11

45 2 0
                                    

MEDYA: ZEYNEP

*21/06/2021 Perşembe.*

Kuaförden çıkışta biraz oyalandıktan sonra, Sude ile çocukları annesine bırakıp, aklıma koyduğum gibi cipimi elden çıkarmak üzere bir oto galerinin yolunu tuttum. Bu arada biricik arkadaşım ne kadar çok konuşmaya başlamıştı. Bir kadın çok konuşmaya başlamışsa bileceksin ki evde kocası onunla hiç konuşmuyor. Susan bir erkeğin artık hiç ilgilenmediği karısı olmalıydı arkadaşım.

Doktor Kemal, sevgilisinin cipime çarparak yol açtığı hasar için, "Hiç önemli değil, faturayı göndermesi yeterli." Demiş, "Vay be!" Dedim. "Centilmen erkek dediğin böyle oluyor demek ki..."
Sude hâlen ki kendi kendine, "Ayol kadın nasıl bir hışım ile çıktı öyle. Doktorun güzelim Porschesini senin cipe sanki bilerek çarptı." Deyip, duruyordu. "Büyük kavga etmişler. Onları ayrıldı bil, ben sana söyleyeyim."

Ve... Yakışıklı Doktor Kemal beni aradı.

"Zeynep hanım, Ben Kemal Tan. Arkadaşınız Sude hanımdan aldım telefon numaranızı. Öncelikle çok özür dilerim, tatsız bir kaza meydana gelmiş..." Diye söze başladı. Sesi muazzam idi. Telefonda onu dinlerken, ona cevap vermem gerektiği yerde o kadar heyecanlandım ki anlatamam.
Sude arayanın Doktor bey olduğunu anlayınca gözlerini far görmüş tavşan gibi açıp, bir bana bir telefona bakmaya başladı.

Adamla ne konuştuğumu hayal meyal hatırlıyorum. Kemal bey o tok, sakin sesiyle bana, "Bu arada alt kata taşınıyormuşsunuz , Sude hanım söyledi. Hayırlı olsun şimdiden." Dedi.
Bende kısa cevaplar verip, teşekkür ettim. Kalbim göğüs kafesimi aşıp, avuç içime düşecek gibiydi. Sadece telefonla konuşmak bile beni yeterince heyecana sokmuştu. Ardından kendine kızdım tabi.
Asansörde gördüğün bir adama hemen aşık mı oluyorsun? Kızım daha dur yeni boşandın o karakter yoksunu heriften, çocuğunun babasından. Bakıyorum da arkadaşından hoş hikâyelerini dinlediğin karizmatik Doktorla tam liseli kızlara yakışır hayallere dalıp gittin.

Neyse, kafamı dağıtmaya, hayatın omuzlarıma yüklediği sorunlardan kısacık bir an bile olsa uzaklaşmaya ihtiyacım vardı. Bir kadının omuzlarında ki yükü bilmeseniz de, o ağırlığın hafiflemesi için bir kadını omuzlarından öpmeniz gerektiğini bileceksiniz. Öpeceksiniz ki yükünü hafifletecek, hayatını, umudunu ve daha bir çok şeyi onunla birlikte paylaşacaksınız. Peki ya benim omuzlarımdan öpecek bir ruh eşim yoksa, bu haldeyken kendimi yakışıklı doktoru tavlayan kadın olarak hayal etmemin ne gibi bir sakıncası olabilirdi ki? Kafamda bu düşüncelerle, bir şeyler anlatıp duran ama bana artık uğultudan farksız gelen konuşmasıyla Sude ile ilgilenmiyor idim bile. Beni peşine taktığı gibi, kocasına sorup öğrendiği oto galeriye getirmişti. Burada lüks cipim en iyi fiyattan, üstelik anında satılabilecek, yeni sahibine kavuşabilecek idi.
Sude'nin peşi sıra hemen cadde üstünde ki oto galeriye girdim. İçeride dudak uçuklatan fiyatlarıyla gerçekten nefis arabalar vardı. Nereden nereye... Geçen sene, aldatılma olayını öğrenmeden önce, cipimi değiştirip, daha lüks ve konforlu bir model satın almayı düşler iken şimdi kızım ile başlayacağım yeni hayatımın masrafları için güzel cipimi satmak mecburiyetinde kalıyordum. Bir hüzün basmıştı o sıra. Sonra bir an, benimkinin bir üst modeli, çok beğendiğim cipin pırıl pırıl penceresinin üzerine düşen yansımamda, kuaförden yeni çıkmış bana, kendime, şöyle bir bakıverdim. Göz ucuyla, kimseye çaktırmadan. Dip boyası gelen saçlarımı bir güzel boyatıp, beni daha genç gösterecek bir model için, ortaokuldan beri ilk defa saçlarımı kestirmiş idim. En azından bu kadar fazla kesmeyi düşünmemiş, saçlarıma dokundurmamış idim. Bilseniz ne kadar da çok yakışmıştı bu model bana. Daha önce kestirmediğim için hafiften pişman olmaya başlamıştım. Öyle ki çok güzel olmuştum. Bir kadının saçları ne kadar güzel ve bakımlı ise kendini o kadar iyi hisseder idi. Ve ben buna canı gönülden inanırdım. Şimdi hem daha genç hem de daha güzel görünüyor idim. Kaşlarımın şeklini de ufak bir müdahale ile değiştirmiştim. Gözlerimin ifadesi, iriliği ve güzelliği ortaya çıkmıştı. Doğadan sürmeli idi gözlerim. Epeydir gelemediğim kuaföre yeni bir çalışan alınmış, ama ne çalışan. Kaşlarımı düzelttiği gibi bana güzel de bir göz makyajı yapmıştı. Yaptığı makyaj yorgun ifademi adeta silip götürmüştü. Hemen oracıkta bunu daha sonra kendi başıma nasıl yapacağımı da öğretmişti. Kolaydı. Kısaca bu yeni kız baya yetenekli idi.

Ardından çocukların annesinde olmasının rahatlığıyla, Sude ile oturup bir öğle yemeği yedik. Acelemiz ne? Durun bir dakika. Bu güzel günü size kuaförden oto galeriye kadar özet geçeyim; Sude ile caddedeki şık bir İtalyan restoranına gittik. Bir tabak bolonez soslu spagetti ve bir kadeh kırmızı şaraptan daha güzel ne olabilir! Aşk... dediğinizi duyar gibiyim. Durun biraz ona da sıra gelecek. Sonuçta her şeyin bir zamanı var ve biz kızlar herşeyin en iyisine layık olarak yaratılmışız.

He ne diyorduk. Yemeğimi iştahla yerken, "mutlu olmak için bu kadar karbonhidrat yeter!" Dedim. Ciddiyim. Yani o şık restoranın ortasında bağırmadım. Sadece içimden geçirdim. Sakin. Sadece boşanma sürecinde verdiğim kiloları geri almaktan korkuyordum.
"Sadece biraz egzersize ihtiyacın var sanki." Dedi biriciğim Sude. Duyulduğumu da bu şekilde anlamıştım. Haklı olmasına haklıydı da onun beni zayıf olduğuma dair inandırıcı şeyler söylemesi gerekirdi. Kankam ya sonuçta. Ama bir söz var ki dost acı söyler.

Karnım hafiften çıkmış, popom hafiften sarkmıştı.

"İyi bir pilates hocam var. Konuşur, ders ayarlarım."
Hey! Sözlerimi geri alıyorum. Benim kankam bir tane, bir tane. İşte gerçek arkadaşlar bunun için vardır. Sizin yerinize bir şeyleri hallederler. Hey! Bu beleşcilik değildir, sadece üşengeç olduğunuzu ve beceremeyeceğinizi kanıtlamaya çalışırlar. İyi ki de böyle yaparlar.

Kerime yaptığım onca fedakarlığın karşılığının farkındaydım. Bir hiçti. Oysa gerçek arkadaşım, dostum Sude böyle miydi? Değildi aksine ortaokuldan beri yaptığım her fedakarlığın karşılığını bulmuştum.
İyi ki vardı ve yanlız hissettirmiyordu.

UMARIM BEĞENMİŞSİNDİR. VOTE (YILDIZ/OY) KULLANMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMA! :)

Beyoğlu GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin