Ülkenin iki güçlü müzik grubu, karşı karşıya!
Global çapta düzenlenecek olan bir müzik yarışması için yapılacak seçmelerde herkes Serbest Denklem'in kazanacağını düşünür. Ancak kimsenin hesaba katmayacağı şeyler olur.
🎵
Yayıma başlama tarihi: 21.0...
Merhabalar! Umuyorum bölümü beğenirsiniz, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar dilerim!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Herkese iyi akşamlar dilerim sayın seyirciler! Bugünkü Heler Gümüş Yonca Ödül Töreni'nin moderatörlüğünü sevgili Çiğsem Şenol ve bendeniz Aktuğ Birsen yapıyoruz." Konuşmasının devamında, uzunca bir süre boyunca Heler Gümüş Yonca'nın kuruluş tarihi ve amacını anlattı. Ama bu sırada, kızlarla heyecandan nefes almaya çalıştığımız için doğru dürüst dinleyememiştik. "Türkiye'nin en başarılı oyuncularını, televizyon yapımlarını, sanatçılarını, müzik gruplarını ve yapım şirketlerini seçiyoruz. Hepiniz 39. Heler Gümüş Yonca Ödül Töreni'ne hoş geldiniz!"
"Kesin akşamın sonuna kadar beklemek zorunda kalacağız," diye homurdandı İdil kulağıma doğru. Eğer birinin bizi göremeyeceğini bilsem susması için bacağına bir çimdik atardım ama bize doğru yaklaşan görevlilerden biri, bu girişimime engel olmuştu.
Davetlilerin gelip geçtiği uzun dar koridorun hemen yanında oturuyordum; diğerleri de sağ tarafıma doğru dizilmişlerdi. Görevli adam en yakında ben oturduğum için nazikçe biraz eğildi. "Nasılsınız Mısra Hanım? Herhangi bir sorun yok, değil mi?"
Başımı olumsuz anlamda salladım. "Hayır yok. Teşekkürler," dedim gülümseyerek.
"Törenin yapımcılarının sizden küçük bir ricası vardı aslında," diye mırıldandı diğerlerine de bakarak, "Otizmli özel çocukların eğitim gördüğü vakıf okullarından birinin sahipleri bugün burada. Size iletmemi istediler; otizmli öğrenciler arasında müzikle ilgilenenler varmış." Yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi. "Sizinle aynı sahnede bir şarkı söylemek istiyorlarmış öğrenciler. Vakıf okulunun sahibi beyefendi kabul ederseniz onları çok mutlu edeceğini söylememi istedi."
Dudaklarımdaki gülümsemeden bir an olsun hiçbir şey eksilmezken, "Tabii ki tabii ki!" dedim coşkuyla. Diğerlerinin de cevaplarından az çok emindim.
"Ne zaman çıkacağız peki sahneye?" diye sordu Verda. Adeta neşeyle şakıyordu. Ne kadar heyecanlandığını belli oluyordu. "Elbisemi ilk beğenen kıza, onun için bir minyatürünü yaptıracağım!" Onun bu halleri gülmemize sebep olurken adam nazik tavrından ödün vermeden geri gitti. Anladığım kadarıyla ne zaman sahneye çıkacağımızı bizim için öğrenecekti.
"Do re mi fa!" diye İdil bir anda yükselince oturduğum koltukta irkildim. İdil, ona olan tuhaf bakışlarımızı asla önemsemeden dümdüz önüne bakmaya devam etti.
"İdil'e üç harfliler musallat oldu bence. Geçen haftadan beri tuhaf tuhaf hareketler yapıyor." Berra'nın bilerek abarttığı korkulu ifadesi benimkinden farksız değildi.
