Bölüm 6

5.1K 203 75
                                    

(Düzenleniyor)

Yazardan devam, (heyecan yaptım lan birden)

Mihra' nın sendelemesi ile yanın da duran Mert hemen kolundan yakaladı ve kendine yasladı. Bir şeyler ters gidiyordu. Herkes hissetmişti bunu ama daha sonraya erteliyorlardı. Evin en büyük 3 oğlu gelmişti. Mirhan, Balmir ve Ferhat. Herkes şaşkındı. Bu sırada Mihra elini başını attı ve ardın dan Mert' in kollarından yere yığıldı. Meriç kardeşini yerde baygın gördüğünde hemen yanına koştu. İşaret ve orta parmağını birleştirip bileğine koydu. Saatine baktı ve nabzını ölçmeye başladı. Ardından arkaya doğru bağırdı. "Çabuk Mihra' yı hastaneye yetiştirmemiz gerekiyor. Nabzı düşük. Atak geçiriyor büyük bir ihtimalle." Herkes telaşlanmıştı. Mirhan yere de yatan kıza ilerledi hızlıca. Eğilip kucağına aldı. "Balmir arabayı aç hemen. Hastaneye gidiyoruz." Balmir hızlıca evden çıktı. Ardından da Mirhan ve Meriç. Mirhan sürücü koltuğuna geçti. Öne Balmir, arkaya Mihra' nın yanına da Meriç. Meriç arkada kız kardeşini uyandırmaya çalışırken Mirhan dua ediyordu içinden. Yüzünü gördüğü ilk anda tanımıştı kardeşini. Onun küçük meleğiydi. Gaza daha da bastı. Çok kısa sürede hastanenin önüne varmıştı. Hemen arbadan inmişti. Balmir bu sırada bağırıyordu. "SEDYE GETİRİN HEMEN. KARDEŞİM BAYILDI."

İçeriden sedye getiren üç hemşire ve bir de doktor çıktı. Miraç kardeşini alıp sedyeye yatırdı. "20 yaşında kadın hasta. 15 dakika önce bayıldı. Nabzı yavaş. Kapiller Kaçış Sendromu var. Büyük bir ihtimalle ani tansiyon düşüklüğü ve stresten dolayı. Alerjisi olan hiçbir şey yemedi." Doktor hemşireler karşı konuştu. "Hemen tramva odasına alın. Tansiyonu ölçülsün, serum bağlansın ve kan alınsın. Solunum cihazı bağlansın ve ilaç verilsin. Acil şekilde kanın damar dışına çıkmasını önlememiz gerekiyor. Genel cerrah uzmanına haber verilsin." Tramva odasından içeri girdiklerin de iki doktor daha geldi. Hastaneye girdikleri doktor Meriç' in hocasıydı. "Meriç çabuk hazırlan sen de geliyorsun içeri." Meriç hızlıca odasına ilerledi. Üstünü değiştirip tramva odasına girdi. Kardeşine müdahale etmeye başladı. Bu sırada Ateş ailesi hastaneye gelmişi.

Mirhan ona doğru gelen ailesini gördüğünde sinirle soludu. Onlara döndü. Sert, kaba, soğuk ve korkutucu bir ses tonu ile konuşmaya başladı. "Eğer kız kardeşime bir şey olursa. Andım olsun ki onu da Mihri' yi de alır götürürüm kendimle. Kimseye de yüzlerini göstermem. Yaparım bunu biliyorsunuz Ateş erkekleri. Benimle karşı karşıya gelmek isteyeceğinizi düşünmüyorum." Kimse sesini çıkarmadı. Çünkü hepsi biliyordu. Mirhan Ateş istedi her şeyi yapardı. Boş laf etmezdi hiçbir zaman. En çok da bundan korkuyorlardı ya. Kızlarının gitmesi bir evlatlarını daha kaybetmek demekti. İsteyecekleri en son şey bile değildi. Hepsi korku ile beklemeye başladılar. Fırat Ateş bile Mirhan' a bir şey diyemiyordu. Haklıydı torunu. Haksız olan ise oğullarıydı. Doktorların çıkıp kızları hakkında bir şey demesini belemeye başladılar. Mihri' nin canı yanıyordu. İkizi orada yaşam ile mücadele ediyordu. Ama o sadece bekliyordu. Bir şey yapamıyordu. Diğerlerinin ondan farklı bir yanı yoktu.

Mirhan kardeşinin çökmüş haline bakıp sinirle birkaç küfür sıraladı. Sert adımlarla kardeşinin yanına gitti ve sarıldı. Mihri ilk başta şaşırsa da sonradan karşılık verdi. "Şşşş sakın ol. O güçlü bir kız. Dışardan bile çok güçlü duruyor. Geçecek her şey. Sağ salim çıkacak bu hastaneden. Bizi bırakmasına izin vermem." Kardeşinin saçlarını okşadı. Bu sırada tramva odasından Meriç ve hocası Salih Bey çıktı. Kalabalığı görünce başıyla anlatmasını işaret etti Meriç' e. Meriç de başını salladı. "Odama gidelim. Orada her şeyi anlatacağım." İçeriden bir hemşire çıktı. "Sevda hemşire. Mihra' ya bir tane daha serum bağlayın. Kan vermeye de devam edin." "Tamam hocam. Hemen bağlıyorum."

Meriç' in odasına hepsi gitti. "Hepiniz biliyorsunuz Mihra' nın Kapiller Kaçış Sendromu var. Damarların dışına protein, mineral ve sıvı geçişi olması nedeniyle ciddi şok tabloları çizer. Damarların içinden vücutlu çeşitli kısımlarına sıvı kaçışı demek bir nevi. Kanın damarlar içerisinde difüzyona uğrayarak damar dışına çıkması demek. Ani tansiyon düşüklüğü. Sık sık tekrar eden ataklar. Eğer doktor kontrolü altında ise hasta geçirdiği ataklarını arasındaki süreler uzaya bilir. Bu hastalığın tam bir tedavisi yok. İlaç tedavisi uygulanıyor ama bir yere kadar. Stres den uzak kalmalı hasta. Ataklardan bir gün önce gribe benzer reaksiyon gösterir vücut. Son iki hafta içerisin de çok fazla strese girdi. Ve bugün de patlak verdi. Kanın damarlardan çıkışını önledik. Ama bundan sonra daha çok dikkat etmeliyiz. Her gün düzenli bir şekilde tansiyonu ölçülecek. Stresten olduğuna uzak kalacak." Son sözlerini Kerim ve Mihran' a bakarak söylemişti. Tabi bu Mirhan' ın gözünden kaçmamıştı. Mirhan ailesine döndü. "Koridor da dediğim gibi kardeşimin başına bir şey daha gelirse sizin yüzünüzden ikizleri alır giderim. Ayrıca onu üzecek, sinirlendirecek herhangi bir şey derseniz siz küçükler ölümlerden ölüm beğenin. Kimse sizi elimden alamaz." Bartu Bey konuşmaya başladı hiddetle.

SON'UN BAŞLANGICI (Düzenlenmiştir)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin