18: Fahişe Caroline(+18)

310 30 39
                                    


UYARI! BU BÖLÜMDE AŞIRI MİKTARDA ŞİDDET ANLATISI VARDIR.

KALDIRAMIYORSAN HEMEN BU HİKAYEDEN UZAKLAŞ.

------------------------

Bu bölüm, önceki bölümlerin devamı. Konuya hakim olmanız için önceki bölümleri okumalısınız. Bahsettiğim bölümler, 10: Khajiit Litaar ve 17: Fahişe Caroline.

-----------------------

Litaar'ın Hanı, Dune Yakınları, Elsweyr

Helgen Faciası'ından 2 Yıl Önce


"Atları biraz daha yavaşlatır mısın Alex?"

Adam, merakla arkasına döndü. Caroline, gözleriyle bebeğini işaret etti. Adam kaşlarını kaldırıp başıyla onayladı ve atlara dizgin ile emir gönderdi.

Elsweyr sınırına gireli 2 saat kadar olmuştu. Bu ikindi hava oldukça sıcak geçmişti ve sıcak da bebeğini mayıştırmıştı. Yine de Caroline'nin içindeki korku hala sönmemişti. Adam, arada kafasını karıştırıyor olsa da teklifi oldukça güzel olmuştu.

Sonuçta adam, onu Weynon Manastırı'nda Penitus Oculatus ajanlarından kurtarmıştı. Manastırdan çıkarken gördüğü cesetler, onu korkutmuştu. Domates biber doğrar gibi doğramıştı ajanları adam. Şimdi ikisi de kanun kaçağıydılar.

Caroline, bunları düşünmek istemiyordu. Sessizlikte de düşünmemek imkansız gibiydi. Pek konuşmayı sevmeyen bu adamla diyaloğa girmek zor olsa da denemek zorunda hissetti kendini. Adamın sırtının at arabasına dönük olması iyi bir şeydi. Adamdan korkuyordu ve emin değildi hiçbir şeyden:

"Daha ne kadar daha gideceğiz?"

Adam, sakince atları kullanıyordu:

"Az kaldı."

"Şu, arkadaşın olduğunu söylediğin khajiit. Bizi kabul edeceğine nasıl bu kadar eminsin?"

Adam, sakince arkasını döndü ve Caroline'nin gözlerinin içine şüpheyle baktı. Rahatsız olmuş gibiydi. Adamın rahatsızlığı, Caroline'yi de rahatsız etti. Gayri ihtiyarı bebeğini kucağına daha da çekip gözlerini yere indirdi.

Adam farketmiş olmalıydı. Atların dizginlerini çekip at arabasını durdurdu.

"Benden korkuyor musun?"

Caroline, adamın gözlerine kaçamak bakışlar atıyordu:

"Hayır ondan değil. Sadece merak ediyorum da..."

"Benden korkmakta haklısın Caroline." Deyip önüne döndü ve dizginleri salladı adam. Atlar tekrar yürümeye başladı. Caroline, adama haksızlık yaptığını düşündü:

"Şey, ben özür dilerim. Mecbur kaldığını da biliyorum. Teşekkür ediyorum."

Adamın sesinde yorgunluk vardı:

"Önemli değil. Korkmakta haklısın ama. Öldürmek, en iyi yaptığım şeylerden birisi. Evet, öldürmek. Bir katilden başka bir şey değilim."

Adamın sessindeki samimi tını, Caroline'nin hoşuna gitmişti. Caroline'nin ve belki de tüm kadınların erkekler konusundaki en büyük zaafıydı bu durum. Sorunları olan erkeklere karşı bir çekim hissetmek. Caroline, bu gizemli ve sorunları adamla yaşamak, sorunlarını çözmek, onu tedavi etmek istiyordu. Kadınlık içgüdüsü bunu istiyordu daha doğrusu:

"Ama olabilirsin. Fazlası olabilirsin. Sen iyi bir insansın Alex. İnsan değilsen de iyi bir varlıksın." Deyip elini adamın rüzgarla dans eden kirden yağlanmış saçlarına götürdü.

Şafak MuhafızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin