıldırıyordu beni bu çetin savaşımda. Bazen kendimi sadece rüyanın içinde gibi hissetmek istiyordum. Öyle ki, son günlerde yaşadığım heyecandan dolayı midemde sayısız kanatlı hayvan uçuşuyor ve gözlerimin önüne perde inmiş gibiydi. Etrafımdakileri görmezden gelmek bencillikti belki, fakat sadece birkaç günlük bir aşk sarhoşluğu yaşamak fazla olmamalıydı bana.
Zorlukta araladım kirpiklerimi. Dün geceden beri açık havada uyumuştuk ikimiz ve kimse bizi kaldırmaya bile tenezzül etmemişti. Elimi kaldırıp hafif çıkmaya başlayan sakallarına dokundum. Onu uyandırmak değildi amacım ama gözlerini görsem fena olmazdı sanki.
Bedenimi hafif kaldırıp kendimi daha yaklaştırdım ona. "Devrim," diye fısıldadım dayanamayıp. Hemen uyansın istedim. "Devrim... Uyansana hadi." Gülerek burnumu burnuna vurdum. Nedense aklıma küçükken Sude ile yaptığımız benim burnum senin burnunu döver sloganlı dövüşümüzde burnumu çatlattığım gelmişti aklıma.
"Akşama kadar uyuyacak mısın böyle? Herkes gidecek biz böyle kalacak mıyız burada? Üşümüşüz hem..." O an farkındalığa kavuşmuş gibi kenara itilen battaniyeyi bacaklarımıza sardım. "Hasta olacağız sonra. Sen biraz daha uyumaya devam edersen benim canım sıkılır, özlerim."
Birden gözlerini araladığını gördüm. Hemen sonra ise dudaklarını dudaklarımda hissettim. Her şey saniye farkıyla yaşanıyordu. Onun birden böyle hızlı davranmasını beklemediğim için açıkça afalladım. "Günaydın," dedi kısık ve uykulu çıkan sesiyle. Saçları birbirine karışmıştı. Hafif dalgalı olan saç tutamlarını oynamaya başladım parmaklarımla. "Bu arada uykumun arasında duydum söylediklerini. Herkesin gitmesi ve bizim burada kalmamız o kadar da kötü gelmedi kulağıma, düşünülebilir." Kayıp bir öpücük daha bıraktı yanağıma.
"Ben onu şakasına demiştim. Hem uyandığına göre kalkabiliriz. Dün gece ne rezillik yaşadık Allah bilir, kahvaltı hazırlayalım onlar için."
"Nedenmiş o?"
"E onlara biz geleceğiz sizin yanınıza dedik ama gitmedik, nerede olduklarını sormadık bile. Hem Verda'nın durumundan haberimiz bile yok, çok ayıp. Kalk çabuk."
Ben çoktan kalkmış, Devrim'i de kolundan tutup kaldırmaya çalışıyordum. Benim pek de güçlü sayılmayan müdahaleme daha fazla üstelemeden kalktı yattığı yerden.
