Yüksekburç Kuleleri, Akçay'ın Doğusu
Helgen Faciası'ndan 2 Yıl SonraKahvaltısını yapmaya çalışıyordu Dinge. Dişlerinin ağrısı yemek keyfini mahvediyordu. Geçen hafta; yağmaladıkları tüccarın yanında, 2 iri yapılı kuzeyli korumadan biri arka dişlerinden birkaçını kırmıştı çünkü.
Aslında yediğinin kahvaltı da sayılmadığını düşündü bir an.
Günde iki öğün yemek yemelerine izin veriliyordu sadece. Koca ork Garmer, eğer gününde olursa üçe çıkarırdı öğünü. Nadiren. Bu konuyu akşam yemeğinde herkesle konuşması gerektiğini düşündü yine ve yine. Garmer dinlemezdi Dinge'yi. Zaten Dinge de Garmer'e bir şey söyleme cesaretine sahip değildi. O yüzden ara sıra herkesin önünde cesaret etmeye çalışırdı, ama cesareti yetmezdi.Bu mevsim diğerine göre yumuşak geçse de, burada yumuşaklıktan söz edilmesi imkansızdı.
İki yanda paralel tepelerin arasında, altında çoşkulu, buz gibi nehir bulunduran, yüksekliği yüzünden tepesinden fırtınası eksik olmayan bir yerdi Yüksekburç Kuleleri. Soğuk nehrin insanın kemiğine işleyen nemi, kulelerin tabanını da soğutuyordu.Olsun parası güzel diye düşündü Dinge. En azından koca ork(1) haftalığını aksatmıyordu. Her sabah da bir şişe skooma(2) verirdi herkese.
Yine de buz gibi ortamda olmak zorunda olması, canını sıkıyordu. Olsun dedi yine, geçen haftaki tüccar sayesinde tadı çok kötü de olsa bir at arabası kuzeyli şarabına sahip olmuşlardı.Keşke skooma satmaya kalkışmasaydım diye iç çekti acı, tadı berbat kuzeyli şarabını içerken. Satmaya çalışırken Akçay askerleri tarafından kovalanması hala girerdi rüyalarına, aradan yıllar geçse de. Tek bir hata ve hırs, nelere yol açtı diye düşündü.
Yüksekburç'un penceresinden batıya, Akçay'a doğru baktı. O hatayı yapmasaydı belki de şimdi küçük bir dükkanda çerçilik yapardı.
Ama hayat acımasızdı, o hata yüzünden hem bir kaçaktı, hem suçlu, hem de haydut.İçeri odada aralarına yeni katılan gençle Yüksek Burç Kuleleri haydut başkanı Garmer, yine konuşuyorlardı. Dinge, Yerlof'a bakıp gülerek Garmer'in odasını işaret etti:
"Garmer nedense bu yeni çocuğu çok sevdi, sürekli fikir alıp duruyor. Bizle de sadece emir vereceği zaman konuşuyor anasını satayım."
Yerlof, Dinge'ye bakmadan agresif bir tonda kapıya doğru bakmaya başladı. Genelde konuşurken bakışını karşı taraftan kaçırırdı: "Ne varsa bu çocukta. zaten garmer'in aklına değişik fikirler sokuyor. Garmer, nedense bu çocuktan fikir almaya başladığından beri kuzeydeki ve onun yanından geçen yolda akşama kadar bekliyoruz. Önceden ne güzel sadece Akçay yoluna dönüşümlü bakıyorduk."Kante ikisine de sinirli bir şekilde bakındı. Zırhının kayışı yüzünden yara olmuş omzunu kaşıyarak:
"Saçmalamayın. Önceden hem boş boş yatıyorduk hem de haftalık 25 septim(3) alıyorduk. Artık 35 septim veriyor. Hem daha çok tüccar elimize düşüyor, mis gibi yiyeceklerle doluyor ambarı..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Muhafızı
Fanfic+18 cinsellik ve şiddet öğeleri içeriyor. İç savaş yüzünden kaynayan bir kazana dönmüş; haydutların, savaş kaçaklarının ve entrikaların hüküm sürdüğü Tamriel'in en soğuk bölgesi Skyrim'de ortaya çıkmış efsanevi bir hikaye. Hikayemiz Helgen Faciası'n...