-------------------
Bu bölüm önceki bir bölümün devamı. Konuya hakim olmanız için önceki bölümleri okumalısınız. Bahsettiğim bölümler 5: Yalım Delphine, 9: Dişi Kurt Aela ve de 12: Yalım Malborn.
-------------------
Akçay, Alt Mahalleler
Akçay muhafızının gözleri; muhasebe defteri, Delphine'nin yüzü ve göğüs çatalı arasında gidip geliyordu. Suratında şüphe ve merak vardı.
"Neresi demiştiniz leydim?"
Dikkat çekmemesi gerektiğini biliyordu. Köylü kurnazı bir tüccar oyununa devam etmeliydi. At arabasının üzerinden iyice adama doğru eğilip sesinin tonunu da yükseltti:
"Irmakkoru! Uyuyan Dev Hanı, oranın sahibiyim ben. Orda yazıyor mal alım satımı için geldim." Yüzüne de kocaman bir gülümseme kondurdu.
Muhafızın umurunda değil gibiydi. Gözleri, eğilince iyice açığa çıkan göğüs çatalına sabitlenmişti:
"Hmm, pek çıkmıyorsunuz sanırım dışarıya. Sizi pek buralarda gördüğümü hatırla..."
"Ben genelde hanın işlerine bakıyorum. Ayak işlerini Orgnar yapar. Onu iki yıl önce işe almıştım. Gerçekten güvenili..."
Delphine, yeterli olduğunu düşünüp geriye çekildi ve yüzüne rahatsızlık mimiğini kondurup göğsünü eliyle kapadı. Amacı belliydi.
Adamı utandırmayı/rahatsız etmeyi sonunda başarmıştı. Muhafız, başını iki yana sallayıp elini havaya kaldırdı:
"Evet evet leydim anladım. Akçay'a hoş geldiniz. Açın kapıları."
Bu işin eğlence ile başlayacağını hiç tahmin etmemişti Delphine.
"Irmakkoru'ndan sonunda çıkabildim." Şehrin ağır kapılarının açılmasını izlemeye başladı. 2 kıştır bir yere kıpırdayamamıştı. Kapının açılmasıyla esen kuzey rüzgarı titremesine sebep oldu. Tepede, gökyüzünde asılı gibi duran Ejderkonak muhteşem görünüyordu.
Yine de bu kadar güvenlik bir garibine gitmişti. Normalde bu kadar kontrol etmezlerdi. Akşam saatlerinde Akçay'ın sokakları, ıssızdı. "İnsanlar da nerede?" diye kendine sordu.
Anlam veremeyerek at arabasını sürmeye devam etti Delphine. İlk mahalleye kadar sessizce sürdü at arabasını. Zaten işi de oraylaydı. Kimsecikler yoktu. Sancaklı Kısrak'a doğru yaklaştığında, hanın girişindeki sesleri az biraz duyabiliyordu artık. Sonunda birilerini görebilmişti.
Kızılmuhafız genç bir kadın, elinde defterle çalışanlara emirler veriyordu. Aceleci bir tavrı vardı. Delphine yanına kadar gelse de başını defterden kaldırmadı. Usulca at arabasını durdurup etrafa bakınmaya başladı. Kızılmuhafızın gözleri hala defterdeydi:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şafak Muhafızı
Fanfiction+18 cinsellik ve şiddet öğeleri içeriyor. İç savaş yüzünden kaynayan bir kazana dönmüş; haydutların, savaş kaçaklarının ve entrikaların hüküm sürdüğü Tamriel'in en soğuk bölgesi Skyrim'de ortaya çıkmış efsanevi bir hikaye. Hikayemiz Helgen Faciası'n...