3.Bölüm

10.1K 361 172
                                    

Salona geldiğinde kaşları çatık bize bakıyordu ben ise ona gülümsüyordum. Olacakları merakla ve büyük bir keyifle bekliyordum.

Babaannesinin kendisine baktığını görünce hemen yüzündeki o sinirli ifade gitti, yerine gülümseyen mutlu bir adam geldi. Durduğu yerde çok fazla kalmadı ve bize doğru geldi.

"Babaanne, hoşgeldiniz. Haber neden vermediniz?"

"Ya babaanne sürpriz yapmış gelmiş. Böyle soru sorulur mu canım?" diye sordum Bars'a teessüf edercesine bakıp.

"Bak oğlum, gelin kızım senden daha düşünceli çıktı! İnsan bir gelir babaannesinin elini öper, sarılır!" dedi babaanne kızgın bir şekilde.

Bars soru sorar gözlerle bana baktı. "Gelin kızın?" diye sordu kaşları çatık bir şekilde. Galiba zurnanın zırt dediği yere gelmiştim.

"Tabi ya gelin kızım. Evlenmeyi istemiyormuşsun? Çok işlerin oluyormuş? Oğlum biz sana böyle mi öğrettik? Aynı evde yaşıyorsunuz ama evli değilsiniz?"

"Çok haklısın sultanım. Aceleye getirmek istemedim yoksa tabiki evlenmeyi ikimiz de çok istiyoruz dimi Afracım?" diye sordu Bars bana imayla.

"Tabi canım." dedim gülümseyerek.

"Babaanne siz oturun biz geliyoruz." dedi Bars gülümseyerek.

"Gelinime kızdığını duymayayım kara oğlan."

"Ben gelinine kızabilir miyim hiç? Şunun tipine bak fındık faresi." diyip döndü bir de saçımı okşadı. Manyak adam iltifat mı ediyor, hakaret mi belli değil! Fındık faresi ne be!?

Kolumdan tutup zorla üst kata çıkarttı. Üstelik ben aşağıda ne kadar mutluydum.

Elleriyle yüzünü kapattı galiba ne kadar sinirli olduğunu ifade etmek içindi. Sonra da kolumdan sertçe tuttu.

"Ne yaptın sen? Ne dedin onlara?"

"Ben demedim. Onlar beni evde görünce gelinleri sandı. Söylemeye çalıştım ama söyleyemedim. Herşey çok hızlı gelişti ben sadece kahvaltı etmek için aşağı inmiştim."

"Kapının kilidini açmamalıydım!"

"Bayılırdım odada o zaman!"

"Bayılsaydın!"

"Madem bu kadar sinirlendin, git söyle! O kız gelininiz değil de! Ben onu kaçırttım-" sözümü bitiremeden bir eliyle belimden tutup diğer eliyle de ağzımı kapattı. Ben ise ona sadece kocaman gözlerle bakabiliyordum.

"İçerideki kadın var ya, benim babaannem! İşte o kadın kalp hastası. Daha iki hafta önce yoğun bakımdaydı! Bunları duysa kalbi dayanmaz. O yüzden susacaksın Afra!" diyip elini ağzımdan çekti.

"Ben bilmiyordum. Özür dilerim Bars." Şuan bütün modum düşmüştü. Gözlerimi kaçırıyordum Bars'tan da.

Belimi bırakmıştı. Elini ensesine götürmüştü. "Şu hâle bak! Kafayı yemek üzereyim! Düşmanlarının kızını gelin bellediler!"

"Sen kafayı çoktan yemişsin de neyse." demiştim ama kısık sesle.

"Afra!"

"Ne var? Kafayı yemişsin işte! Ailemden neden bu denli nefret ediyorsun? Ben de meraklı değilim sana, ne deseydim babaannene? O an bilemedim sustum. Hem kadın beni sevdi! Düşman filan değiliz Fisun babaanneyle!"

Bars tekrar bir eliyle belimi tuttu, diğer eliyle de yanağımı okşadı. "E sen madem bizimkileri bu kadar çok sevdin. Evlenelim biz, onlara verdiğin sözü tut. Sonra tabi iki aile birbirine girsin, kan çıksın ama sorun değil sen babaannemi seviyorsun sonuçta." dedi.

KintakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin