20. BÖLÜM

13 2 0
                                    

SIRADAKİ ŞARKI BURNUNDAN GELSİN

20. BÖLÜM

Keyifli okumalar dilerim! Görüşlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın <3

Keyifli okumalar dilerim! Görüşlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BERRA LYDİA KOPER

"Nasıl bir şey? Uykusuz uzağa. Gözlerin mahmur, bakıyorum ufkuna." Diye başlıyor şarkının nakaratı. Bu şarkının garip hüznünü hissediyorum içimde. Garip olan hem huzur hem hüzün verebilmesi melodileriyle. "Bas pedalı, bak gökyüzüne. Seni bekleyen başka bir adam var."

Hayatımın son döneminde hiçbir şey yolunda gitmiyormuş gibi hissetmemem kaçınılmazdı zaten bu durumda. Hem Visram ile ilgili yaşadığımız sorunlar, ailevi problemlerden bazıları ve hayatıma almaya karar verdiğim insanla ilgili çok yanlış şeyler oluyordu. Diğerleri beni üzmüyordu da, bunca senelik dostlarımla arama giren soğukluk canımı sıkıyordu sadece. Verda ve Mısra bu durumu hemen alabilmiş gibilerdi. Hiçbir sorun yokmuşçasına konuşmaya devam ediyorlardı İdil ile.

Elbette ben de bir daha yüz yüze bakamayacak hale gelmeyi düşünmüyordum ama ne bileyim... Hiçbir şey yaşanmamış gibi üstünü örtmeye çalışmak doğru gelmiyordu bana. Ya da ben bazı şeylere gereğinden fazla içerliyordum, onların yaptığı doğruydu.

Arabamı ilk defa bu kadar hızlı kullandığıma şahit oluyordum. Orhan Bey'in bizim evde olduğunu laf arasında üvey kız kardeşimden duyduğumdan beri kan beynime sıçramış gibiydi. Her şeyi yapabileceğine inandığım babamın bunu yapmamış olmasını dilemekten başka çarem yoktu.

Kader bana yardım etmeyi tercih edip trafikte kolay ilerlememi sağladı, bu sayede eve yarım saat sonra varmıştım. Arabayı park eder etmez hemen indiğimden arkamdan kapıyı kapatması arabamın başında bekleyen korumalardan birine kalmıştı.

Çıkardığım gürültülerden ötürü eve girer girmez ev halkının gözleri beni buldu. "Berra haydi, ellerini çabuk yıkayıp gel birazdan yemek yiyeceğiz." Gözleri birkaç saniyeliğine ellerimi buldu. "Masaya gelmeden önce protez tırnaklarını çıkarabilirsen sevineceğim tatlım. Baban da rahatsız olmasın."

"Neden rahatsız olasınız ki anne? Hem ablamın tırnakları da o kadar uzun sayılmaz," dedi üvey kız kardeşim Melisa. Ama çabası boşunaydı, kimseyi tatlı dille ikna edemezdi. Normal şartlarda beni sevdiğini de düşünmüyordum, bu tavrı tıpkı benim gibi annemi de şaşırtmış olmalıydı.

Annem onun dediğini duymamazlıktan geldi. Orhan Bey'in babamla birlikte babamın çalışma odasında olduğunu tahmin ediyordum. Aşağı inecekleri anı kollamak isterdim ama annemin radarına takılacağımın farkındaydım. Bir an önce dediklerini yapmamı ve hemencecik aşağı inmemi isteyecekti. Belki hızlı davranırsam işlerimi hallettikten sonra Orhan Bey'i gitmeden önce yakalayabilirdim.

Sıradaki Şarkı Burnundan Gelsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin