11: Büyücü Mirabelle

389 37 15
                                    

----------------------------

Arada sırada okumanızı bölecek ufak bir not:

"Ne zaman gelecek?" şeklinde sorgulamanızı anlıyorum.
Ama arkadaşlar bilin ki kafama göre yazamıyorum ve reel hayat, hepimizin malumu son zamanlarda oldukça karışık.
Oturup birkaç saat içerisinde yazıp kalkma gibi bir şansım da olmuyor. Bu partı yazmak neredeyse 3 haftamı aldı, nedense yazma şevkimi kaybetmiştim.
Yine de Mirabelle partı, yazmaktan keyif aldığım bir bölüm oldu.
Devam edeceğimden şüpheniz olmasın. İyi dilekleriniz ve temennileriniz için teşekkürler, şevk veriyorsunuz.

----------------------------

Kışhisar Koleji, Kışhisar

Mirabelle, öfkeli adımlarla kolejin merdivenlerini çıkıyordu. Giydiği ayakkabısının tabanındaki sert derinin çıkardığı ses, kolejin antik duvarlarından yansıyordu. Saathal'dan koleje geleli yaklaşık 3 saat olmuştu. Thalmor ajanı Arcano ile aralarında geçen muhabbettin siniri hala üzerindeydi. Yol boyunca öğrencilerin ve Tolfdir'in canını sıkmamak adına rol yapsa da artık gücü kalmamıştı.

Mirabelle, baş üstat büyücü Savos Aren'le polemiğe girmeye kararlıydı bu kez. "Thalmor'a gereğinden fazla imtiyaz veriyor." Dedi kendine.

Sonunda merdivenleri bitirip de kendisini baş üstatın kapısının önünde bulunca, şöyle bir durup üstüne çeki düzen verdi. Kapıyı çalmaya hazırlandığı anda donakaldı. İçeriden gelen sesler yüzünden tahammül eşiğini çoktan geçmişti. Şaşkın bir şekilde sertçe kapıyı açtı.

Simya standında kendince uğraşan uzun boylu herifi rahatsız etmişti bu tavır. Anlattığı mesele her ne ise yarım kalmıştı. Kapıya doğru bir an bakındıktan sonra önündeki simya standına tekrar döndü. Üzerinde pahalı kumaştan yapılmış parlak Thalmor büyücüsü giysileri vardı. Sesinde kuşku ve küçümseme vardı Arcano'nun:
"Kolejdekilerin baş üstada saygısı bu kadar mı Savos? Bir hödük gibi mi davranıyorlar sana sürekli?"

Mirabelle gergin bir şekilde gözünü Arcano'dan ayırmadı. Sandalyesinde oturan Savos Aren, en yakın danışmanın neden sinirlendiğini anlamış olsa da konuyu değiştirmeye gayret ediyordu. Arcano'nun söyledikleri işe yaramıştı. Savos Aren'in çirkin kara elf suratı sinirlenmişti.
"Bu da nedir Mirabelle?"

Mirabelle Savos'a şöyle bir bakındıktan sonra kapıyı kapatıp bir kaç adım yaklaştı:
"Özür dilerim baş büyücüm ama birkaç saat önce beni kovan Thalmor ajanını burada görmek şaşırttı."
Daha sonra da Arcano'ya döndü. Sesinde ima vardı:
"Saarthal'daki kazıyı idare ediyor olmanız gerekmi..."

Savos Aren, elini havaya kaldırdı. Mirabelle anında sesini kesti. Bir süre odaya soğuk sessizlik hakim oldu:
"Bu genç yaşta seni usta sihirbaz yapmamı yargılayan insanları haklı mı çıkarmaktır gayretin?"

Mirabelle'nin yüzü, ufak bir şaşkınlığın ardından duygusuz bir hal aldı. Savos konuşurken sinsi Arcano simya standına yaslanmış, tüm ciddiyetle Kışhisar Koleji'nin en yetkililerinin polemiğini izliyordu.

Savos azar çekmeye devam ediyordu:
"Arcano, kazı alanında ona çıkarttığınız zorluklardan birkaçını benimle paylaştı. Arcano'nun elinde, Saarthal'a gelmeden önce konuştuğumuzu tasdikleyen belgeler olmasına rağmen neden zorluk çıkarttınız?"

Mirabelle duygularını saklamaya ve dilini tutmaya çalışsa da başarılı olamadı. Sesi istemsizce iğneleyiciydi:
"Usta büyücünüz olarak bu konu üzerine beni bilgilendirmeniz gerekmiyor muydu?"

Arcano yaslandığı simya standından ayrılıp sırtını onlara döndü. Ekilmiş iksir çiçeklerine bakınmaya başladı. Mirabelle, sinsi sinsi sırttığından emindi.

Şafak MuhafızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin