15. BÖLÜM

13 3 0
                                    

SIRADAKİ ŞARKI BURNUNDAN GELSİN

15. BÖLÜM

Oy vermeyi ve yorum yapmayı eksik etmezseniz çok sevinirim. Herkese keyifli okumalar dilerim!

Yazın geldiğini net olarak hissetmeye başlamıştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazın geldiğini net olarak hissetmeye başlamıştık. Sabah sabah bu kadar sıcak olması acımasızlıktan başka bir şey değildi; bir de sabahın bu kadar erken saatinde buraya zorla çağrılmamız vardı tabi... Dektam Müzik'in kapılarını biz açmıştık. Yine masanın üzerinde atıştırmalıklarla kahvaltılar edildi derken Orhan Bey içeri girdi.

"Günaydın kızlar. İkram etmek yok mu?" dedi gözlerini poğaçalarımıza dikerek.

Bok ye mi deseydim yoksa bunca zaman nasıl yüzümüze bakabildin mi? Bence her ikisinin de kullanış amacı aynıydı, fark etmezdi. Kimse hareketlenmeyince istemeye istemeye karton poşeti ona uzattım.

"Bugün duyuruyu yapıyoruz, değil mi?" diye sordu.

"Evet Orhan Bey. Ensar abi kamera karşısına geçip video çekmemizi söylüyor ama Demir bir duyuru yazısının yeteceğini düşünüyor. Ne yapacağımızı şaşırdık?" İdil sözlerini bitirdikten sonra elini saçlarından geçirdi. Parmaklarının arasında kalan saç tellerini hemen yere attı. Son zamanlarda daha fazla dökülmeye başlamıştı saçları.

"Bence de yazı yeterli. Belki yarışmaya bir hafta kala bir video çekilebilir, onu zamanı gelince düşünürüz. Yazı grafiği için Utku'nun yanına uğrayın mutlaka."

Zaman belirtmemişti ama hiçbirimiz odanın içinde kalmak istemiyorduk, bu sebeple dördümüz de ayaklandık ve peş peşe kapıya doğru ilerledik. Orhan Bey'in de çıkmamızdan rahatsız olduğunu düşünmüyordum, yapacağımız başka bir şey kalmamıştı. O her zaman altındaki elemanların askeri gibi çalışmasını severdi. Görünüşe göre bizi de birer asker olarak belliyordu. Onun sözünden çıkmamamız, dediklerini hemen uygulamaya başlamamış onu memnun ederdi.

Asansörlerin hepsi dolu olduğundan merdivenlerden çıktık. İdil önden grafikerlerin çalıştığı odaya daldı. Ben olsaydım kibarlık edip kapıyı çalma zahmetinde bulunacaktım ama o, sağ olsun hiç böyle bir derde girmemişti.

"Utku. Acil bize yardım etmen gerekiyor," dedi acil bir durumdan bahseder gibi. Gün boyu bununla ilgilenmemiz gerekiyordu güya. Fakat İdil'in bu milleti galeyana getirip ortalığı ayağa kaldırmasıyla akşamı etmeyecek gibiydik.

Utku oturduğu döner sandalyeyi çevirdi ve gözlüklerinin üstünden bize bakmaya başladı. "Gelişmelerden haberim var. Ama zamanımız yok."

"Ne gerekiyorsa yap, doktor."

İdil'in anında kaosa kendini adapte etmesine deli oluyordum. Uzunca bir süre önceki yayımlanmayan fotoğraflarımızı mı yoksa başka bir arka plan mı kullanmamız gerektiği konusunda düşündük. Utku'nun elinde, benim bile ne zaman çekildiğimizi hatırlamadığım fotoğraflarımız vardı. Üstüne ince geçen bir yazıyla bu işi halledebileceğimizi tahmin edebiliyordum.

Sıradaki Şarkı Burnundan Gelsin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin