15: Şafak Muhafızı Neves

289 33 12
                                    

----------------------

Konuya hakim olmanız için önceki bölümleri okumalısınız.

Bu bölüm, "8: Şafak Muhafızı Neves" bölümünün devamıdır. 1, 2 ve 3. bölümlerle doğrudan bağlantı vardır.

---------------------

Tünkapısı Hanı, Miğferyeli'nin Batısı


"Kurtulacak mı?"

Neves umutsuzdu, Saliah hiç iyi görünmüyordu. İsran'ın kızı gibi gördüğü kadını bu halde görmek korkutucuydu onun için. 

"Bilmiyorum." Sesinde pek umut yoktu Florent'in. Arkasını dönüp at arabasını kullanan hayduta yüksek tonda seslendi:

"Biraz daha hızlı gidemez miyiz? Kalbi dayanamayacak." Hayduttan bir tepki gelmeyince Florent, daha yüksek sesle tekrarladı. Haydut, susması için elini havaya kaldırdı:

"Bir düzine fırtınapelerin askerini öldürdük ve bu topraklar onlarla kaynıyor. Eğer dikkat çekmek istemiyorsan sesini kes. Yoksa yayan devam edersin yola."

Neves, Florent'i omuzlarından tutup sarstı ve gözlerinin içine susmasını söyler gibi bakındı. Artık risk alamazlardı.

Gecenin soğuğu, iyiden iyiye Neves'i titretmeye başlamıştı. Saliah'ın buz gibi teni onu korkutmaya başladı: "O kadar sarıp sarmalamamıza rağmen neden ısınmıyor?"

"Bir tür koma halinde, metabolizması düşük. Battaniyenin ya da kumaşın bir faydası olmaz, ateş gerekiyor." Dedi Florent.

Sessizce bir süre gittikten sonra, burunlarına sazlık ve yosun kokusu doldu, Yorgrim Gölü'ne gelmişlerdi nihayet. Gece iyice çöktüğü için haydut, gaz lambasını yakıp atların önünü görmesini sağladı.

"Handa isyancı birlikler var mı? Han sahibiyle aran nasıl?"

"Bir düzine kadar vardı en son. Pek aram yok."

Haydut arkasını dönüp sinirli bir biçimde Florent'in gözlerine bakındı:

"O halde neden buraya gelmemi istediniz?"

Neves, ortamı sakinleştirmesi gerektiğini biliyordu:

"Sakin olalım. Florent bir süre burada kaldı. Bir yolunu bulacağımızdan eminim."

"Ne demek istiyorsun muhafız?"

Neves, ellerini aşağı yukarı indirip sakinleştirmeye çalıştı haydutu. Dik kafalı olması işini hiç kolaylaştırmıyordu:

"Halledeceğiz, biz de bu durumdan bir an önce kurtulmak istiyoruz arkadaşımız ölmek üzere."

Haydut, bir Neves'e bir Florent'e bakınıp önüne döndü.

Yorgrim Gölü'nü çevresinden dolaştılar. Hanın yanındaki küçük balıkçı barakası önünde yanan ışık, Florent'i ayaklandırmıştı:

"Balıkçı barakasının önünde dur."

Haydut elbette sorgulamıştı bu isteği:

"Neden?"

"Dur işte. Ork'un bize yardımı olabilir."

Araba, balıkçı barasının önünde yaklaştığında Neves, solunda uzaktan parlayan ışıkları bir süre izledi. Tünkapısı Hanı'nın ışıklarıydı bunlar. Artık oraya gidip biraz ısınmak istiyordu.

Üçü de at arabasından indiler. Florent inmeden önce, Saliah'ı kontrol etti. Barakanın önündeki küçük tahtadan yapılmış mendireğin(1) en ucunda bir adam, sırtı barakaya dönük sandalyesine oturmuş alkolünü içiyordu ufak göle bakına bakına. Buraya geldiklerini duymamış olsa gerek istifini bozmamıştı.

Şafak MuhafızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin